10 Kas 2010 09:45
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:47
CHP RESMİ KANALI HALK TV'Yİ HANGİ ÜNLÜ GAZETECİYE SATIYOR?
CHP, 2005'ten bu yana yayında olan resmi yayın organı Halk TV'yi ünlü bir gazeteciye satıyor.
Yeni CHP muhalefeti Oda TV’den mi yapacak?
Ankara kulislerinin en popüler konusu CHP.
Ortalık senaryodan geçilmiyor.
Herkes gelişmeleri durduğu yere veya beklentilerine göre yorumluyor.
Kılıçdaroğlu’na yakın isimler darbenin başarılı olduğu, artık yeni bir CHP’nin kurulduğu görüşünde.
Önder Sav ekibi ise şimdilik suskun.
Ama tavırları suskunluğun taktiksel olduğu izlenimini uyandırıyor. Birkaç gün önce genel başkana bayrak açan, hatta hakarete varan ifadeler kullanan Sav, dün görevi devrederken inanılmaz bir yumuşama gösterdi.
Kulislere göre bu değişimde şöyle bir taktik yatıyor.
Sav, Kılıçdaroğlu’na verilen medya desteğini okuyamadı. Delege ve milletvekili hakimiyetine güvendi. Fakat Kılıçdaroğlu’na verilen güçlü destek planları bozdu. Çünkü delege de kamuoyundaki rüzgardan etkileniyor.
Sav ekibi kurultay talebinden vazgeçmiş gözüküyor. Çünkü Kılıçdaroğlu kurultaya gider ve oradan PM’yi değiştirmeyi başarırsa Sav asıl o zaman biter.
Şu anda mevcut PM’ye ve TBMM grubuna hakim sayılır. PM’deki ağırlığı ile milletvekilleri listesine müdahale edebilir. Meclis’teki ağırlığı ile partiyi yönlendirebilir.
Yani Sav ekibi taktiksel olarak yenilgiyi kabul etmiş gözüküyor.
Kılıçdaroğlu ise medya ve kamuoyu rüzgarı ile partiyi teslim almaya çalışacak. Dünkü Meclis grup konuşması da bunun örneğiydi.
Kılıçdaroğlu partililerle adeta Meclis grubunu teslim almaya gelmiş gibiydi. Çok sayıda partili grup salonuna yığılınca vekiller arada kayboldu.
Hatırlatalım, 102 vekili olan CHP’de 30 vekil Baykal’cı, 60 vekil Sav’cı olarak biliniyor. Yani genel merkezde yönetimi ele alan Kılıçdaroğlu’nun milletvekillerinde alacağı büyük mesafe var.
Dün itibariyle şunu söylemek mümkün: Baykal, Sav ve Kılıçdaroğlu birbirini kolluyor. Güç dengesini değiştirdiğini hisseden hamlesini yapacak.
CHP’deki bu durumla ilgili AK Parti kurmaylarından ise ilginç bir benzetme geldi: "Kurtlar kış günü kafa kafaya yatarmış." Sözün sahibinin siyasetteki tecrübesini düşündüğümüzde bu tek cümlelik analiz daha da önemli hale geliyor.
Bu arada CHP’nin bundan sonraki seyrini de ya
kından ilgilendiren bir başka proje daha var.
CHP, 2005’ten bu yana yayında olan resmi yayın organı Halk TV’yi satıyor.
Oda TV’yi yapan Soner Yalçın, CHP’nin resmi kanalını satın alarak internetten sonra TV’de de boy göstermeyi planlıyor. Ekibinde Hakan Aygün de var.
Henüz kesin imzalar atılmadı ama anlaşma yakın.
Gürsel Tekin’in de ’olur’ verdiği konuşuluyor. Operasyonun mali boyutu ise sır.
Taraflar el sıkışırsa önümüzdeki günlerde CHP’nin Halk TV’si, Soner Yalçın’ın Oda TV’sine dönüşecek.
Tabi söz konusu olan Oda TV olunca hadiseye sıradan bir el değiştirme olarak bakmamak lazım.
Çünkü ’yeni nesil muhalefet yapacağım’ diye ortaya çıkan Yalçın ve ekibi geride kalan sürede bambaşka bir tablo çizdi.
Yayınladıkları haberlerin çoğunluğu AK Parti ve Ergenekon davası aleyhtarlığı üzerine kurulu. Yani sıradan bir haber sitesi formatından çok uzak.
Yayınların içeriği, bilgi belge açısından lojistik desteğin büyük olduğunu gösteriyor.
Bu durumda Soner Yalçın’ın başındaki Oda TV’nin Tuncay Özkan dönemindeki Kanaltürk’e benzemesi gibi bir durum da olabilir.
O yüzden Soner Yalçın’ın Halk TV’yi satın alarak Oda TV’yi televizyona taşımasını not etmek şart.
Vahim ötesi işler olmuş
Sıcak siyasi gündemler nedeniyle üzerinde durulmadı ama son yılların en kapsamlı operasyonlarından birisi devam ediyor.
Askerlere fuhuş tuzağı olarak başlamıştı ama ardından cumhuriyet tarihinin en büyük casusluk hikayesi çıktı.
Meğerse fuhuş çetesi üzerinden TSK’ya sızan istihbarat örgütleri ’çok gizli’ bilgilere ulaşmışlar. En mahrem dosyalara nüfuz edip çalışmaları manipüle etmişler.
Ayrıca, çete üyelerinin de PKK ile irtibatları ortaya çıkartıldı. Yani işin içinde yabancı istihbarat örgütleri var. PKK var. Casusluk var. Fuhuş var.
Açıkçası güvenlik bürokrasisinde kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Herkes yüzünü ekşitip ’Vahim ötesi işler olmuş’ yorumunu yapıyorlar.
Hatta bir başkasının yorumu da şöyle: "Bırakın devletin yatak odasına girmeyi. Oraya kamera bile kurmuşlar."
Kulislere göre operasyonun detaylarının kamuoyuna yansımaması için inanılmaz bir gayret gösteriliyor. Çünkü rezaletin boyutunun ortaya çıkması ihtimali çok kişinin uykusunu kaçırıyor.
Adem Yavuz ARSLAN / BUGÜN
Ankara kulislerinin en popüler konusu CHP.
Ortalık senaryodan geçilmiyor.
Herkes gelişmeleri durduğu yere veya beklentilerine göre yorumluyor.
Kılıçdaroğlu’na yakın isimler darbenin başarılı olduğu, artık yeni bir CHP’nin kurulduğu görüşünde.
Önder Sav ekibi ise şimdilik suskun.
Ama tavırları suskunluğun taktiksel olduğu izlenimini uyandırıyor. Birkaç gün önce genel başkana bayrak açan, hatta hakarete varan ifadeler kullanan Sav, dün görevi devrederken inanılmaz bir yumuşama gösterdi.
Kulislere göre bu değişimde şöyle bir taktik yatıyor.
Sav, Kılıçdaroğlu’na verilen medya desteğini okuyamadı. Delege ve milletvekili hakimiyetine güvendi. Fakat Kılıçdaroğlu’na verilen güçlü destek planları bozdu. Çünkü delege de kamuoyundaki rüzgardan etkileniyor.
Sav ekibi kurultay talebinden vazgeçmiş gözüküyor. Çünkü Kılıçdaroğlu kurultaya gider ve oradan PM’yi değiştirmeyi başarırsa Sav asıl o zaman biter.
Şu anda mevcut PM’ye ve TBMM grubuna hakim sayılır. PM’deki ağırlığı ile milletvekilleri listesine müdahale edebilir. Meclis’teki ağırlığı ile partiyi yönlendirebilir.
Yani Sav ekibi taktiksel olarak yenilgiyi kabul etmiş gözüküyor.
Kılıçdaroğlu ise medya ve kamuoyu rüzgarı ile partiyi teslim almaya çalışacak. Dünkü Meclis grup konuşması da bunun örneğiydi.
Kılıçdaroğlu partililerle adeta Meclis grubunu teslim almaya gelmiş gibiydi. Çok sayıda partili grup salonuna yığılınca vekiller arada kayboldu.
Hatırlatalım, 102 vekili olan CHP’de 30 vekil Baykal’cı, 60 vekil Sav’cı olarak biliniyor. Yani genel merkezde yönetimi ele alan Kılıçdaroğlu’nun milletvekillerinde alacağı büyük mesafe var.
Dün itibariyle şunu söylemek mümkün: Baykal, Sav ve Kılıçdaroğlu birbirini kolluyor. Güç dengesini değiştirdiğini hisseden hamlesini yapacak.
CHP’deki bu durumla ilgili AK Parti kurmaylarından ise ilginç bir benzetme geldi: "Kurtlar kış günü kafa kafaya yatarmış." Sözün sahibinin siyasetteki tecrübesini düşündüğümüzde bu tek cümlelik analiz daha da önemli hale geliyor.
Bu arada CHP’nin bundan sonraki seyrini de ya
kından ilgilendiren bir başka proje daha var.
CHP, 2005’ten bu yana yayında olan resmi yayın organı Halk TV’yi satıyor.
Oda TV’yi yapan Soner Yalçın, CHP’nin resmi kanalını satın alarak internetten sonra TV’de de boy göstermeyi planlıyor. Ekibinde Hakan Aygün de var.
Henüz kesin imzalar atılmadı ama anlaşma yakın.
Gürsel Tekin’in de ’olur’ verdiği konuşuluyor. Operasyonun mali boyutu ise sır.
Taraflar el sıkışırsa önümüzdeki günlerde CHP’nin Halk TV’si, Soner Yalçın’ın Oda TV’sine dönüşecek.
Tabi söz konusu olan Oda TV olunca hadiseye sıradan bir el değiştirme olarak bakmamak lazım.
Çünkü ’yeni nesil muhalefet yapacağım’ diye ortaya çıkan Yalçın ve ekibi geride kalan sürede bambaşka bir tablo çizdi.
Yayınladıkları haberlerin çoğunluğu AK Parti ve Ergenekon davası aleyhtarlığı üzerine kurulu. Yani sıradan bir haber sitesi formatından çok uzak.
Yayınların içeriği, bilgi belge açısından lojistik desteğin büyük olduğunu gösteriyor.
Bu durumda Soner Yalçın’ın başındaki Oda TV’nin Tuncay Özkan dönemindeki Kanaltürk’e benzemesi gibi bir durum da olabilir.
O yüzden Soner Yalçın’ın Halk TV’yi satın alarak Oda TV’yi televizyona taşımasını not etmek şart.
Vahim ötesi işler olmuş
Sıcak siyasi gündemler nedeniyle üzerinde durulmadı ama son yılların en kapsamlı operasyonlarından birisi devam ediyor.
Askerlere fuhuş tuzağı olarak başlamıştı ama ardından cumhuriyet tarihinin en büyük casusluk hikayesi çıktı.
Meğerse fuhuş çetesi üzerinden TSK’ya sızan istihbarat örgütleri ’çok gizli’ bilgilere ulaşmışlar. En mahrem dosyalara nüfuz edip çalışmaları manipüle etmişler.
Ayrıca, çete üyelerinin de PKK ile irtibatları ortaya çıkartıldı. Yani işin içinde yabancı istihbarat örgütleri var. PKK var. Casusluk var. Fuhuş var.
Açıkçası güvenlik bürokrasisinde kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Herkes yüzünü ekşitip ’Vahim ötesi işler olmuş’ yorumunu yapıyorlar.
Hatta bir başkasının yorumu da şöyle: "Bırakın devletin yatak odasına girmeyi. Oraya kamera bile kurmuşlar."
Kulislere göre operasyonun detaylarının kamuoyuna yansımaması için inanılmaz bir gayret gösteriliyor. Çünkü rezaletin boyutunun ortaya çıkması ihtimali çok kişinin uykusunu kaçırıyor.
Adem Yavuz ARSLAN / BUGÜN