CHP'den Yusuf Tekin hakkında suç duyurusu
CHP mülakat sorununa dikkati çekmek için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde oturma eylemi başlatmıştı. Eylemin ardından Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.
CHP'nin mülakat sorununa dikkati çekmek için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde dün gece başlattığı oturma eylemi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulunulmasıyla sona erdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Sayın Bakan’ı mülakatlarla büyük haksızlıklara yol açtığı için, öğretmenleri zamanında ve yeterince atamadığı için, ücretli öğretmenlikle mağduriyete devam ettirdikleri için, ÇEDES’lerle tarikat ve cemaatlerle hiçbir pedagojik formasyonu olmayan kişileri okulları soktukları için, MESEM’lerde ölüm ve yaralanmalara müdahalede bulunmadıkları için, tarikat ve cemaat yapılanmalarını sivil toplum olarak adlandırıp neredeyse Diyanet İşleri Başkanlığı’nı Milli Eğitim Bakanlığı’nın eş başkanlığı haline dönüştürdüğü için istifaya davet ediyoruz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'ın öğretmen atamalarında yaşanan mülakat sorununa dikkati çekmek için Milli Eğitim Bakanlığı önünde dün gece başlattığı oturma eylemi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında Sıhhiye Adliyesi'nde savcılığa "görevi kötüye kullanma" suçundan suç duyurusunda bulunulmasıyla sona erdi.
Oturma eylemine ilişkin MEB önünde açıklama yapan Suat Özçağdaş'a CHP milletvekilleri ve eğitim sendikalarının temsilcileri eşlik etti. Özçağdaş, şöyle konuştu:
''Öğretmenlerimiz kimsesiz değildir. Öğretmenlerimize yapılan bu zulmü, bu haksızlığı kabul etmiyoruz. İller arasında oluşan farklılıktan dolayı öğretmenlerimizin yıllarca ailelerinin canıyla, dişiyle desteklediği, bu sınava hazırlanan bu hakkı elde eden, iktidarın sözüne güvenen gençlere haksızlık yapılmasına izin vermeyeceğiz. Birazdan Sayın Bakan’ın kendisine ‘Yusuf Tekin İstifa’ hat sanatıyla işlenmiş tabloyu hediye bırakacağız. Biliyorsunuz Sayın Bakan önceki yüzyıllara çok meraklı. Günümüz ve gelecekle pek bir ilgisi yok. Kendisinin de rahatlıkla mutlu olabileceği bir tablo vermek istedim. Sayın Bakan’ı mülakatlarla büyük haksızlıklara yol açtığı için, öğretmenleri zamanında ve yeterince atamadığı için, ücretli öğretmenlikle mağduriyete devam ettirdikleri için, ÇEDES’lerle tarikat ve cemaatlerle hiçbir pedagojik formasyonu olmayan kişileri okulları soktukları için, MESEM’lerde ölüm ve yaralanmalara müdahalede bulunmadıkları için, tarikat ve cemaat yapılanmalarını sivil toplum olarak adlandırıp neredeyse Diyanet İşleri Başkanlığı’nı Milli Eğitim Bakanlığı’nın eş başkanlığı haline dönüştürdüğü için, bakanlığı açık bir kadrolaşma alanı gördüğü için Sayın Yusuf Tekin’i istifaya devam ediyoruz.''
''Aylarca bakanı uyarmamıza rağmen...''
Açıklama sonrasında Bakan Yusuf Tekin'e üzerinde "Yusuf Tekin İstifa" yazılı hat sanatıyla işlenmiş tablo Milli Eğitim Bakanlığı yetkilisine teslim edildi.
Daha sonra Özçağdaş ve CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, CHP Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı, CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi Sıhhiye Adliyesi'ne yürüdü. Özçağdaş, Sıhhiye Adliyesi önünde suç duyurusuna ilişkin de açıklama yaptı. Özçağdaş, şöyle konuştu:
''Önümüzdeki günlerde mülakatla ilgili haksızlığın giderilmesi için çok daha farklı eylem ve çalışmalarla sizlerle olacağız. Bakanlıkça yapılan duyuruya göre sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin sözlü sınav süreci, 2 Temmuz 2024 tarihinde başlamış ve 10 Ağustos 2024 tarihinde tamamlandı. Ancak bakanlık, Danıştay’daki davaları gerekçe göstererek 66 gün boyunca mülakatların sonuçlarını açıklamadı. Danıştay nihai kararını vermeden mülakat sonuçlarının açıklanması durumu oluştu. Farklı illerde komisyona giren adaylar, o komisyonların hemşehricilik, çeşitli başka kişisel saiklerle verdiği aşırı farklı puanlarla mağdur durumuna düştüler. Aylarca bakanı uyarmamamıza rağmen sonuç söylediğimiz gibi oldu. Mülakatlar, haksızlık aracı oluşturdu.
''Adayların mağduriyetine ve kamu zararına neden olunduğu sabit nitelikte''
Sonuç olarak Bakanlık tarafından belirsiz politikalar yürütülmesi, sözleşmeli öğretmen adayı sözlü sınav sıralamasının belirsiz olması ve yukarıda değinilen tüm bu nedenlerle adayların mağduriyetine ve kamu zararına neden olunduğu sabit nitelikte bulunmaktadır. Bu çerçevede Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesi kapsamında T.C. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından görevi kötüye kullanma suçunun işlendiği anlaşılacaktır. Bununla birlikte gerekli öğretmen atamaları yapılmadan 2024-2025 Eğitim ve Öğretim Yılının başlamasıyla, nitelikli ve yeterli eğitim alınamamasından dolayı ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarındaki öğrencilerin eğitim ve öğretim hakkının ihlal edilmesi nedeniyle TCK m. 112 uyarınca eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu ve Milli Eğitim Temel Kanunu 14 ve 56. maddeleri yönünden de soruşturma yürütülmesi gerekli bulunmaktadır. Bu amaçla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyoruz.’’
''Milli eğitim camiasında yapmak istediklerine izin vermeyeceğiz''
CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, MEB önünde başlayan oturma eylemi ve Tekin hakkındaki suç duyurusuna ilişkin şöyle konuştu:
''Öğretmen atamalarında yapılan mülakatlarda haksızlıklarla ilgili yurdun dört bir yanından öğretmenlerden gelen şikayet ve mülakat sonuçlarının farklı değerlendirmeleri üzerine bir oturma eylemi başlattık. Milli Eğitim Bakanlığı önünde Bakan Yusuf Tekin’i istifaya devam ettik. Ona hat sanatıyla işlenmiş, çok sevdiği için o tarz şeyleri ‘Yusuf Tekin İstifa Et’ yazılı bir belge bıraktık. Öğretmenlerle ilgili çok can yakıcı sorunlar yaşıyoruz. Hem atanmadıkları gibi, okullarda ve sistemde öğretmenleri belli kategorilere ayırdılar. Öğretmenler atandıklarında ise çalıştıkları okullar temiz değil. Öğrenciler aç. Verilen maaş asgari ücretin altında. Milli eğitim bizim olmazsa olmazımız. Milli eğitim camiasında yapmak istediklerine izin vermeyeceğiz. Laik, çağdaş eğitimin her zaman geri gelmesine ve çocuklarımızın öyle yetişmesi konusunda hassasız. Milli Eğitim Bakan’ına buradan tekrar seslenmek istiyorum. Atanmayan öğretmen yaratmayın. Öğretmenlerin sesini duyun. Yapamıyorsanız da istifa edin.''