CHP’li vekilden ‘enerji sektörü’ çıkışı! Erken seçim çağrısı yaptı!
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, AKP hükümetinim Türkiye'nin enerji sektöründe yapılan özelleştirmelere değindi.
Sosyal medya hesabından bir tweet dizisi yayınlayan Özgür Karabat, paylaştığı yazıda, “Ucuz ve kesintisiz elektrik vaadiyle AKP enerji sektörünü paramparça etti.” dedi.
CHP’li vekil, “Üretimde ve dağıtımda söz sahibi olamayan devlet, döviz kurlarındaki artış ve enflasyonist ortam nedeniyle elektrik piyasasına müdahale edemedi. Üstüne, yüzde 2.38’lik kâr garantisi için sanayiciye ve vatandaşa zam üstüne zam yaptı.” ifadelerini kullanarak AKP’ye sert sözlerle yüklendi.
İşte Özgür Karabat’ın ilgili paylaşımları:
1) Enerjide yaşanan kriz bugün ortaya çıkmış bir olay değil. AKP’nin vizyonsuz özelleştirmeleri, yanlış finansman kurguları ve yandaşa rant politikaları sonucunda vatandaş evinde üşüyor, sanayici de şalterleri indiriyor. Biraz uzun olacak ama anlatalım...
2) AKP, 2002’de iktidara geldiğinde şu anda suçladıkları “Batı sermayeleri ve lobileri”, AKP’ye destek için özelleştirmeleri şart koşmuştu. En fazla istedikleri de enerji sektörüydü. AKP özelleştirme politikalarını “Babalar gibi satarım” diye savunmuştu.
3) Elektrikte piyasa Türkiye Elektrik Kurumu’nun (TEK) tekelindeydi. 1980’li yıllardan itibaren (o dönemin iktidarlarını hatırlayın) TEK sürekli hedefti. IMF ve Dünya Bankası baskılarıyla TEK parçalanmaya başladı. Ama altın vuruşu AKP yaptı.
4) “Ucuz ve kesintisiz” elektrik vaadiyle AKP enerji sektörünü paramparça etti.
Kabaca elektrik sektörü; üretim, dağıtım, perakende (tedarik), iletim ve piyasa borsası olarak 5 ana kola bölündü. Üretimin %80’i, tedarik ve dağıtımın da tamamı özelleştirildi.
5) Yaklaşık 92 bin megavat (MW) civarında kurulu güç var. Bunun sadece %23’ünü kamuya ait Elektrik Üretim Santralleri (EÜAŞ) oluşturuyor. Atatürk, Keban ve Karakaya gibi barajlar ile Elbistan ve Soma gibi termik santralleri de EÜAŞ işletiyor.
6) Kurulu gücün %23’ü kamuda ancak lisanslı elektrik üretiminde bu oran yüzde 16’ya düşüyor. Yani özel sektör, stratejik olan enerjinin ana oyuncusu durumunda. Peki, özel sektör neden hevesle enerjiye geldi. Tabii ki Hazine garantisinden...
7) Elektrik dağıtımı 21 bölgeye bölündü ve bunlar 13 milyar dolara özelleştirildi. Bu şirketlere yüzde 2.38 oranında kâr marjı kanunla verildi. Köprü, havaalanı, şehir hastaneleri derken vatandaşın kullandığı elektrikte dahi Hazine garantisi verildi.
8) Üretimde ve dağıtımda söz sahibi olamayan devlet, döviz kurlarındaki artış ve enflasyonist ortam nedeniyle elektrik piyasasına müdahale edemedi. Üstüne, yüzde 2.38’lik kâr garantisi için sanayiciye ve vatandaşa zam üstüne zam yaptı.
9) EÜAŞ, ucuza hatta zararına özel sektöre elektrik sattı. Dağıtıcı şirketler de 1 birime kamudan aldıkları elektriği vatandaşa 5 birime sattılar. Kamu sadece maliyetleri meskenlere değil, işyerlerine yansıtın diyebildi. O sistem de 1 Ocak itibarıyla çöktü.
10) Lisanslı elektrik üretimimizin %42’sini ithal doğalgaz oluşturuyor. Yaklaşık %11’i de ithal kömürden. Geriye kalan %47 HES, linyit, rüzgar ve güneş gibi ağırlıklı yerli kaynaklardan. Ama bunlar yerli ve milli değil.
11) Elektrik üretiminin yüzde 80’i özel sektörün elinde demiştik. Bunlarda ağırlıklı HES, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklar var. Ama burada yapılan yatırımların büyük çoğunluğu döviz kredileri ile...
12) İnşa edilen hidroelektrik santrallerinin, yani barajın kredisi bile yurtdışından alındı. AKP Hükümeti öyle vizyonsuz ki bu durumu sorgulamadı bile. Çünkü yarattığı ranttan gözü dönmüş durumda. Sonra “Neden elektrik fiyatları artıyor” deniyor. İşte bundan!
13) Elektrik üretiminden çekilen, dağıtım ve tedariki dövize bağımlı özel sektöre bırakan AKP, enerji sektöründe kontrolü elinden kaybetmiştir. Burada tek çare kamulaştırma adımları olmalıdır.
14) Kimse bize “Eski Türkiye özentisi” laflarıyla gelmesin. Yapılan özelleştirmelerin sonucunu gördük. Pahalı enerji ve fabrikalara “şalterleri indirin” talimatı. Ne ucuz, ne de kesintisiz enerji sağlanamadı. Üstelik, ülkenin beka meselesi haline geldi.
15) Geleceği öngöremeyen, plan ve program oluşturamayan AKP geldiğimiz noktanın bir numaralı sorumlusudur. Ama AKP yetmezmiş gibi elde kalan stratejik kurum TEİAŞ’ı da özelleştirmek istiyor. Katar’a mı, Suudlara mı söz verdiniz? Açıklayın!
16) Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli oldukça yüksek. Rüzgar ve güneş kaynaklarımız, doğalgaza, kömüre gerek olmadan bize fazlasıyla yeter. Ancak bunun yatırım ile finansmanı tamamen özel sektöre ve dövize bağlanmıştır.
17) Çevreci yatırımlarımızın geleceği, Londra ve New York piyasalarında belirleniyor. Biz ise sözde “büyüme ve serbestleşme” yalanlarıyla buna ortak oluyoruz. Karadeniz doğalgazı ile de bu sorunlar çözülmez. Kimse kimseyi kandırmasın.
18) Karadeniz’deki doğalgaz rezervleri Türkiye’nin yıllık 60 milyar metreküp ihtiyacını bir anda karşılayamaz. İyi ihtimalle 10 yıl boyunca %10-15 civarı tüketime katkı sağlar. Ama AKP’nin aklında oradaki gazı da yabancılara peşkeş çekme fikri var.
19) Şu anki gibi zor zamanlarda doğalgaz depoları ve LNG tesisleri hayati öneme sahip. Trakya’da faal bir depomuz var. Tuz Gölü’ne de depo inşası sürüyor. Ancak buradaki kapasiteler Türkiye’nin ihtiyacı için yeterli değil.
20) LNG limanı yatırımda ise AKP yine rant peşinde koştuğu için Türkiye’ye bir faydası olmadı. Hatay’da ve Tekirdağ’da BOTAŞ’In LNG tesisleri var. Bir tane de özel sektöre (o da yandaş müteahhit) Hazine garantili İzmir’de LNG işi verildi.
21) İzmir’deki LNG tesisi ile ilgili büyük bir gizlilik var. Yandaş şirkete verilen garanti tam olarak bilinmiyor. Bunlar ne kadar faal, o da saklı. Ama AKP için yetmemiş olacak ki, benzer bir rant tesisi doğa harikası Saros Körfezi’nde yandaşa yaptırılıyor.
22) Son olarak dev elinde kalan son kurumlardan EPİAŞ’a gelelim. Piyasadaki fiyatı belirleyen EPİAŞ, AKP tarafından zayıf bırakılmıştır. Özel sektöre ve uluslararası kartellere karşı EPİAŞ’ın güçlenmesi istenmemiştir.
23) Azerbaycan’dan, Irak’tan ve Rusya’dan boru hatları ile gelen yeraltı kaynakları Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanıyor. Ama bizim bir fiyat belirleme gücümüz yok. En son aldığımız doğalgazların fiyatı bile Hollanda borsasında belirleniyor.
24) Yeni yıla büyük enerji zamlarıyla başladık. Sonra da doğalgazımızın ve elektriğimizin kesileceğini öğrendik. Şubat sonrası zamlar daha da artacak. Bu işin tek çözümü enerji reformudur ve bunu yapacak olan biziz. O yüzden derhal erken seçim diyoruz.