Gazeteci yazar Cengiz Çandar, bir süredir sosyal medyada Fethullah Gülen’i geçmişte ağırladığı bir programda sarf ettiği övgü dolu sözler içeren bir videonun dolaşıma sokulmasına hayli sert tepki verdi: “Bana ve bu ülkenin demokrat insanlarına, özellikle şu dönemde, reva görülen muameleye tanık oldukça, bunu yapanlara ilişkim tepkim gayet basit: Cehenneme kadar yolunuz var.“ Çandar, 1998 yılında NTV’deki Püf Noktası programında Taha Akyol’la birlikte Gülen’i ağırlamış, programın açılış bölümünde Gülen’i izleyicilere şöyle takdim etmişti: “Yüzlerce yıl öncesinden, ta Orta Asya’dan Hoca Ahmet Yesevi’yle başlayıp, Anadolu’da Yunus Emre’den, Mevlana Celalettin Rumi’den bugüne kadar uzanan yüce fikir çınarımızın en önemli dalı belki de. Kendisi tasavvuf geleneğine bağlı olduğu için son derece alçakgönüllü bir kişiliğe sahip. O yüzden kendisini tanıtmak için söyleyeceğimiz sözlerden mutlaka rahatsızlık duyacaktır.” Çandar, ardından Prof. Dr. Nilüfer Göle’nin Gülen için söylediği, “‘Kendisi için 21’inci yüzyıl Türk rönesansı ve Anadolu Müslümanlığının yükselişine sahne olacaksa, bu hareketin ruh ve fikir mimarlarından en önemli isimlerden biri Fethullah Gülen’dir’ tanımıyla başlayayım…” ifadeleriyle devam etmişti. ‘Öve öve bitirememişim gibi bir hava yayıyorlar’ 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sosyal medyada dolaşıma sokulan videoyla Çandar, hükümete yakın yazarlardan, sol çevrelerde çok sayıda kullanıcı tarafından topa tutulmuştu. Çandar, T24’te yayınlanan ve ana teması gözaltına alınan gazeteci Nazlı Ilıcak ve Şahin Alpay’a ayrılan yazısında bu video etrafında dönen tartışmalara da yanıt verdi. Ilıcak ve Alpay’ın gözaltına alınmasını “Eğer Nazlı Ilıcak ve Şahin Alpay, Temmuz 2016’da ipe sapa gelmez ‘terror örgütü üyeliği’ suçlamasıyla gözaltına alınıyorlarsa, ‘15 Temmuz Darbesi bastırıldı ve demokrasi kazandı’ iddiası kocaman bir yalana dönüşür” diye eleştirirken, kendisi hakkında da bir linç kampanyası yürütüldüğünü kaydetti. Çandar, videonun kasıtlı olarak dolaşıma sokulduğunu belirterek, “Oldum olası karanlık bir odak, şaibe altındaki bir provokasyon merkezi, 1998 yılında NTV’de Taha Akyol ile birlikte sunduğumuz bir televizyon programına konuk olarak katılan Fetullah Gülen’i tanıtım cümlelerimin videosunu yayıyor. Sağdan-soldan, kişilik katli ve linç için hazırda bekleyen infaz müfrezeleri derhal harekete geçiyorlar. Sanki, 16 Temmuz 2016 tarihinde bir televizyon programı yapmışız ve Fethullah Gülen’i öve öve bitirememişim gibi bir hava yayıyorlar” diye yazdı. ‘O dönem yanlış değildi’ O dönemki sözleriyle ilgili şu an ne düşündüğünü açıklayan Çandar, şöyle devam etti: “Hemen söyleyeyim: Fethullah Gülen’in, 1998 yılı Nisan ayında, öyle takdim edilmesinde hiçbir yanlışlık yok. Nitekim, o tanıtımda rahmetli Çetin Altan’ın ve Prof. Nilüfer Göle’nin Fethullah Gülen hakkındaki olumlu değerlendirmeleri ve sözlerine de yer verdim. O tarihte, farklı düşüncelere hoşgörü, dinlerarası diyalog ve toplumsal barış gibi birçok girişim öne çıkmıştı. Bunları övmenin ve özendirmenin hiçbir yanlış tarafı yoktu.” ‘Cehenneme kadar yolunuz var’ ‘Karakter katilleri’ diye tanımladığı tarafların toplumsal linç korkusuyla görüş ve pozisyon değiştirecek biri olmadığını ‘bunca bunca yıldır niçin bir türlü öğrenemedikleri’ni anlamadığını yazan Çandar, bu duruma hayli sert tepki verdi: “Şu sıralarda örneklerine sıkça rastlanan omurgasızların sergiledikleri örneklere aldanıyor olmalılar. Bana ve bu ülkenin demokrat insanlarına, özellikle şu dönemde, reva görülen muameleye tanık oldukça, bunu yapanlara ilişkim tepkim gayet basit: ‘Cehenneme kadar yolunuz var.’ Bu tepkim, bundan sonraki dönemin tüm süresince geçerlidir.” Çandar, ‘Bu kampanya’yı yürütenlere, ve Ilıcak ile Alpay’ı ‘terör örgütü bağlantısı’ iddiasıyla gözaltına alanlara da, daha yakın tarihteki örneklere bakma tavsiyesinde de bulundu. ‘Cumhurbaşkanı’na sorun: Niçin böyle konuştunuz?’ Çandar, şöyle devam etti: “Öyle 1998 yılına değil, çok yakın tarihlere, 2000’li yıllara, birkaç yıl öncesi ait olan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın binlerce kişi önünde, canlı yayında, Fethullah Gülen’i göklere çıkaran, ona şiirler okuduğu videoları dolaşıma sokun. Ve sorun Cumhurbaşkanı’na: Niçin böyle konuştunuz? Şimdi pişman mısınız? Aldandınız mı? Aldatıldınız mı? Neden? Nasıl? Bir daha aldanmama ve aldatılmamanızın garantisini nerede görüyorsunuz? Niçin? Yönetenlerin kendilerini yöneten iradeye bu soruları sormaları gereklidir. Hem yönetime güvenin pekişmesi ve hem de madem ’15 Temmuz Darbesi’ bastırıldıktan sonra ‘demokrasi’ ile yönetileceğiz; demokrasinin kökleşmesi için.” Çandar, demokrasi mitinglerine katılanlara da şu soruyu yöneltti: “Tayyip Erdoğan’ın Fethullah Gülen ve cemaati için ‘Ne istediler de vermedik!’ sözlerinin acaba ‘terör örgütü’ne destek sayılıp sayılmayacağı hakkında, bir görüşünüz var mı?”