Cemal Kaşıkçı olayında ses getirecek yazı: Bana paranoyak diyebilirsiniz ama...
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili yazı kaleme alan Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, fotoğrafta, Suudi Arabistan'dan gelen timin kritik isminin hemen arkasında yer alan burkalı kadına dikkat çekti.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasının ardındaki sır
perdesi hala çözülemedi. Olayla ilgili olarak çok sayıda iddia
ortaya atılıyor. Hürriye gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök de bugünkü
köşesinde bu konuyu kaleme aldı ve 'Burkalı kadın kimdir?' sorusunu
yöneltti.
Suudi Arabistan'dan gelen timin kritik ismi olan Salah Muhammed A.
Tubaigy'in, havalimanındaki fotoğraf karesinde hemen arkasında yer
alan burkalı kadına dkikat çeken Özkök, 'Tek kişi geçecekseniz,
polis genellikle arkadan gelen kişiyi kırmızı çizginin ötesine
geçirmiyor. Ama aile olarak veya iki kişi geldiyseniz, sizi
birlikte alıyor. Diyelim ki arkadaki kadın bunu bilmiyordu. Ama
sizce burkalı bir kadın, tanımadığı bir erkeğin bu kadar dibine
yapışır mı? Tekrar ediyorum. Bana paranoyak diyebilirsiniz.'
dedi.
Özkök'ün "Merak ettim kim bu burkalı kadın"
başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Suudi Arabistanlı gazetecinin canlı olarak kaçırıldığı ihtimali de
henüz dışlanmadığına göre...
Yine açık kaynaklardan bir şüphe sorusu...
Bana paranoyak diyebilirsiniz...
Haklı da olabilirsiniz...
Ama madem herkes her konuda aklındaki şüpheyi yazıyor, ben de
yazıyorum.
Dış hatlar girişte çekilen fotoğraf
Bu fotoğrafı 10 Ekim 2018 Çarşamba günkü Sabah gazetesinde
gördüm.
Suudi Arabistan’dan gelen 15 kişilik ekip içindeki 1971 doğumlu
Salah Muhammed A. Tubaigy...
Türkiye’ye giriş bilgileri şunlar:
2 Ekim sabahı saat 03.38’de Sky Prime Aviation adlı şirkete ait
özel jetle Atatürk Havalimanı’na gelmiş.
Fotoğraf bu kişinin tam polisten geçişi sırasında çekilmiş...
Burkalı kadın niye kırmızı çizgiyi geçmiş
Dikkati çeken şu.
Hemen arkasında burkalı bir kadın var.
Sivil havacılık yazarı Uğur Cebeci’ye sordum....
“Burası Genel Havacılık değil, Atatürk Havalimanı’nın dış hatlar
polis çıkışı” dedi.
Diyelim ki orası...
Şimdi hepimiz oradan geçiyoruz.
Tek kişi geçecekseniz, polis genellikle arkadan gelen kişiyi
kırmızı çizginin ötesine geçirmiyor.
Kadın temizlikçi ekiple birlikte mi
Ama aile olarak veya iki kişi geldiyseniz, sizi birlikte
alıyor.
Diyelim ki arkadaki kadın bunu bilmiyordu.
Ama sizce burkalı bir kadın, tanımadığı bir erkeğin bu kadar dibine
yapışır mı?
Tekrar ediyorum.
Bana paranoyak diyebilirsiniz.
Ama paranoyakça da olsa ülkemizi çok zorda bırakan bu olayın
aydınlanması için kafama takılan en küçük şüpheleri de
soracağım.
O kadının yüzü açık fotoğrafı var mı
BİR: Salah Muhammed özel uçakla geldiyse neden
öteki ekip gibi Genel Havacılık değil de dış hatlar terminalinden
giriş yaptı?
İKİ: Hemen arkasındaki burkalı kadın kimdir?
Tesadüfen mi oradadır, yoksa gelen kişiyle ilişkisi var mıdır?
ÜÇ: Polis arkadaki burkalı kadının yüzünü açtırmış
mıdır, yoksa açmadan geçirmiş midir?
DÖRT: Bu burkalı kadın, yine birlikte mi
dönmüştür, yoksa kalmış mıdır?
BEŞ: İki özel uçakla dönenler arasında burkalı bir
kadın da var mıdır?
ŞÜPHE 1: KAŞIKÇI'YA SARAYDAN AÇILAN TELEFONUN
SIRRI
BU olayı en iyi izleyen gazete olan Washington Post’un iddiası
şu:
Kaşıkçı’ya bir süre önce Suudi kraliyet sarayından bir telefon
açılmış.
İddiaya göre bu telefonda “saraya hizmet etmesi halinde kendisine
koruma sağlanacağı” bildirilmiş.
Ama Kaşıkçı buna hiç güvenmemiş.
Suudi rejimine güvenmediyse, niye İstanbul Konsolosluğu’na
gitti?
ŞÜPHE 2: CIA TELEFON KAYDINDAN ANLADIYSA NİYE
UYARMADI
BU olayın Amerika Birleşik Devletleri’ni de çok karıştıracak bir
boyutu var.
CIA, Suudi Arabistan’ın Washington temsilciliğini dinleme
kayıtlarından, muhalif gazeteciye bir kaçırma planı yapıldığını
öğrenmiş. Durum böyleyse Kaşıkçı niye uyarılmadı?
Washington’daki istihbarat yetkilileri, “Aldığımız öldüreceklerine
dair bir bilgi değildi” diyor...
Bunca tecrübesi olan bir kurum, gazetecinin kaçırılması halinde
başına aynı şeyin geleceğini tahmin edemez mi...
Acaba Washington’da da “İhvan yanlısı” gazetecinin bile bile ölüme
gitmesine, pasif kalarak yardımcı olmuş birileri var mı?
KÖR NOKTA / ANAOKULU KAMERASININ GÖREMEDİĞİ GARAJ
ÇIKIŞI
SUUDİ Konsolosluğu, güvenlik kameralarının çalışmadığını
söyledi.
Türk polisi, hemen karşıdaki anaokulunun bütün kapalı devre
kameralarına el koydu.
Kaşıkçı’nın giriş görüntüleri burada var.
Ama konsoloslukta okul kameralarının da görmediği bir garaj çıkışı
bulunuyor.
Olayın en karanlık noktası orası. Ayrıca, konsolosun rezidans
binasının kapısını gören bir MOBESE kamerası varmış.
Acaba konsolosluğun girişinde niye devlete ait MOBESE
bulunmuyordu?
İkinci uçak neden Nallıhan semalarında bekledi
EN ilginç bilgilerden biri, birinci uçağın dönüş turuyla
ilgili.
Buna göre uçak saat akşam 22.45’te İstanbul’dan ayrıldı.
Ancak dönüş yolunda açıklanamayan bir şey yaptı.
İstanbul’dan kalkışından 280 kilometre kadar doğuya gittikten sonra
Nallıhan civarında bir noktada “durdu”.
Ancak burada herhangi bir alana iniş yapmadı.
Hürriyet’in sivil havacılık uzmanı Uğur Cebeci bu gibi durumların
raporlarda “hold” olarak geçtiğini, yani “durdu” kelimesinin,
“havada beklemek” anlamına geldiğini söyledi.
Cebeci’nin yaptığı küçük bir araştırmaya göre bunun iki cevabı
olabilirmiş:
Birincisi o saatlerde o civarda bir trafik yoğunluğu olduğu için
bekletilmiş olabilir.
Bu ihtimal, tıkanıklık uçak Atatürk Havalimanı’na gelirken olsa
inandırıcı olabilir. Kaldı ki o durumda bile uçak, İstanbul hava
sahası yakınlarında “hold”a alınırdı.
İkinci ihtimal ise şu: Yerden uçağa bir soru sorulmuş ve o nedenle
“hold’a alınmış” olabilir.
O zaman da “Uçağa ne soruldu” sorusu akla geliyor.
Kısaca bu bilgiyi veren Washington Post gibi ben de tatmin olmuş
değilim.
Uçağın orada niye veya neyi beklediğini hâlâ merak ediyorum.
İkinci uçak gelen bir talimatı aldıktan sonra Türkiye-Irak-İran
sınırının Irak tarafından Basra Körfezi’ni izleyerek saat 02.30’da
Dubai’ye indi.Ertesi gün de Riyad’a hareket etti.
Kaç uçak geçiyor
CEBECİ’nin verdiği bilgiye göre Türkiye üzerinden bir yılda geçen
uçak sayısı 1 milyon 914 bin.
Bunun 413 bin 560’ı “overflight” denilen yabancı uçakların
geçişi.
İçeride iniş kalkış yapan uçak sayısı ise 1.5 milyon.
Kapalıçarşı'dan alınan bavullar nerede kaldı
TEYİDE muhtaç çok önemli bir bilgi daha.
Akit gazetesi yazarı Ahmet Varol gelen ekipten bazı kişilerin o gün
Kapalıçarşı’dan bavul aldıklarını, ama giderken bu bavulları
götürmediklerini yazdı. Bu da çok ilginç bir bilgi...
Müslüman Kardeşler bağlantısı var mı
ORTADA dolaşan bir başka iddia da şu:
Suudi Arabistan’ın yeni güçlü prensi, “Öldürülen gazeteci
Kaşıkçı’nın Müslüman Kardeşler (İhvan) ve Katar’la ilişkileri
olduğunu, elindeki bilgileri Suudi Arabistan’ın düşmanlarına
verdiğini” söylemiş.
Özel uçakların rotalarına bakıldığında, ikinci uçağın İstanbul’dan
kalktıktan sonra Kahire’ye uğradığı, orada 25 saat kaldığı
görülüyor.
Acaba bu operasyonda Müslüman Kardeşler düşmanı Sisi yönetiminin de
katkısı olmuş olabilir mi?
Çok ülkeli bir operasyon mu
BÜTÜN bu bilgileri alt alta yazdığımızda akla şöyle bir soru da
geliyor.
Acaba bu, Suudi Arabistan dışında başka Arap ülkelerinin de
karıştığı ortak bir operasyon olabilir mi... Yani Katar ve Müslüman
Kardeşler karşıtı Mısır, Dubai ve Birleşik Arap Emirlikleri de işin
içinde olabilir mi...
Tabii bütün bunlar sadece olayın esrarengizliğinden kaynaklanan
şüphe soruları...
Ama öyle bir olay ki, her şüphe altında olayı aydınlatabilecek bir
ipucu ortaya çıkabilir...
..................................
NOT: Bu yazıdaki haber ve değerlendirmeler
Hürriyet yazarları Sedat Ergin ve Uğur Cebeci’nin yardımıyla
hazırlanmıştır.