CEMAAT'İN SERSERİ MAYINI MI MARANGOZ HATASI MI?
AK Parti'yi "İslamcı Kemalist" olarak suçlayan Todays Zaman yazarı İhsan Yılmaz'a Milat gazetesi yazarı Erdal Şimşek'ten ağır sözler...
'Yandaş medya' arasında uzun süredir başgösteren çatlak
çatışmaya dönüştü. Zaman grubunun ingilizce yayın yapan Todays
Zaman gazetesinde AK Parti'ye aylardır ağır yazılar yazılmasına
Milat gazetesinden isyan bayrağı çekildi. AK Parti'yi "İslamcı
Kemalist" olarak suçlayan Todays Zaman gazetesi Yazarı İhsan
Yılmaz'a Milat Gazetesi yazarı Erdal Şimşek çok ağır bir yazı ile
cevap verdi.
İhsan Yılmaz'ı "serseri mayın", "marangoz hatası" gibi
nitelemelerle eleştiren Şimşek, Todays Zaman gazetesini de "tasmalı
Medya" grubuna soktu ve şu soruyu sordu:
"Bu durumda Todays Zaman, "yandaş" değil de Tasmalı Candaş Medya mı
oluyor? Bu sorunun cevabı mutlaka verilmelidir."
Hükûmet yanlısı olan İslamcı medya arasındaki çatışmayı ateşleyen bu yazıya Zaman grubundan nasıl bir cevap verileceği merak ediliyor. İşte Erdal Şimşek'in o yazısı:
Cemaat'in Serseri Mayını mı marangoz hatası mı? -I-
Serseri Mayın tabiri Türkiye'de çok kullanılır. Serseri
mayınlar, çoğunlukla sahibi tarafından izi kaybedilen tabiat
olaylarından dolayı sağa sola savrulup ölüm saçan mayınlara denir.
Bazı "Serseri Mayın" modelleri vardır, sahipleri tarafından bilinir
ama izini kaybettiklerine dair yalan söylerler.
Serseri mayını en kaldıramayan meslek örgütlerinin başında
gazetecilik gelir. Gazetecilikte "Serseri mayınlık" yapma şansı bir
keredir. Yaparsınız ve bitersiniz.
Ne var ki Todays Zaman Gazetesi'nde bu tanıma bire bir uyan hem de
akademik unvan sahibi afurlu tafurlu "öz geçmişi" olan aylardır her
fırsatta patlayıp duruyor. Fatih Üniversitesi'nin internet
sitesindeki öz geçmişi tam 4992 vuruşluk. Yani dört sayfa
civarında.
İhsan Yılmaz nam Todays Zaman yazarı ve Fatih Üniversitesi öğretim
üyesini yaklaşık 8-9 aydır takip ediyorum. Yılmaz, çok düzenli ve
sistematik bir şekilde özellikle AK Parti etrafında siyasi tercihte
bulunan Müslümanlara yönelik kırıcı olmaktan da öte suçlayıcı,
horlayıcı ve aşağılayıcı bir üslup kullanıyor Todays Zaman'daki
yazılarında.
Bu yazıyı kaleme almayacaktım. Ne var ki, özellikle Batılı
ülkelerdeki gazeteci arkadaşlarımın önemli bir kısmının Todays
Zaman ve yazarı İhsan Yılmaz'ı referans alarak AK Pati hükûmetini
insafsızca eleştirmeleri üzerine bu yazıyı kaleme almak kaçınılmaz
oldu.
İhsan Yılmaz'ın yazılarını okuyan her Batılı, AK Parti'yi faşist
bir organizasyon, lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı da iflah olmaz bir
insan hakları, azınlıklar ve demokrasi düşmanı olarak
görecektir.
Yılmaz'ın ilk ayrıştırıcı, ötekileştirici ve hakaretamiz yazısı 12
Şubat'ta yayımlandı Todays'te. "Hizmet ile Ak Parti Arasındaki
Farklar" başlıklı yazısında Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu'na iyi bir diskur çekiyor ve hafiften sopalamaya
başlıyor. Konu ile alakalı yazdığı 31 Ağustos tarihli "AKP Hizmet
and Politics" yazıda edep ve haya sınırlarının da çok ötesinde dil
ve üslupla sopasının şiddet kadranını "var gücüne"
dayandırıyor.
Doç. titrini kullanan İhsan Yılmaz'ın ötekileştiren, hakaret eden
18 Haziran tarihli yazısından birkaç pasaj aktarmak istiyorum.
Alıntıdan önce yazının başlığını hatırlatmakta fayda var: AKP: Bir
Dinci Kemalist Parti.
Bu yazının ikincisi de 22 Haziran'da aynı seviye, edep ve üslupla
yazılmış. İhsan Yılmaz'ın bu üslubundan hareketle şu sonca
varabilir miyiz: Fatih Üniversitesi'nde öğretim üyesi veya
görevlisi olabilmek için hakaret, iftira ve Müslümanlara buğz etmek
referansların başında gelir.
Yazının başlığı bir kere terbiyesizce. Çünkü bu partinin kurucuları
ısrarla isimlerinin Adalet ve Kalkınma Partisi, kısaltılmışının da
AK Parti olduğunu söylüyorlar. AKP tabirini, Ergenekoncular,
sivilliğe tahammül etmeyen cuntacılar, Tasmalı Candaş Medya, İşçi
Parti, CHP, BDP gibi partilerin kullandığı bir tabirdir. AKP
kelimesine partinin genel başkanı dahil herkes karşı çıkmış ve
kırgınlıklarını belirtmişlerdir.
Bu durumda Todays Zaman, "yandaş" değil de Tasmalı Candaş Medya mı
oluyor? Bu sorunun cevabı mutlaka verilmelidir.
İhsan Yılmaz'ın vinyetteki yüzüne baktığımızda Hizmet'in rahle-i
tedrisatından geçtiği anlaşılıyor. Sanırım o da isimden çok
yakıştırmanın insanı ne kadar yaraladığını biliyordur. Mesela
"Fetullahçı" lafının başta Hocaefendi olmak üzere Hizmet'ten
nasiplensin nasiplenmesin her Müslüman'ı kırdığını, ve bu kelimeyi
duyunca "tövbe estağfirullah" çektiğini çok iyi bilmeli diye
düşünüyorum. Eğer İhsan Yılmaz bunu bilmiyorsa kanaatimce Fethullah
Hocaefendi'nin yer yüzüne hediye ettiği asrımızın gönül fütuhatı
hareketi olan Hizmet'in en az daha 40 çuval arpasını yemeli.
İhsan Yılmaz'ın 18 Haziran tarihli yazısı şöyle başlıyor: "AKP'nin
Kemalist bir parti haline geldiği yada Kemalistler gibi davrandığı
yönünde artan eleştiriler var."
Top hesapta kendi ayağına gelmiş rolünden sonra Allah ne verdiyse
dalıyor:
"Kemalistlerle İslamcılar arasındaki en temel uyum Devlet merkezli
ideolojilerinin olması. (Yılmaz, bu tavrı ile Hocaefendi'yi de
ayakları altına alıyor. Çünkü -Allah uzun ömür versin ve ümmete
olan hizmetini daim ettirsin- Hocaefendi Mavi Marmara
konusunda otoriteden izin almadan gidilmesini eleştirmişti. Yani
otorite gerekiyor.) Bu iki ideoloji de devleti hesaba katmadan, ya
da devlete atıfta bulunmadan herhangi fikir ortaya koyamazlar.
Bizim elitlerimizin ideolojileri her ne olursa olsun bir konuda
anlaşıyorlar: En sonunda motivasyonları devletin varlığını korumak
olmalı.
İnsan hakları bireysel özgürlükler, toplum veya ahlak gibi şeyler
her zaman devletin varlığından sonra gelir bunlar için. Her zaman
devletin lehine karar verirler. Şerif Mardin de İslamcıların
operasyon kodlarının bu olduğunu söylüyor."
MESA(Middle East Studies Association, ABD), CEMS (Etnik Azınlık
Çalışmaları, SOAS Merkezi), LCSs(Sosyal Araştırmalar Merkezi
Londra), APSA (American Political Science Association),
BRISMES (Ortadoğu Araştırmaları British Society), ASEEES (Slav
Derneği, Doğu Avrupa ve Avrasya Çalışmaları) Bir çoğunun adresi
belli ve ilişkileri meşkuk kuruluşların da üyesi olan Fatih
Üniversitesi öğretim üyesi ve Todays Zaman'ın yazarı İhsan
Yılmaz'ın yazıları ve kritiklerine yarın devam edeceğiz
nasipse...