CHP'li Altıok'tan Bakan Avcı'ya 'Müjdat Gezen' mektubu: Daha ne bekliyorsunuz?
Zeynep Altıok, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne yapılan saldırıyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’ya mektup yazdı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, Müjdat Gezen Sanat
Merkezi’ne yapılan saldırıyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Nabi
Avcı’ya mektup yazdı. Son dönemde sanatçılara ve sanat merkezlerine
yönelik saldırı, engelleme ve ihraçların hatırlatıldığı mektupta,
“Bakanı olduğunuz kültür ve sanat dünyasına yönelik tüm baskı,
sansür ve saldırılara ilişkin sizden evrensel insan hakları ve
sanat ilkeleri çerçevesinde net bir kınama ve ihraçlardan hedef
göstermelere kadar bütünlüklü ve adil bir tutum bekliyoruz”
ifadelerine yer verildi.
Mektupta, saldırılara karşı Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın
tavır göstermemesi eleştirilirken, “Toplum sizin dün Kırmızı Kedi
Yayınevi bugün Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde olmanızı boş yere
bekledi. Yarın yeni yangınlar can kayıpları olmasın diye çok geç
kalmaktan korkmuyor musunuz?” denildi.
Zeynep Altıok’un Nabi Avcı’ya mektubu şöyle:
“Sn. Nabi Avcı,
19 Şubat 2017 Pazar gecesi Türkiye’nin ilk ve tek parasız özel
okulu Müjdat Gezen Sanat Merkezi, elinde benzin bidonu olan bir
vahşi tarafından öfke ve kinle yakılmak istendi. Şans eseri yangına
çok büyümeden müdahale edilebildi. Peki içeride sanatçılar olsaydı?
2017 Türkiye’sinde içinde sanatçılar olan bir sanat merkezi
tutuşturulmuş, alev alev yakılmış olacaktı.
Çok değil daha geçen hafta Akit TV’de nefretle hakaretler savuran
bir sunucu Müjdat Gezen’i hedef gösterdi. Beraberinde sosyal
medyada Müjdat Gezen çok sayıda tehdit aldı. Sonuç ortada.
10 gün önce İstanbul’da Kırmızı Kedi Kitabevi saldırıya uğradı. 2
hafta önce akademisyen ihraçlarıyla birlikte DTCF Tiyatro Bölümü
fiilen kapatıldı. Orkestra şefi, piyanist İbrahim Yazıcı, keman
sanatçısı Filiz Özsoy, piyano sanatçısı Eser Öykü Dede, çalgı yapım
sanatçısı Zafer Güzey kamudaki görevlerinden ihraç edildi.
Piyanist, akademiysen Dengin Ceyhan halen gözaltında. Grup Yorum’un
tüm üyeleri tutuklu, kültür merkezleri basıldı ve tüm enstrümanları
parçalandı. Fazıl Say’a konser öncesi satırlı saldırı düzenlenmek
istendi. Yazar Murat Uyurkulak hakkında 7.5 yıl hapis cezası
istendi. Artvin’den İzmir’e kadar defalarca Levent Üzümcü’nün salon
tahsisleri iptal edildi. Şehir Tiyatroları’ndan çok sayıdan oyuncu
işinden edildi. Diyarbakır Şehir Tiyatrosu kapatıldı, oyuncuların
tamamı işsiz bırakıldı.
Sayın Bakan,
Ülkemizde yalnızca birkaç haftalık zaman diliminde sanata ve
sanatçılara yönelik saldırılar bunlar. Hiç kuşkusuz dahası da var.
Siz de bu durumdan endişe duyuyor olmalısınız.
Sizden sanatın ve sanatçının "kindar nesil" tarafından hedef
gösterilmesini, nefretin eyleme geçerek suç işlemesini, cehaletin
yaratılan ayrıştırma üzerinden sanatı, sanatçıyı, aydınları hedef
alarak kendinden olmayanı cezalandırma cüretini önleyecek sağduyu
ve toplumsal huzuru sağlayacak bir açıklama bekliyoruz.
Kültür Bakanı olarak sizin sanata, yani akla, yaratıcılığa, düşünce
ve ifadenin dışa vurumuna, kısaca aydınlanmaya yönelik bu kin ve
nefrete karşı koruyucu olmaktan öte sanatçıları özgür sanat
koşullarında üretmeye ve toplumla buluşmaya teşvik eden bir
tutumunuz olmalı.
Tehditler, hedef göstermeler, saldırılar her geçen gün artarak
devam ediyor ve endişe verici bir boyuta ulaşıyor. Geçmiş
deneyimlerimiz bize gösterdi ki nefretin kontrolü güçtür ve
sonuçları son derece ağır olabilir. Hele bu saldırıları meşru
görenler arkalarında belli bir ideolojinin koruyucu gücünü
hissederlerse...
Geçmişten bugüne Sabahattin Ali’den Sivas’ta yakılarak öldürülen
aydınlarımıza; ateşe verilen Kırşehir Gül Kitabevi’nden İstanbul
Kırmızı Kitabevi’ne yönelik saldırıya kadar sanat kurumları ve
sanatçılar, kin ve nefret içeren ilkel saldırılara maruz kaldı,
yakıldı, katledildi ve tamamı adeta teşvik edilircesine cezasız
kalarak tarihin utanç sayfaları arasındaki yerini aldı.
Bugün Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne yönelik bu vandalca saldırı da
hem sizin iktidarınız döneminde, hem de sizden önceki dönemlerde
yaşanan benzer saldırılardan farklı değil. Hepsi aynı örgütlü
cehaletten, aynı vahşetten, aynı ideolojinin kin ve nefretinden
besleniyor. TV ekranlarında sanatçıları ağza alınmayacak küfürlerle
hedef göstermenin sonucu olarak her geçen gün Cumhuriyetimizi,
temel hak ve özgürlüklerimizi, farklılıklarımızı hedef alan bu
aymazlığa müdahale edilmesi gerektiğini düşünmüyor musunuz?
Bakanı olduğunuz kültür ve sanat dünyasına yönelik tüm baskı,
sansür ve saldırılara ilişkin sizden evrensel insan hakları ve
sanat ilkeleri çerçevesinde net bir kınama ve ihraçlardan hedef
göstermelere kadar bütünlüklü ve adil bir tutum bekliyoruz.
Bu sorumluluk Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş uygarlıklar arasında
daima ilerleyen aydınlık bir yeri olması için bir gerekliliğin yanı
sıra ülkemizin toplumsal barışı ve bir arada yaşama kültürü adına
da büyük ve önemli bir adım olacaktır.
Siz hem akademisyen hem Kültür Bakanı’sınız. Toplumsal kutuplaşmayı
önleyici bir adım atmanız gerektiğini düşünmüyor musunuz? Bunca
eğitimci, akademisyen ve sanatçı kıyımında, Cumhuriyetin muasır
medeniyetler seviyesindeki bir Türkiye hedefi yerine, vandalların
kıskacında gelişemeyen bir Türkiye mi miras bırakacaksınız? Toplum
sizin dün Kırmızı Kedi Yayınevi bugün Müjdat Gezen Sanat
Merkezi'nde olmanızı boş yere bekledi. Yarın yeni yangınlar can
kayıpları olmasın diye çok geç kalmaktan korkmuyor musunuz?
Daha ne bekliyorsunuz!
Saygılarımla
Zeynep Altıok Akatlı
CHP Genel Başkan Yardımcısı
İzmir Milletvekili”