18 Eyl 2019 23:55 Son Güncelleme: 19 Eyl 2019 00:03

Ceren Kaplakarslan’a şiddet olayında kafa karıştıran sorular

Ceren Kaplakaslan’ın sevgilisi tarafından darp edildiği iddialarıyla ilgili olarak her geçen gün farklı iddialar ortaya atılırken, tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderilen iş adamı Temel Kankıran’ın Kaplakaslan’a gerçekten şiddet uygulayıp uygulamadığı konusu sorgulanmaya başlandı.

Oyuncu ve manken Ceren Kaplakarslan’ın sevgilisi tarafından darp edildiği iddialarıyla ilgili olarak her geçen gün farklı iddialar ortaya atılırken, tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderilen iş adamı Temel Kankıran’ın Kaplakaslan’a gerçekten şiddet uygulayıp uygulamadığı konusu sorgulanmaya başlandı.

Bu sorguya neden olacak en önemli sorulardan bir tanesi Kaplakaslan’ın uzun süredir görüşmediğini iddia ettiği eski sevgilisinden 6,5 aylık hamile olması ve olay gecesi bulunduğu hastaneye telefonla çağırmasının nedenleri olarak gösteriliyor.

RUHSATLI TABANCAYI KAPMAYA ÇALIŞMIŞLAR

İddialara göre, Kaplakaslan’ın, sevgilisi Temel Kankıran’ı yaşadığı rahatsızlık nedeniyle bilgilendirdiği ve hastaneye çağırdığı, hastaneye onu ziyarete gelen sevgilisi ile annesi arasında evlilik konusu açıldığı, Kankıran’ın evlilik teklifini redetmesi üzerine annesi Nuray Deveci Yeşiltepe’nin sinirlenerek Kankıran’a hakeret ettiği ve tartışmanın bu nedenle çıktığı görgü tanıkları tarafından öne sürüldü.

Nuray Deveci’nin, Temel Kankıran’ın evlilik konusuna yanaşmaması üzerine tartışma başlattığı ve sinirlerine hakim olamayarak Kankıran’a ait ruhsatlı silahı kapmaya çalışması üzerine bir arbede yaşandığı görgü tanıklarının ifadelerinde yer alırken, emniyete yansıyan tanık ifadelerinde bu arbede sırasında Ceren Kaplakaslan’ın da tabancaya uzanmaya çalıştığı, iki taraftan kendisine saldırılan Kankıran’ın ise bu müdahalelerden kurtulmak için iki kadını savurduğu iddia edildi.

DARP RAPORUNU BEĞENMEDİLER

Arbedede savrulan Ceren Kaplakaslan ve Nuray Deveci’nin kontrolsüz bir şekilde düşmelerinden sonra Kankıran’a ait silahlardan biri yere düşerken, yere düşen silahını almaya çalışan Kankıran’a Nuray Deveci’nin yerden kalkarak tekrar saldırmaya çalıştığı ve Kaplakaslan’ın da bu sırada diğer tabancaya doğru hamle yaptığı savcılığa teslim edilen kamera görüntülerine de yansıdı.

Yaşanan arbede görgü tanıklarının müdaheleleri ve araya girmeleri ile son bulurken, darp raporu almak üzere polis’e giden Nuray Deveci ve Ceren Kaplakaslan’ın burada kendilerine verilen darp raporunu beğenmeyerek Haydarpaşa Numune hastanesinde ikinci bir darp raporu daha aldıkları ortaya çıktı.

Ortaya çıkan bu bilgilerden sonra işadamı Temel Kankıran’ın nefsi müdafa yapmaya çalıştığı durumun saptırılarak Ceren Kaplakaslan ve annesi Nuray Deveci’ye saldırı şeklinde yansıtılmaya çalışıldığı da görgü tanıkları ve güvenlik kamerası görüntüleriyle pekiştiği ifade edildi.

AVUKATLAR AÇIKLAMA YAPTI

Savcılığın talebi üzerine tutuklu yargılaması devam eden işadamı Temel Kankıran’ın medyaya olayları aktaramadığı bir evrede Ceren Kaplakaslan ve annesi Nuray Deveci’nin medya üzerinden linç kampanyası başlatacak açıklamalarda bulunarak incelemesi devam eden bir soruşturmanın seyrini değiştirmeye yönelik davranışlarda bulunması ve konunun evlilik teklifinin red edilmesi üzerine gelişen tartışma kaynaklı olduğu durumunun çarpıtılmaya çalışılması ise büyük tepki aldı.

Kankıran’ın avukatları önceki gün düzenledikleri basın toplantısıyla bu duruma dikkat çekmek isterken, Kaplakaslan cephesinde ortaya çıkan görgü tanığı ifadeleri ve güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde tabancaları kapmaya çalıştıkları anlara dair ne tür bir açıklama yapılacağı merak konusu oldu.

-BASIN AÇIKLAMASI

Müvekkilimiz TEMEL KANKIRAN hakkında medyada çıkan son derece haksız, tek taraflı ve hukuk sınırları aşılarak yargısız infaz ve linçe dönüştürülen haber ve yayınlar yapılması neticesinde kamoyunu doğru bilgilendirmek için iş bu basın açıklamasının yapılması zarureti hâsıl olmuştur.

Habere konu olay adli yargıya intikal etmiş ve yargılaması T.C bağımsız mahkemelerince yapılmaktadır. Ancak buna rağmen karşı taraf dava konusu olay hakkında yargılamanın seyrini olumsuz etkileyecek tutum ve davranışlarla “soruşturma dosyası içeriğindeki delil ve belgelerin medyaya servis edilmesi neticesinde gerek yazılı ve gerekse görsel basın ile sosyal medya ortamında yayınlanan, gerçekdışı, son derece haksız, tek taraflı saldırı niteliğinde ve hukuk sınırları aşılarak yayınlar yapılması” yargılamaya müdahale etmekten başka bir şey değildir. Tüm kamuoyunun malumudur ki, soruşturma aşaması gizlidir ve gizlilikle yürütülmesi gerekir.

Öncelikle son zamanlarda haberlerde sıkça karşılaştığımız kadın ve çocuklara yönelik şiddeti ve genel olarak hiçbir ayrım yapmadan bütün şiddet eylemlerini kınıyoruz ve karşısında yer alıyoruz. Ancak aynı zamanda bu konunun haksız yere ve haksız bir takım kazançlar elde etmek amacıyla acımasızca suiistimal edilmesine de aynı şekilde karşıyız.

Amacımız yargıya intikal etmiş ve değerlendirmesi sadece T.C.’nin tarafsız mahkemelerince yapılabilecek bir konunun sağlıklı şekilde çözülmesidir. Ancak amacından saptırılarak sosyal medya, televizyon gazete ve çeşitli mecralarda yargısız infaz yapılarak sözde bir taraf lehine mağduriyet yaratılarak reklama dönüştürülmesinin önüne geçmektir.

Bu nedenlerle olayın doğru ve tarafsız bir şekilde anlatılarak sayın kamuoyunun doğru bilgilenmesini sağlamak ve tarafların hak ve hukuklarının temini bakımından üzerimize düşen sorumluluğun yerine getirilmesidir.
Müvekkilim Temel Kankıran’ın Ceren Kaplakarslan ile yaklaşık üç yıldır birliktelikleri olup bir çocuk beklemektedirler.

Olay günü 01 Eylül 2019’da Ceren Kaplakarslan’ın sağlık kontrolleri için müvekkil Temel Kankıran bir hastanede buluştuktan sonra, kontrol ve muayenelerin ardından kendi aralarında konuşurlarken birden Ceren Hanımın annesi Nuray DEVECİ küfür ve tehditlerle birlikte müvekkile karşı saldırmıştır. Öyle ki, Ceren hanım ve annesi araç içinde oturmakta olup ikisi birden aracın içinden çıkıp müvekkile Temel KANKIRAN’a saldırmışlar müvekkilin bu sırada vücudunda çeşitli yaralanmalar meydana gelmiştir. Bu durum hastane kayıtları ile sabittir.

Gerek soruşturma dosyasında yer alan ve gerekse medya tarafından dosyadan
temin edilerek yayınlanan olaya ait görüntülerde müvekkilimizin kişilerin başına
silah dayaması söz konusu olmayıp, müvekkilin kendisini korumaya yönelik
yaşanan bu arbede ve itişme sırasında tarafların hepsinde basit sıyrık ve doku
zedelenmeleri oluşmuştur. Tarafların hepsinin sağlık durumu hastane raporları ile tespit edilmiştir.

Olayın bu şekilde özellikle Nuray DEVECİ’nin saldırısı ile meydana gelmesine rağmen müvekkil silah ile bu şahıslara saldırmış gibi ifade ve beyanlar kesinlikle yalan ve asılsızdır. Zira müvekkilin belindeki silahı almaya çalışmışlardır.

Özellikle müvekkil bu durumun önüne geçmek ve daha zararlı bir durum oluşmasın diye çaba sarfetmiştir.

Ancak karşı taraf bu olaylara kendi kusuruyla sebebiyet vermenin ötesinde kendilerini mağdur görüntüsünde servis etmekten de geri durmamışlardır. Olay sonrası hemen tam teşekkülü bir hastane de Adli Sağlık raporu alınmış bu raporda arbede sırasında meydana gelen sadece basit sıyrık ve doku zedelenmesi tespit edilmesine rağmen ilk rapordan 5 saat sonra alınan raporda bu sefer nasıl olduğu nerede olduğu belli olmayan kırık tespit edilmiştir.

Müvekkil bu çelişkili iki tane rapor nedeniyle tutukludur. Bu durum bile müvekkilin uğradığı haksızlığı ortaya koymaktadır.

Basın kuruluşları maalesef haberi toplarken haberi yaparken basın ilkelerine riayet etmemektedir. Sadece bir tarafın iddia ve beyanlarını dikkate almıştır.
Müvekkilin hastane raporlarında saldırıya uğradığı vücudunda yaralanmaların olduğu bunun yanı sıra müvekkilin ağır bir kanser hastalığı tedavisi görmesi karşısında durumun vehameti ortaya çıkmaktadır.

Karşı tarafın beyanlarının tamamına itibar edilerek gerçekmiş gibi yayın yapılması ancak olayda mağdur edilen müvekkilimizin mağduriyeti gözardı edilerek haberler yapılması basın ilkelerine aykırıdır.

Özellikle Ceren Hanımın babası ile yapılan röportajda müvekkilimizi daha önce bir defa gördüğü ve son olarak olay nedeni ile gördüğüne ilişkin beyanları doğru kabul edilerek haber konusu yapılması akıl tutulmasından başka bisey değildir. Bu kişiye bu aşamada sadece sunu sormak istiyoruz: Müvekkilin yapımcılığını yaptığı bir filmin PR çalışmalarında ücret mukabilinde aktif şekilde çalıştınız mı? Müvekkilimizi tanımadığını söylemesine karşılık olarak röportajın yapıldığı yerde yüzüklerin, kurdelelerinin kesilmesi kendisi tarafından mı
gerçekleştirildi?

Siz hiç tanımadığınız biri ile sıkı bir telefon ve mesaj ilişkisinde bulunur musunuz? Kızınızın müvekkilimiz ile olan ilişkisinden 6,5 aylık hamile olmasına rağmen bihaber miydiniz? Bu sorulara karşı verilecek cevaplara göre müvekkil nezdinde bunlara ilişkin bilgi ve belgeler gerek adli makamlar gerekse medya ile ileriki zamanlarda paylaşılacaktır.

Ayrıca Ceren Hanım tarafından medyaya verilen beyanatlarda, müvekkilimizin kendisini 2-3 yıldır ailesi ile tehdit ettiğini bu sebeple mecburi olarak birliktelik yaşadığını ileri sürmüştür. Ancak 2-3 yıldır tehdit edildiğini iddia eden birinin bu süre zarfında adli makamlara bu yönde başvurusunun bulunmaması ve istemediği ve kendi beyanına göre tehdit aldığı birinden hamile kalınması olayını nasıl açıklayabilir? İstemediği birinin çocuğunu aldırmaması ve bu yönde bir girişiminin bulunmaması ve çocuğun neredeyse 6,5 aylık olması karşısında bu tehdit edilme iddiası da bizatihi Ceren Hanımın davranışlarıyla yalanlanmaktadır.

Malumunuz olduğu üzere Ceren Hanım özel hayatında müvekkilimiz ile ilişkisinin öncesinde yaşadığı ilişkileri de olaylı bir şekilde sona ermiş ve bu konu ile ilgili adli makamlara intikal eden olay basına yansımadan kapatılmıştır.

Bunu neden açıklıyoruz çünkü bu kişi kamuoyunda lanse edilen masum kişilikli ve mağdur edilmiş biri imajının aksine bir kişilik ve yaşam tarzına sahip olduğunu kamuoyuna açıklamak istedik.

Bu konulara ilişkin bilgi ve belgeler ihtiyaç duyulduğunda müvekkil tarafından soruşturma dosyasına sunulacak olup ve medyaya da gereken bilgilendirmeler yapılacaktır.

Medyada yer alan haber içeriklerinde Ceren Hanımın olay nedeni ile kanaması olduğunu, gözüne silah kabzası ile defalarca vurulduğuna yer verilmiştir.

Ceren Hanımın da bildiği üzere kanama, hastaneye gelme sebebi olan böbrek büyümesi nedeniyle meydana gelen bir kanamadır ve olayla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Yerde iken defalarca karnından tekmelendiği iddia edilmesine rağmen hastane kayıtları ve dosya içeriğindeki rapor içeriklerinde vücudunda tekme veya benzeri şekilde darbelerden kaynaklı yaralanma ve darbe izinin bulunduğuna dair herhangi bir muayene bulgusu yer almamaktadır. Kaldı ki tekmeleme olayının gerçekleşmesi halinde 6,5 aylık hamile olması da dikkate alınarak çok ciddi sonuçlar doğuracak sağlık problemlerinin yaşanması gerekirdi.

Gözüne silah ile sert şekilde vurulduğu iddiası da rapor içerikleri ve olaya ilişkin görüntüler ile açıkça yalanlanmaktadır. Göz bölgesi vücudun en hassas bölgelerinden olup sert bir cisimle darbe alınması halinde vücut kendini korumak amacıyla refleks olarak kilitleme moduna alır. Yani araç içerisinde böyle bir darbeye maruz kalındığı iddiası karşısında Ceren Hanımın araç içerisinden hemen dışarı çıkması ihtimal dâhilinde değildir. Ayrıca bu şekilde silah kabzası ile göz bölgesine defalarca sert şekilde vurulması halinde gözde patlama dâhil kemiklerin ezilmesi ve yoğun kanama meydana gelmesi gerekir.

Raporlarda sert cisimle vurulması neticesinde yaralanma meydana geldiğine ilişkin bir muayene bulgusu da yer almamaktadır.

Silahla yüze darbe vurulduğu iddiası tamamen gerçekdışıdır.Muhtemelen müvekkilin kişilerin kendisine saldırması ve silahını almateşebbüsünde bulunması neticesinde koruma refleksinden kaynaklı el, parmak veya dirseğin çarpması sonucunda bu şekilde göz kapağında yaralanma olayı gerçekleşmiştir.

Ki kişilerin müvekkilin silahına hamle yapmaları ve almaya çalışmaları da masum bir eylem olarak görülemez. Silahın ateş alması halinde çevreden geçenlere kurşun isabet etmesi gibi bir durumun söz konusu olması halinde bunun sorumluluğunun da müvekkile ait olacağı ihtimali göz önünde bulundurulduğunda karşı tarafın eylemlerinin masum olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

Olay bu haliyle cereyan ettiği halde silahla tehdit edilme, silah kabzası ile birinin yüzüne defalarca vurma vs abartılı, iftira ve karalamaya dayalı ifade ve yorumlar, haberler her şeyden önce yargıya intikal eden bir davaya müdahale ve yargıyı etkilemeye yönelik suç teşkil eden eylemler olup sorumlular hakkında gerekli hukuki girişimler tarafımızca yapılacaktır.

Bu haksız yayınlardan örnek gösterirsek Özel bir televizyon kanalının haber bülteninde müvekkilin resmi diye Şehit Polisimiz Şükrü Can Kayadibi’nin resminin kullanılması yaşanılan karalama kampanyasının değer tanımazlığını gözönüne sermektedir.

Ayrıca bir takım haber içeriklerinde Ceren Hanım diye tanıtılan resimlerin başka şiddet olaylarında mağdur olmuş kadınlara ait olması da basının bu konuda ne kadar özensiz olduğuna göstermektedir.

Söz konusu olay haber değerinin sınırları aşılarak özellikle babası tarafından röportaja konu edilerek reklam ve müvekkil Temel KANKIRAN aleyhine toplumsal bir linç ve karalama ile yargısız infaza dönüştürülmüştür. Bu kadar iğrenç kampanya karşısında özellikle Twitter adlı sosyal paylaşım sitelerinde müvekkilin itirazını değerlendirildiği gün olan 11 ve 12 Eylül tarihlerinde hatırlı kişiler tarafından müvekkilin tahliye edileceği/edildiği, eski AKP Milletvekili Burhan Kuzu’nun araya girdiğine ilişkin adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunun tüm unsurlarını içeren yayınların yapılmasına rağmen ( amaç müvekkil lehine sağlıklı karar verilmesinin engellenmesi amacıyla kamuoyu baskısı silahının kullanılmasıdır)

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Baş Savcılığı tarafından bu haberler ile ilgili herhangi bir işlemin yapılmamış olması, Şehit Polisin resminin müvekkilimiz diye yayınlanması, soruşturma aşamasının gizli olmasına rağmen müvekkilin Ceren Hanımda bulunan ve 4-5 yıl önceye ait vesikalık resimlerinin kullanılarak isim ve soy isminin açık bir şekilde yayınlanmasına rağmen herhangi bir soruşturmanın başlatılmamış olması ve dosya ile ilgili bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi ve linç kampanyasının sona erdirilmesi amacına yönelik yayın yasağının uygulanmamış olmasını hukuk devleti adına şaşkınlıkla karşılıyoruz.

Müvekkilim hukuka ve insan haklarına saygılı sorumlu bir aile babası ve yüzlerce kişiye istihdam sağlayan bir iş insanıdır. Bu olayın bizzat mağdurudur.
Zira halen kanser tedavisi görmekte tutuklanmasından dolayı tedavileri yapılamamaktadır.

Bütün bu olumsuzlukların yanında hukuk sınırlarını aşan haber ve yorumlardan dolayı son derece mağdur olmuştur. Bu üzücü hadiseden dolayı çocukları ve doğumunu beklediği bebeğinin durumundan dahi bir haber alamamakta, kendi üzüntüsü ve iş kayıpları bir tarafa maksadını aşan linç girişimine muhatap olmuştur.

Dolayısıyla tarafımızca olayların bir şekilde reklam ve şova dönüştürülerek amacından uzaklaştırılıp yargıyı ve toplumu etkileme girişimlerine karşı müvekkilimizin hukuki haklarını elbette saklı tutmakla birlikte siz değerli basın mensuplarından da böylesine hassas bir olayda hukukun üstünlüğünün göz ardı edilmediği bir tavırla hareket ederek görevinizi ifa etmenizi rica ederiz.
Tüm kamuoyuna saygıyla sunulur.