21 Oca 2014 09:42
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:53
Cemaate neden ihanet ettiniz?
Yenişafak Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında hükümet cemaat kavgasının içine yine girdi...
Salih Tuna'nın, "Cemaate neden ihanet ettiniz?" başlıklı o
yazısı:
Her mesleğin az çok insan davranışlarında etkisi vardır ama bazı meslekler insanın karakterine adamakıllı sirayet eder.
Bazı mesleklerin etkisi de dönemseldir; postacı, ormancı, gece bekçisi gibi.
Mezkur meslekler vaktiyle nasıl kraldı yeni yetmeler bilmezler. Her birinin türküsü falan vardı.
Mesela, Müzeyyen Senar'ın eşsiz yorumuyla 'Ormancı'yı dinleyecektiniz: 'Ormancı da gelir gelmez yıkar masayı...'
Öyle meslekler de vardır ki çevre koşullarına bağlı neşvünema bulurlar.
Çocukluğumdan aklımda kalan bir 'belediye zabıtası' vardı. Bütün bir köy ona yakınlığa göre konuşlanmıştı.
Şayet 'belediye zıbıtası'nın akrabasının tanıdığının en yakın arkadaşıysan, hayat sana bayramdı.
Öyle söylenir, öyle inanılırdı.
O kadar ki...
Tam çataldan golü çıkaran bir kaleci hakkında, 'Tabii kurtarır, arkasında kapı gibi belediye zabıtası var' lakırdısını şu kulaklar işitmiştir diyeyim de, varın ötesini siz hesap edin.
Demem o ki, meslek deyip geçmeyin, öyle meslekler vardır ki yetki ve fonksiyon algısı üzerinden insanın iliğine kadar işler.
Gardiyanlar böyledir mesela.
Kimi meslekleri de her bünye kaldırmaz. Sözgelimi, kan görse bayılan insandan cerrah veya kasap olmaz.
Ne ki, meslek seçimiyle birlikte karakter de değişikliğe uğrar. Seçtiği mesleğin karakterini yaşamak durumunda kalmak bağışıklığa, bağışıklık da karaktere dönüşür.
Takdir edersiniz ki her mesleğin ortalama bir bakışı vardır:
Öğretmenler, alayınızı biz yetiştirdik diye bakarken, doktorlar da 'hastalar ve hasta adayları' diye insanları ikiye ayırırlar.
Hesap uzmanlarına göre de bütün şirketler muhakkak usulsüz işler yapmıştır. Hangi şirketin hangi defterini incelerse incelesinler, 'benden kaçmaz, yaktım çıranızı' edasını muhafaza ederler.
Ya polisler?
Mübarekler, devletin gücüne, otoritesine duyulan saygıyı kendi şahıslarına yönelik algılarlar.
Kolay değil tabi. Emir veren, cop sallayan, kelepçe vuran, karakola götürendir. Devlet adına iş yaptıkları için aman veren, aman dilenilendir.
Yazının tamamı için tıklayınız
Her mesleğin az çok insan davranışlarında etkisi vardır ama bazı meslekler insanın karakterine adamakıllı sirayet eder.
Bazı mesleklerin etkisi de dönemseldir; postacı, ormancı, gece bekçisi gibi.
Mezkur meslekler vaktiyle nasıl kraldı yeni yetmeler bilmezler. Her birinin türküsü falan vardı.
Mesela, Müzeyyen Senar'ın eşsiz yorumuyla 'Ormancı'yı dinleyecektiniz: 'Ormancı da gelir gelmez yıkar masayı...'
Öyle meslekler de vardır ki çevre koşullarına bağlı neşvünema bulurlar.
Çocukluğumdan aklımda kalan bir 'belediye zabıtası' vardı. Bütün bir köy ona yakınlığa göre konuşlanmıştı.
Şayet 'belediye zıbıtası'nın akrabasının tanıdığının en yakın arkadaşıysan, hayat sana bayramdı.
Öyle söylenir, öyle inanılırdı.
O kadar ki...
Tam çataldan golü çıkaran bir kaleci hakkında, 'Tabii kurtarır, arkasında kapı gibi belediye zabıtası var' lakırdısını şu kulaklar işitmiştir diyeyim de, varın ötesini siz hesap edin.
Demem o ki, meslek deyip geçmeyin, öyle meslekler vardır ki yetki ve fonksiyon algısı üzerinden insanın iliğine kadar işler.
Gardiyanlar böyledir mesela.
Kimi meslekleri de her bünye kaldırmaz. Sözgelimi, kan görse bayılan insandan cerrah veya kasap olmaz.
Ne ki, meslek seçimiyle birlikte karakter de değişikliğe uğrar. Seçtiği mesleğin karakterini yaşamak durumunda kalmak bağışıklığa, bağışıklık da karaktere dönüşür.
Takdir edersiniz ki her mesleğin ortalama bir bakışı vardır:
Öğretmenler, alayınızı biz yetiştirdik diye bakarken, doktorlar da 'hastalar ve hasta adayları' diye insanları ikiye ayırırlar.
Hesap uzmanlarına göre de bütün şirketler muhakkak usulsüz işler yapmıştır. Hangi şirketin hangi defterini incelerse incelesinler, 'benden kaçmaz, yaktım çıranızı' edasını muhafaza ederler.
Ya polisler?
Mübarekler, devletin gücüne, otoritesine duyulan saygıyı kendi şahıslarına yönelik algılarlar.
Kolay değil tabi. Emir veren, cop sallayan, kelepçe vuran, karakola götürendir. Devlet adına iş yaptıkları için aman veren, aman dilenilendir.
Yazının tamamı için tıklayınız