02 Haz 2013 14:03
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:12
CENGİZ ÇANDAR'DAN GEZİ PARKI DİRENİŞİNE SELAM!
Başta İstanbul halkı ve gençliği, Türkiye'nin demokratikleşmesi mücadelesinin kahramanlarını sevgiyle selamlıyorum!
Radikal yazarı Cengiz Çandar,köşesinden Gezi Parkı Direnişini selamlayan bir yazı kaleme aldı. 68 Kuşağının önemli isimlerinden biri olan ve bir ara Filistin’de gerilla eğitimi alıp İsrail’e karşı da savaşan Çandar köşesinde: "Başta İstanbul halkı ve gençliği, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinin kahramanlarını sevgiyle selamlıyorum!" yazdı. İşte Çandar’ın yazdıklarından bir kısmı:
"Taksim Gezi Parkı’nın tetiklediği ve dün sabaha kadar neredeyse tüm İstanbul’u ayakta tutan olayların ardından ilk kez Başbakan Tayyip Erdoğan dün öğle saatlerinde konuştu ve son dönemlerde çok kişide –ben dahil- alışkanlık haline getirdiği üzre, bir kez daha ‘hayal kırıklığı’na yol açtı.
O daha konuşmasını tamamlamadan elim Twitter’a gitti: “Tayyip Erdoğan ekranları başında olanlara sesleniyor. Ben de ekran başından ona: Ne yazık ki, olan-biteni hiç anlamamışsın!”
Önceki gece yarısı, İstanbul ayağa kalkmışken, elim yine Twitter’a gitmişti: “Tayyip Bey ‘Kimsesizlerin Kimsesi’, ‘Sessizlerin Sesi’ olmaktan çıkıp, ‘Zalimlerin Amiri’ olmaya nasıl ve niye dönüşmeye başladığını düşünmeli.”
Gece boyunca ne düşündüyse düşündü ve dün kalktı ve on yıllardır halkına, toplumuna –seçmenine değil- duyarsız yöneticilerden sayısız kez duyduğumuz basmakalıp sıfatlarla örülü konuşmasını yaptı. ‘Aşırı uçlar’, ‘ideolojik eylem’ vs. cinsinden değerlendirmeler yaparak, ‘kamu düzeni’ ve ‘güvenlik’ öncelikli, ‘benim valim’, ‘benim emniyet müdürüm’ soslu, ‘polisperest’ ama insan sevmez, kalpsiz, tehditkâr, dediğim dedik türünden bir konuşma.
(...)
Altı gün önce başlayan, beşinci günün gecesi İstanbul’un birçok semtini seferber eden ve dünden itibaren ülke yüzeyine yayılmaya başlayan gelişmelerden, iktidar devirme hesabına olan ve demokrasiyle hiç ilgisi olmayan kimi güçlerin yararlanmak istediğini görebiliyoruz. Yani, bizim gözümüz açık.
Ancak, ne olursa olsun, Taksim-Gezi Parkı direnişi ve onunla ülke içi ve dışındaki dayanışma eylemlerinin ‘demokratik niteliği’ ortadadır.
Başta İstanbul halkı ve gençliği, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinin kahramanlarını sevgiyle selamlıyorum!
(Bu satırlar yazıldıktan çok kısa bir sonra polis Taksim’den çekildi. Gelinen nokta, İstanbul halk direnişinin büyük başarısı ve Tayyip Erdoğan’ın geri adım atması olarak değerlendirilmeye açıktır.)
"Taksim Gezi Parkı’nın tetiklediği ve dün sabaha kadar neredeyse tüm İstanbul’u ayakta tutan olayların ardından ilk kez Başbakan Tayyip Erdoğan dün öğle saatlerinde konuştu ve son dönemlerde çok kişide –ben dahil- alışkanlık haline getirdiği üzre, bir kez daha ‘hayal kırıklığı’na yol açtı.
O daha konuşmasını tamamlamadan elim Twitter’a gitti: “Tayyip Erdoğan ekranları başında olanlara sesleniyor. Ben de ekran başından ona: Ne yazık ki, olan-biteni hiç anlamamışsın!”
Önceki gece yarısı, İstanbul ayağa kalkmışken, elim yine Twitter’a gitmişti: “Tayyip Bey ‘Kimsesizlerin Kimsesi’, ‘Sessizlerin Sesi’ olmaktan çıkıp, ‘Zalimlerin Amiri’ olmaya nasıl ve niye dönüşmeye başladığını düşünmeli.”
Gece boyunca ne düşündüyse düşündü ve dün kalktı ve on yıllardır halkına, toplumuna –seçmenine değil- duyarsız yöneticilerden sayısız kez duyduğumuz basmakalıp sıfatlarla örülü konuşmasını yaptı. ‘Aşırı uçlar’, ‘ideolojik eylem’ vs. cinsinden değerlendirmeler yaparak, ‘kamu düzeni’ ve ‘güvenlik’ öncelikli, ‘benim valim’, ‘benim emniyet müdürüm’ soslu, ‘polisperest’ ama insan sevmez, kalpsiz, tehditkâr, dediğim dedik türünden bir konuşma.
(...)
Altı gün önce başlayan, beşinci günün gecesi İstanbul’un birçok semtini seferber eden ve dünden itibaren ülke yüzeyine yayılmaya başlayan gelişmelerden, iktidar devirme hesabına olan ve demokrasiyle hiç ilgisi olmayan kimi güçlerin yararlanmak istediğini görebiliyoruz. Yani, bizim gözümüz açık.
Ancak, ne olursa olsun, Taksim-Gezi Parkı direnişi ve onunla ülke içi ve dışındaki dayanışma eylemlerinin ‘demokratik niteliği’ ortadadır.
Başta İstanbul halkı ve gençliği, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinin kahramanlarını sevgiyle selamlıyorum!
(Bu satırlar yazıldıktan çok kısa bir sonra polis Taksim’den çekildi. Gelinen nokta, İstanbul halk direnişinin büyük başarısı ve Tayyip Erdoğan’ın geri adım atması olarak değerlendirilmeye açıktır.)