09 Oca 2008 11:42 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:53

"ÇEMKİRME'NİN MUCİDİ BEN DEĞİLİM"!.."KÜFÜRBAZ" VAKİT YAZARI HASAN KARAKAYA,KÜFRÜ KİMDEN ÖĞRENDİ?..KARAKAYA NEDEN KÜFÜR EDİYOR?..

Bana "sert" diyorlar... Bana "küfürbaz" diyorlar!.. Benim "argo kelimeler" kullandığımı söylüyorlar!..Doğrudur... Zaman zaman kullanıyorum!.. Ama, "niye" kullanıyorum?..Ve "kime karşı" kullanıyorum?..

Pazar günü Sabah Gazetesi'nde iki sayfa röportajına yer verilen Vakit gazetesi yazarı Hasan Karakaya, bugünkü köşesinde röportajın perde arkasını ve sansür edilen bölümleri yazdı.İşte Hasan Karakaya'nın köşe yazısı...



Her zaman söylerim ya; kimin "ne söylediği" değil, başkalarının "ne anladığı" önemlidir... Aynı şekilde; senin "nasıl göründüğün" değil, "nasıl gösterildiğin" önemlidir...
Sen, aslında "duygusal" bir insansındır ama seni "sert, acımasız, radikal" gösterirler!..
Sen, aslında "uysal" bir insansındır ama "kavgacı" gösterirler!.. Bir süre sonra, işler çığırından öyle çıkar ki, "yafta"lar üzerinize yapışır kalır!.. İstediğiniz kadar, "Ben bildiğiniz gibi değilim" deyin, katiyyen dinletemezsiniz!..
Benim de öyle oldu... Sabah gazetesinden Şirin Sever hanım, "2008'in ilk röportajı"nı benimle yapmak istediğinde, önce reddettim... çok ısrar edince kıramadım...
Benimle röportaj yapmak istiyordu, çünkü; ben bu camianın "en sert, en kavgacı kalemi" idim...
İstediğin kadar "değilim" de!..
Demek ki, "oradan" öyle görünüyor!..
Uzatmayalım... Şirin Sever'in sorularına verdiğim cevaplar ve Erkan Sevenler'in çektiği fotoğraflar, Pazar günü "iki tam sayfa" halinde yayınlandı Sabah/Pazar ilâvesinde.
Ne var ki, "iki saatlik konuşma"da söylediğim bazı sözler ve verdiğim bazı örnekler, "koca 2 sayfa"ya sığmamış olmalı ki; "sert"liğimin, "kavga"cılığımın, "argo kelimeler"in ve hatta "sövgü" olarak algılanan bazı ifadelerin neden ve nereden kaynaklandığı biraz müphem kalmış!..
Bunları açıklığa kavuşturmalıyım ki, meramım tam olarak anlaşılsın!..

10 EKİM TARİHLİ O YAZI

Bana "sert" diyorlar... Bana "küfürbaz" diyorlar!.. Benim "argo kelimeler" kullandığımı söylüyorlar!..
Doğrudur... Zaman zaman kullanıyorum!..
Ama, "niye" kullanıyorum?..
Ve "kime karşı" kullanıyorum?..
Ya da, "onların kullandıkları" ifadeler yanında, benim "sövgü"lerimin, benim "argo"larımın lâfı olur mu?..
Meselâ, şu ifadeler:
"Bir kadın var orada(...) Bu, büyük ihtimalle bir fahişe!!! öğrenci değil, buraya getirilmiş bir fahişe!!! Bunlar kevaşe, kevaşe!!!.. Bunları odunla döveceksin!!!.. Bu aşağılık köpek sürüsüne az bile yaptıkları!!!.. Bunlara rot balans ayarı lâzım!!!.. Bunlara 200 milyonu bastır soyunsunlar, 300 milyonu ver başka şey yapsınlar!!!"
Bunları söyleyen Fatih Altaylı... Evet; 8 Ekim 1999'da Radyo-D'de söyledi... Sırf "başörtülü" oldukları için "okuma hakları gaspedilen" ve yaptıkları protesto gösterisinde "7.4 yetmedi mi" pankartı açan "kız"lar için söyledi...
Ben de, 10 Ekim 1999'da "ağır bir cevap" verdim kendisine!..
Söyleyin Allah aşkına;
Altaylı´nın kullandığı "fahişe, kevaşe, aşağılık köpek" ifadeleri bir "hakaret", bir "sövgü" değil midir?..
Ne yani;
Bu ifadeleri Fatih Altaylı gibiler yazıp söyleyince "argo, küfür ve provokasyon" olmuyor da, Hasan Karakaya yazınca mı oluyor?..
Ha, şunu da söyleyeyim;
O yazımda kullandığım; "Sen, ananın rahminden değil, anüsünden çıkma bir necasetsin" ifadesi de; tamamen "Fatih Altaylı'nın yazısından alınma"dır!..
Evet, "Fatih Altaylı´ya; Fatih Altaylı´nın ifadeleri"yle cevap verdim!.. Yani, bunlar "sövgü" ise, bunlar "hakaret" ve "argo" ise, "mucit"i tamamen Fatih Altaylı'dır!..
Ama, görüyorsunuz işte;
O kullanınca "yazı" oluyor, ben kullanınca "küfürbaz" oluyorum!..

"ÇEMKİRME"NİN MUCİ