Charlie Hebdo davasında mahkeme: Diyanet tarafsız değil
Charlie Hebdo davasında mahkeme şikayetçilerin bilirkişi raporu alınmasını istedikleri Diyanet’in dava özelinde tarafsız olmadığını belirtti.
Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’nun 12 çizerinin
katledilmesinin ardından çıkan özel sayısının kapağını dayanışma
için köşelerinde yer verdikleri için yargılanan gazetemiz yazarları
Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan ifade verdi. Çetinkaya ifadesinde
terörün bir insanlık suçu olduğunu belirterek, “Vicdanım o çizimi
köşeme koymama neden oldu” dedi. Karan ise, “İçinde saldırı,
hakaret, cinayet veya şiddete teşvik barındırmayan içerikte yazı vi
çizim ceza davasının konusu olamaz” dedi.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya 6 yıla
kadar hapisleri istenen gazetemiz yazarları Hikmet Çetinkaya ve
Ceyda Karan katıldı. Çetinkaya ifadesinde, 50 yıllık gazeteci
olduğunu vurgulayarak, “50 yıllık süreç içinde demokrasiyi,
özgürlükleri, düşünce ve ifade özgürlüğünü, din ve vicdan
özgürlüğünü savundum. 28 Şubat sürecinde korkularından okullarının
anahtarını Çevik Bir’e teslim edenlerin kim olduğunu ifade ettim.
250 davada yargılandım” dedi. Terörün nereden gelirse gelsin bir
insanlık suçu olduğunu aktaran Çetinkaya, “Böyle bir suçu kabul
etmiyorum. Beni tanıyan tanır. Ben mücadele etmekten korkmam” dedi.
Vicdan sahibi olduğunun altını çizen Çetinkaya, “Vicdanım o çizimi
koymama neden oldu. Fransa’daki teröre gözyaşı döküyordu karikatür.
Lanetliyordu hepimiz gibi. Terör çünkü bir insanlık suçu. Dini yok,
imanı yok. İster sağcı, ister solcu terör terördür” diye
konuştu.
Mücadelede bayrak
Karan ise, Charlie Hebdo’daki meslektaşlarının yaşam haklarına kast
edilerek canlarının alınmasını kınamanın insanlık görevi olduğunu
aktardı. Meslek onuru, ahlakı, dayanışması ve inandığı değerlerin
sonucu olarak karikatüre yer verdiğini kaydeden Karan, “İçinde
saldırı, hakaret, cinayet ve şiddete teşvik barındırmayan herhangi
bir yazı yahut çizimin yayımlanması meselesi ise düşünce ve ifade
özgürlüğünün alanına girer. Hukuk sistemi seküler esaslara dayalı
bir ülkede aksi düşünülemez” dedi. Karan öte yandan Ekim 2015’te
Viyana’da katıldığı Avrupa Basın Konseyleri toplantısında Avusturya
Müslüman Girişimi Başkanı Tarafa Baghajati’nin söz konusu çizime
yönelik Avrupa ve Batı’da İslamofobi ile mücadelede bayrak
yapılması gerektiğini söylediğini aktardı. Çetinkaya ve Karan’ın
avukatı Bülent Utku da, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Hrant Dink’in yargılandığı Türklüğe hakaret davasında
mahkemenin suçtan zarar görmeyenlerin davaya katılma talebini kabul
ettiğini anımsatarak, “Yargıtay 9. Ceza Dairesi ve Yargıtay Ceza
Genel Kurulu yalnızca Türk olmanın doğrudan zarar görme koşulunu
yerine getirmeye yeterli olmadığı gerekçesiyle müdahillikleri
reddetti. Müslüman niteliği taşımak davaya katılmayı gerektirmez”
diye konuştu.
Güldüren talepler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, kızları
Sümeyye Erdoğan ve Esra Albayrak ile damadı Berat Albayrak’ın
avukatı Hatice Özay söz alarak, Erdoğan’ın diğer avukatı Ahmet Özel
adına da katılma talebinde bulunduğunu belirtti. Hasan Medineli
isminde bir şikayetçi de “Cumhuriyet” isminin yalnızca devlet
kurumları tarafından kullanılabileceğini öne sürerek, “Bu ismin bu
gazeteden alınmasını talep ediyorum” dedi. Mehmet Mert isimli
şikayetçi ise, alenen tahrik edildiğini kaydederek, “Biz cahili
toplumları islama davet ederiz. Kendilerini islama davet ediyoruz”
dedi. Bu sırada mahkeme hakimi Abdurrahman Orkun Dağ araya girerek,
bu şekilde dikte edici konuşamayacağını anımsattı. Şikayetçi Ali
Mazhar Gür de, IŞİD’in islami bir örgüt olmadığını aktararak, “Biz
her dönem teröre karşı çıktık. O gazeteyi görünce gazeteyi basmak,
yakmak, yıkmak geldi içimden. Ancak yapmadık” dedi. Müdahil
avukatları da karikatürün tahrik edici olup olmadığı ile ilgili
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan bilirkişi raporu alınmasını talep
etti.
Davaya kabul etti
15 yaşını doldurmamış müştekilerin fiil ehliyetleri olmadığı
anlaşıldığından katılma taleplerinin reddine karar veren mahkeme,
eylemin doğrudan doğruya kişiye yöneltilmemiş bir suç olmadığı, bir
yaş koşulu ileri sürülmediğinden iddianamede şikayetçi olanların
müdahale taleplerinin ayrı ayrı kabulüne hükmetti. Bilirkişilerin
tarafsız olması gerektiğini dikkat çeken mahkeme, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın ifa ettiği görev çerçevesinde bu vasfı taşımadığını
belirterek katılanların bu talebini reddederek duruşmayı 9 Mart’a
erteledi. (Cumhuriyet)