CHP gemisinde tayfalar isyanda!.. Bu yüzden karaya oturur mu?..
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, CHP’de aday belirlemeleri sonrası parti içinde oluşan rahatsızlıkları ve Gürsel Tekin’in istifasını değerlendirdi…
Efendim: CHP’de küçük çaplı bir ayaklanma yaşanıyor galiba. Buna sebep ise bilhassa İstanbul’da bazı ilçelere atanan isimlerin partililerce beğenilmemesi. O kadar ki homurtular kimi ilçe başkanlarına, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’e ve hatta Ekrem İmamoğlu’na kadar uzanmış vaziyette. “İstifa” sesleri, kelle istemeler şu sıra pek revaçta. Memnuniyetsizlikler had safhada!..
Peki bu durum bekleniyor muydu? Bence evet! Çünkü adaylar kesinleşince bazı bastırılmış çelişkilerin ya da ertelenmiş hesaplaşmaların su yüzüne çıkması pek mümkündü. Öyle de oldu. Tabii bunlar kendiliğinden tepkiler mi, parti içi gruplardan gelen organize hareketler mi tartışılır. (Galiba ortaya karışık gibi. Bazı noktalarda “Hemşeri dernekleri”, bazı yerlerde seçilemeyen başkanlar veya parti içi hesap güden kimi gruplar) Öyle veya böyle bir huzursuzluk olduğu aşikâr. Adaylıklar sadece katalizör görevi gördü!..
CHP’de İç Çatışma Artıyor!..
Öyle ki, hepsinin konumlanışı farklı olabilir. En önde görünen neden CHP’de seçilen yönetimin partiyi yeniden dizayn etme çabasına duyulan tepki. Geleneksel ilişkiler, konumlar -hafif “tasfiye” görüntüleri eşliğinde- bu yüzden sarsılıyor. Eski “Statüko”sunu kaybedenler rahatsız. Ayağının altından toprak kayanlar panikte. (Mezhepçi / Etnikçi / Hemşerici / Bölgeci klikler teyakkuzda! )Yanı sıra CHP’de bilinen ama itiraf edilmeyen bir saflaşma var. “Özgürcüler” , “Ekremciler” ve halen tetikte bekleyen “Kılıçdaroğlucular.” Bunların birbirine gard aldığı bir dalga mevcut!..
Ayrıca kimi seçilemediği için, desteklediği kişinin aday gösterilmemesine kızarak, kimi düzeninin bozulacağı, çıkarlarına ters geldiği, rant beklentisine uymadığı, kimi hemşerisini, mezhepdaşını göremediği, kimi halen saf bir şekilde bir “ideal” mücadelesi yapıldığına inandığı için olabilir. Nedenler çoğaltılabilir. Lakin ortaya çıkan tablo iç çatışmanın arttığı yönündedir. Derinleşirse bir krize dönüşebilir!..
Gürsel Tekin’in İstifası!..
Bu esnada çeşitli ilçe teşkilatlarında hatta İstanbul il teşkilatında muhtelif protesto gösterileri düzenlense de hiçbiri partinin ağır toplarından eski CHP Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in CHP'den istifa ettiğini duyurması kadar etkili olmadı. Battal İlgezdi’nin çok asabi tepkisini saymazsak eğer…
Tekin’in saptamaları arasında şu hususlar mevcuttu. Ona göre CHP, “Atatürkçü ve sosyal demokrat bir parti kimliğinden uzaklaştırılmış, hiçbir objektif koşul, liyakat ve ehliyetin olmadığı, parti içi hemşericilik, gruplaşma, ekipleşme ilişkileri ile makam ve mevkilerin dağıtıldığı, partiye emek veren, partinin iktidar olması için çalışan insanların dışlandığı, Türkiye’de iktidar mücadelesi yerine parti içi iktidar mücadelesinin yeğ tutulduğu, Genel Merkezin kendi açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığı, emek sarf eden insanların emeklerinin gasp edildiği, ideoloji, ilke veya düşünce ile oluşan yoldaşlık ruhu yerine ahbap - çavuş, eş, dost, akraba ilişkilerinin her düzeyde belirleyici olduğu bir yapı haline dönüşmüş” tü.
Jetonlar Şimdi mi Düştü?..
Üstelik Tekin dile getirdiklerinin çoğunda haklı görünüyordu. Katılmamak mümkün değil. Özelliklede kimi “Feodal ilişkiler”in partide belirleyici olması hususunda son derece haklı idi. Ancak sormak lâzım. Yüzde yüz haklı bile olsa düne kadar aklı neredeydi? Şu ana kadar Tekin’in bu yöndeki bir tepkisini, ifadesini ben niye duymadım? Söyledi de kapalı kapılar ardında mı söyledi? Bunun mücadelesini niye vermedi?
Örneğin şimdi anketlerde önde göründüğü söylenen Kadıköy yerine Esenyurt’tan aday gösterilmek istenince mi aklına geldi? (İmamoğlu’nunda ona Sultanbeyli’yi önerdiği söyleniyor. Tabii bu da hiç şık kaçmamış o başka!) Partinin mevcut sağlıksız yapısı üzerine şimdi mi tahlilde bulunuyor? Bu zihniyeti kırmak için ne yaptı? (İlaveten sormak lâzım. Kendisi bu ilişkilerden tümüyle muaf mıydı? Vaktiyle “Kars Lobisi”nden, “Alevi Lobisi”nden hiç mi destek almadı? Partide yükselişinde aynı tarz ilişkilerin hiç mi “yararı” olmadı?) Son ana kadar neden beklendi? Jetonlar şimdi mi düştü?
Bu arada merakımı mazur görün. Tekin, istifasının nedeni olarak belediye başkanlığı meselesi olmadığını, “Müteahhitlere yenildiğini” ve “Temiz eller operasyonu” başlatacağını söylemiş. Bunlar herhangi bir düz müteahhitleri mi yoksa İmamoğlu’na göndermede bulunarak “Karadenizli müteahhitleri” mi kastetti anlayamadım. Açıkça izah etse iyi olur!..
Dolayısıyla sadece Tekin değil, bugüne değin öne sürülen konularda sesini çıkarmayıp, susan kim varsa benzer sorulardan muaf değildir. (Partiye adeta “çöreklenmiş” temelinde rant arayışı yatan malum yapılar bir günde ortaya çıkmadı.) Şimdi istedikleri olmayınca birdenbire bunlardan rahatsız olmaları hiç itimat telkin etmiyor doğrusu. Politik bir manevra kokusu yayıyor. Yumurta kapıya gelince mi sesler yükselecek? Vaktiyle tavır koysalardı daha samimi olurdu herhalde!..
İşin Sonu Nereye Varır?..
Peki durumun aynı şekilde sürmesi halinde olay nereye varır? Bu kıvılcımlar etrafa sıçrayıp bir yangına yol açar mı? Yeni tepki dalgaları, istifalar beklenebilir mi? Mümkündür. (Bilhassa adaylıklar kesinleşene kadar!) Özellikle belli ilçeler, bölgeler düzeyinde kısmen beklenebilir. Şayet kabaran dalga büyür ise o zaman ciddi sıkıntı doğar. (Zaten dalganın bu derece köpürtülmesi kararları etkilemek ve vazgeçirip, değiştirmek içine benziyor. Ancak genel merkezin bunun farkında olup pabuç bırakmayacağını zannediyorum!) Biraz şikâyetler olsa da yıkıcı bir “tsunami”ye sanırım dönüşmez. Ancak bu kadarı bile yeterince “sarsıcı” oldu. Özellikle dışa karşı…
Nitekim AK Parti ve Erdoğan fırsatı değerlendirecek, CHP’deki parçalı yapıyı gündemde tutarak aleyhte propaganda yürütecektir. CHP’yi kendi içinde kavgalı gösterip (Ki,göstermesi de gerekmiyor zaten, o imajı bizzat kendileri yayıyor!) bu partiye güvenilemeyeceğini, dolayısıyla oy verilmemesi gerektiğini söyleyecektir. Eline koz vermiş oldular. Kısaca CHP’nin belli ki sıkıntı da görünen imajı son isyanlarla daha da yara almışa benzemektedir. Bilhassa seçimler bu derece yaklaşmışken. Bu parti ne zaman durulacak bilmem!..
Evet, CHP gemisinde tayfaların bir kısmı isyanda görünüyor. Bu gemiyi batırmasa bile karaya oturtma ihtimali var. Bakalım yeni kaptan gemiyi kayalara çarptırmadan sağ salim limana ulaştırma mahareti gösterebilecek mi?..
Böyle giderse zor görünüyor!..
14. 02. 2024