16 Eyl 2019 15:00 Son Güncelleme: 16 Eyl 2019 16:17

CHP’li vekil Akit yazarının sınıf arkadaşı çıktı!

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, bugünkü yazısında CHP'li vekillere “Ulan öküzler” diyerek hakarette bulundu. CHP’li Mahmut Tanal ise Karahasanoğlu'na bir yanıt verdi.

Ali Karahasanoğlu, CHP'li vekillerin “Cumartesi Anneleri” eylemine katılırken Diyarbakır'da HDP binası önünde bekleyen annelere gitmemeleri eleştirisini yöneltti.

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) vekiller Sezgin Tanrıkulu ile Mahmut Tanal'’a "Ulan öküzler, ben size 'alçaksınız' derim, 'teröristsiniz' derim” ifadelerini kullanan Karahasanoğlu “Bu eylemin arkasında devlet olsa ne olur olmasa ne olur?" dedi.

"O HALİNİ GÖRÜNCE KENDİSİNE ACIRDIK"

CHP’li vekil Mahmut Tanal ise, bugünkü yazısında kendisine ve Sezgin Tanrıkulu’na hakaret eden Akit yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu’na bir cevap verdi.

CHP’li Tanal, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Karahasanoğlu ile İstanbul Hukuk Fakültesi’nde sınıf arkadaşı olduklarını aktararak, o dönem asosyal, içine kapanık biri olduğu için acıdıkları Akit yöneticisinin, ezikliğin getirdiği intikam hissiyle hareket ettiğini söyledi.

CHP’li vekil Mahmut Tanal, "Bilmeyenler için yazayım: Bu arkadaşla hukuk fakültesindeyken aynı sınıftaydık. Asosyal, içine kapanık, köşeye sinip oturan, doğru bildiğini dile getiremeyen birisiydi. O halini görünce kendisine acırdık" derken, "Bizim gölgesinden korkan Ali İhsan, şimdilerde ise kendini aslan sanan kedi gibi ses çıkarıyor. Bunu fakültedeki ezikliğin getirdiği bir rahatsızlık olarak görüyorum. Kendini gösterme çabasında. Fakültede imrendiği Mahmut Tanal’a, çarpıtmalarla zarar verebileceğini düşünüyor" dedi.

Karahasanoğlu'nun yazısının ilgili bölümü ise şu şekilde:

"Sezgin Tanrıkulu için söylüyorum.. Mahmut Tanal için söylüyorum.. Bulunmasını istediğiniz çocukların hemen tamamı, sizin partinizin koalisyon ortaklığı döneminde kayboldu.

Ama sizler.. Kendi partinizin önünde yapmanız gereken gösteriyi, gidip başka yerlerde yapıyorsunuz..

Derdinizin, ‘kaybolan çocukları’ bulmak olmadığını da, Diyarbakır annelerine destek vermemekle ispatlıyorsunuz..

Şunu da kabul ederim. ‘Ben, Cumartesi annelerinin eylemine gitmek istiyorum’ dersiniz..

'Var, git' deriz.. ‘Niyetini, samimiyetsizliğini gösterdin’ deriz.. Destek vermeyiz, normal bir tavır olarak yorumlamayız ama..

Ölümüne size karşı da çıkmayız..

Ama sizler..

Cumartesi anneleri için gösteriye gidip, 25 yıl önce kendi koalisyon ortaklığınız döneminde kaybolan insanlar üzerinden, bugünkü iktidarı suçlarken..

Diyarbakır'da, çocukları dağa kaçırılan annelerin eylemleri için, 'Köpürtülüyor. Devlet organize ediyor, kayyım atamalarını gözlerden kaçırmak için devletin bir operasyonu' derseniz.

Ben size.. 'Alçaksınız' derim 'Ahlaksızsınız' derim. 'Namussuzsunuz' derim.. 'Teröristsiniz' derim..

Ulan öküzler..

Velev ki devletin böyle bir niyeti olsun..

O annelerin çocukları dağa kaçırılmış mı?

Kaçırılmış.

Anneler, çocuklarının dönmesi için eylem yapıyorlar mı? Yapıyorlar..

Bu eylemin arkasında devlet olsa ne olur..

Olmasa ne olur?”