"CENGİZ ÇANDAR GİBİ KUZEY IRAK'LA ÖZEL İLİŞKİLER KURUP ONDAN SONRA!..."BURHAN AYERİ CENGİZ ÇANDAR'A NE DEMEK İSTEDİ?...
Herkes kendine çeki düzen vermek zorunda. Hani, Cengiz Çandar gibi, Kuzey Irak´la özel ilişkiler kurup ondan sonra....
Herkes kendine çeki düzen vermek zorunda. Hani, Cengiz Çandar gibi, Kuzey Irak´la özel ilişkiler kurup ondan sonra "Olaylar demokratik çözümle biter ama Ordu engelliyor" diyenlerden söz etmiyoruz. Bu lafları Devlet Kanalı´nda da sarf etmiyoruz. Üniter yapıyı savunan, tek Bayrak felsefesinden vazgeçemeyenlerin uyarıları dikkate alınmalı.
Dünya patronluğunu `Ayak oyunları´ ile sürdürmek isteyen Amerika´yla ilişkiler gözden geçirilmeli. En az 350 bölücü, güpegündüz saldırıda bulunabiliyor ve istihbarat zaafı yaşıyorsanız, yetkili ve etkili geçinenleri sorgulamak zorundasınız. En basitinden, uçaklarımız Pejak hedeflerini vurduktan sonraki demeçlere dikkat etmeliydik. Bu örgütün askeri kanat sorumlusu "Türkiye artık düşmanımızdır. ABD´ye sesleniyoruz, Ankara´ya istihbarat desteği kesilmeli" demişti. PKK´yla kucak kucağa yaşayan, Pentagon destekli bu örgüte her türlü yardımın Okyanus ötesinden geldiğini bilmiyor muyuz? Kara harekâtımızı bile engelleyen, ancak sınırlı ve süreli izin verenler sıra İran´daki rejimin düşmanlarına geldi mi kol-kanat oluyorlar. Daha da ileri gidelim, bunların sorumluları, Washington´da üst düzey konuk muamelesi görüyor.
Gözümüzü dört açmalıyız. ABD Genelkurmay Başkanı ya da Büyükelçisi´nin destek veya taziye mesajlarına kanma dönemi sona ermeli. En acıklısı da, ülkesinin en stratejik askeri birliğini briket gecekondu halinde bırakanlar utanmalı. Okurlarımızdan Celal Kurt´un satırlarını buraya alıp, bölümü noktalamak istiyoruz:
"Bu gencecik aslanları oraya gönderenler hiç mi vicdan muhasebesi yapmayacaklar? Sahillerimizdeki dinlenme tesislerinin binde biri kadar Aktütün´e ihtimam gösterilse, bu kadar yürek yanmazdı".
PKK baskınıyla ilgili açıklama yapıldığı saatlerde CNN International´de Kıbrıs Rumlarının hazırladığı Haber-Belgesel veriliyordu. 1974 Barış Harekâtı´nda kaybolanların aileleri konuşturuldu. Türkiye´nin imajı tüm dünyaya rezil edildi. Daha acıklısı, 15 askerimizin şehit edildiği, bu yayının altından kuşak olarak geçildi.
...
Avrupa Birliği´nin 1.8 Milyar euroluk yardım paketini nerelere harcıyacağımıza dikkat edeniniz var mı? İnsan hak ve özgürlüklerini savunanlara kaynak aktarılacak. Hatta TRT´nin bilinen "Ana dilde yayınları" buradan finanse edilecek. Bir tek "Tahıl zararlıları" unutulmuş galiba. Terörün finansörleri, sonra ortaya çıkıp nutuk atıyorlar; "Şehitlerinize çok üzüldük. Vah vah".
Açık havada canlı yayının problemleri çoğaldı. Önceleri ses ve ışık düzenine dikkat edilirdi. Sonra, meteoroloji ile bağlantı kurulup hava durumu öğrenilip, tedbirler yönüne gidildi. Şimdi acı haberler başladı. Buna, yapımcı - yönetmenler çözüm arıyor. Hazırlanan repertuvardan, sahne duruşuna kadar son an değişiklikleri yapmak zorunda kalıyorlar. Bir takım şovlarda bunları fark ettik. Aldırmayıp, aynen devam edenler epey haşlandı. Son olarak Sayısal Gece´de de bu şok yaşandı. Simsiyah giyinmiş Sibel Can sahneye `Makber´ eşliğinde çıktı. Konuk Gülşen´i ilk defa bu kadar uzun etekle gördük. Vatandaşlara Türk Bayrakları dağıtılmıştı. Konuşmalar milli birliğin muhafazası ve terörün lanetlenmesi üstüne oldu. Necati Göksel´i sırf bu değişiklikleri için kutlamalıyız.
BURHAN AYERİ/AKŞAM