23 Haz 2015 14:05 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:40

Cemil Bayık Mehmet Metiner'e Kandil'den saydırdı: Çömez yalaka...

PKK'nın Kandil'deki liderlerinden Cemil Bayık Yalçın Akdoğan'dan girdi Yiğit Bulut'tan çıktı. Bayık, Metiner için ağır ifadeler kullandı.

PKK'nın Kandil'deki liderlerinden Cemil Bayık, AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner'i hedef aldı. Örgüte yakın Fırat Haber Ajansı'na konuşan Bayık, Metiner için "çömez" ve "yalaka" ifadelerini kullandı. Bayık, Davutoğlu için de "bir serseri lümpen adam gibi konuşuyor" dedi.

Cemil Bayık PKK silah bıraksın diyen Akdoğan'a şöyle yanıt verdi;

-"Kürt sorunu çözülmeden, Kürtler özgür ve demokratik yaşama kavuşmadan bu şehitlerin mücadele anlayışı ve felsefesini kimse bırakamaz. Yalçın Akdoğan bunları bilmeli, başkaları bunları bilmeli. Hayal görmemeliler. Amiyane deyimle aç tavuk rüyasında kendisini darı ambarında görürmüş. Yalçın Akdoğan’ın durumu da bu aç tavuk konumundadır."

YİĞİT BULUT VE ERDOĞAN YALAKASI

Cemil Bayık açıklamalarının devamında isim vermeden AK Parti Adıyaman milletvekili Mehmet Metiner hakkında da çok ağır sözler sarfetti. Yiğit Bulut'tan giren Cemil Bayık 'Ethem Sancak'ı da işin içine katarak Metiner için şunları söyledi;

-"Geçen gün bir çömez, bir yalaka da “silah bırakmazsa İmralı’ya gidiş olmaz” diyor. Hem de kraldan kralcı bir yalaka! Geçmişte de “Erdoğan’a despottur” diyen bir yalaka! Geçmişte Erdoğan için biraz doğru tespit yapmış, ama boyunduruğa koşulan öküze ot tutulması gibi imkan sunulunca, milletvekili yapılınca şimdi o da Ethem Sancak gibi Erdoğan’a aşık olmuş. Ya da Yiğit Bulut gibi tabancaları, her şeyi sırtlayarak Erdoğan’ın korumalığını yapmaya soyunmuş. Bu kadar seviyesiz bir kişilik de, kalitesiz bir adam da “silah bırakın yoksa İmralı’ya gidiş yoktur” diyor. Bu zaten senin karakterini ortaya koyuyor. Senin kaç ayar adam olduğunu ortaya koyuyor. Ahmet Davutoğlu da bir siyasetçi gibi değil, bir serseri lümpen adam gibi konuşuyor.

HDP'NİN SEÇİME PARTİ OLARAK GİRMESİNİ KİM İSTEDİ?

Cemil Bayık, HDP'nin seçimlere parti logosuyla katılmasından Abdullah Öcalan ile görüşmelerin kesilmesine kadar başka konularda da açıklama yaptı. İşte Cemil Bayık'ın o sözlerinden bölümler;

"Şu anda AKP Hükümeti en fazla Apo'ya öfkelidir. Çünkü HDP’nin parti amblemiyle seçime girmesini isteyen, dayatan Apo olmuştur. Hatta Apo baraj aşılır yüzde 15 civarında oy alınırsa, ben HDP içindeki ve PKK içindeki inançsızların yakasına yapışacağım demiştir."

BİZ ENAYİ DEĞİLİZ

-"Bir çözüm süreci olacaksa bunun merkezinde Apo ve Özgürlük Hareketimiz vardır. Özgürlük Hareketi olarak mücadele eden biziz, mücadele imkanları, potansiyeli olan biziz ve biz de Apo'yu baş müzakereci ilan etmişiz. Apo'ya gösterilen yaklaşımları tabii ki biz de değerlendiriyoruz, değerlendireceğiz. Herhalde çocuk değiliz, enayi değiliz; Önderliğe yaklaşımların ne anlama geldiğini biliyoruz.

APO SERBEST BIRAKILMAZSA...

Artık Önder Apo özgür koşullarda müzakere yapmazsa zaten bir süreçten söz edilemez. Bir müzakere için İmralı’ya gidilmeyecekse zaten gidişin anlamı yoktur.

ÖCALAN İLE GÖRÜŞTÜRÜLMEMEK SAVAŞ SEBEBİ

-Zaten tecridin sürdürülmesi savaş anlamına gelir. Önderliğimize tecrit uygulanacak, rehine muamelesi yapılacak, her türlü psikolojik savaş yürütülecek, ama buna karşı da bizlerin sesiz olması beklenecek! En başta da gençlik buna tutum koyacak, on binlercesi dağlara çıkacaktır.

ERDOĞAN VE BAYKAL BUNUN İÇİN GÖRÜŞTÜ

-"Eğer AKP Hükümeti tek başına hükümet kursaydı Rojava’ya yönelik bir saldırı planı bulunuyordu. Böyle bir saldırı planını Suudi Arabistan ve Katar da destekleyecekti. Ama 7 Haziran seçimleri aynı zamanda AKP'nin dış politikasında başarısızlığının ilanıdır. Bu açıdan da seçim öncesi yapılan planlama durdurulmuştur. Ancak hala tümden vazgeçilmiş midir belli değildir. Özellikle Erdoğan’ın Baykal ile görüşmesi CHP’yi ya da diğer partileri böyle bir plana katmak içindir. Baykal’a içeride ve dışarıda Türkiye'yi hangi tehlikelerin beklediğini söyleyen, böyle iç ve dış tehlikeleri Baykal’a da kabul ettirerek CHP’yi de ya da diğer partileri de bu politikasının kuyruğuna sokmak istiyordu. Daha doğrusu Erdoğan-Baykal görüşmesinin bir boyutu da buydu."