19 Nis 2013 10:07 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:08

CHP'NİN ÇARESİZLİĞİNİN FARKINDA OLANLAR TEK TEK SUSTURULUYOR!

Taraf yazarı Kurtuluş Tayiz, çözüm sürecinde Ak Parti ve BDP yakınlaşmasının başarıya ulaşması CHP'yi çaresiz bıraktığını yazdı.

Kurtuluş Tayiz, CHP’deki bölünmenin sebebini analiz etti. Tayiz, CHP’nin sürece destek vermeyerek çaresizliğe kapıldığını öne sürdü. Bakın CHP’deki bölünme ne boyutta..

Emine Ülker Tarhan dün BDP’lilere ilişkin çok sert bir açıklama kaleme aldı.

Tarhan BDP’yi çokuluslu şirketlerin maşası olarak suçluyor. Bir yandan onları aşağılarken, bir yandan da onlara acıdığını hissettiriyor.

Peki, neden?

BDP’li bir heyetin İmralı ve Kandil arasında ölümleri durduracak, silahları tümden toprağa gömecek çözüm mektuplarını taşıdıkları için.

Çözüm sürecine katkı sunmayan CHP’yi eleştirip kendilerini Meclis’te kurulan komisyona davet ettikleri için.

BDP’yi bu yüzden aşağılamak, ezmek, suçlamak doğru bir tutum mu?

Elbette değil.

Fakat Tarhan’ın tepkisi de kişisel değil; Kürt hareketine karşı CHP’deki ortak bir duyarlılığı yansıtıyor.

Benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta da burası.

Emine Ülker Tarhan’ın öfkesinde bundan biraz fazlası var. Ayman Güler’in tepkisi BDP ile AKP arasındaki uzlaşmaya yönelikti; Tarhan’ın öfkesi ise bu iki parti arasındaki yakınlaşmanın göz göre göre başarıya doğru hızla yol almasına ilişkin.

Politikada sertlik, agresiflik olabilir ancak bu, politikasızlıktan kaynaklanmadığı müddetçe tolere edilebilir.

CHP’nin Meclis Grup Başkanvekili olarak Emine Ülker Tarhan’ın şiddetli suçlayıcılığının altında CHP’nin çözüm sürecine ilişkin “şiddetli” çaresizliği yatıyor.

Aynı çaresizlik duygusunun, suçlayıcı dilin Tarhan Hanım’ın şahsına özgü olmadığını Birgül Ayman Güler örneğiyle işaret etmiştik. Bu asabiyet CHP grubunda pek çok isme sirayet etmiş durumda. CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın milletvekili arkadaşı Sezgin Tanrıkulu’na yönelik sarfettiği sözleri hatırlayınca benim bile yüzüm kızarıyor.

Dilek Hanım, Meclis’in ortasında partili arkadaşını “CIA ajanı” olarak suçladı.

Peki, neden o zaman Dilek Akagün Yılmaz, böyle bir söz etme gereği duydu dersiniz?

Nedeni çözüm sürecine bir yerinden katılamayan CHP’nin politikasızlığında, çaresizliğinde ve AKP’ye gücünün yetmemesinde bence. Bu kontrolsüz söz ve davranış biçimi CHP’de grup davranışı hâline gelmeye başladı ama maalesef bunun pek farkında değiller.

Bunun farkında olanlar ise tek tek susturuluyor. Bunun örneği CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç. Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Genel Başkan Yardımcılığı görevinden alındı.

Kurtuluş Tayiz / Taraf