17 Ağu 2014 13:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:34

Cemaat gazetesinde Cemaate şok eleştiriler: Kibirle Nurcuları itip kakıyor!

Mücahit Bilici, Bugün gazetesinde verdiği röportajında hem hükümete hem de Gülen Cemaatine çarpıcı eleştirler getirdi.

Mücahit Bilici, Taraf gazetesindeki yazılarıyla, AK Parti ile Gülen Cemaati arasında yaşanan gerilimde, en rasyonel eleştirileri ve analizleri dile getiren isimlerden birisi olarak ortaya çıktı.

Nurcu ve Kürt kimliğiyle İslami dünyanın önde gelen entelektüellerinden biri olan Bilici, 2008’den beri ABD’de, City University of New York, John Jay College’da sosyoloji dersleri veriyor.

Bilici, Bugün gazetesinde bugün verdiği röportajında hem hükümete hem de Cemaate çarpıcı eleştirler getirdi.

Hükümetin Gülen Cemaatinin elde ettiği gücü yok edip Cemaatin boşalttığı alanı diğerlerine taksim etmeyi hedeflediğini söyleyen Bilici, "Mavi Marmara'da ve dinler arası diyalogda Cemaat haklı" derken Gülen Cemaatini eleştirmeyi de ihmal etmedi.

Bilici, "Cemaat’in samimi bir şekilde hizmet için bir davası var. Ama kendi davası dışındaki hiçbir şeye, hakiki bir saygı gösteremedi." eleştirisiyle dikkat çekti.

İşte Fatih Vural imzalı o röportajdan çarpıcı bölümler:

NURCULUK İSLAMİ DEĞİL İMANİ BİR HAREKET

*17 Aralık sürecinde, Türkiye’deki İslami grupların ne kadar heterojen olduğunu fark ettik. Nurcular için de aynısı söz konusu. Peki, Nurcular bu süreçte nasıl bölündü; devletle nasıl eklemlendi? Bu, Nurcular’ın yeni sınavı mı?

Bugüne kadar, ortak düşmana karşı olmanın getirdiği bir benzeşme vardı. Farklar, görülemiyordu. Cemaat-hükümet çatışması, dindarların dünyasındaki farklılığı açığa çıkardı. Nurculuk da aslında çok parçalıdır.

Nurculuk’un devletle ilişkisi, daha ziyade devletin demokratikleşmesi ve ‘zarar vermemesi’ şeklindedir. Amaç, iman hizmetidir, insanların inanmasını sağlamaktır. Bu aslında İslami bir hareketten ziyade, imanî bir harekettir. İslami bir hareketten daha evrenseldir. Kabuğa değil, öze ilişkindir.

CEMAAT’TE RİSALELER İKİNCİ KAYNAK

*Bu anlamda, Gülen Cemaati, Nurcu perspektif içinde mi yer alıyor?

Gülen Cemaati, hem imanî bir harekettir –bu yönüyle kesinlikle Nurcu’dur-, hem de çok güçlü bir iktidar analizine sahiptir. ‘Devleti dönüştürme, devlette etkili olma’ gibi, Tayyip Erdoğan’ın bugünkü sözlerinin bir kısmı Cemaat’te de var. Bu, tipik sağ-muhafazakâr düşünce dünyasının izlekleridir.

Ben, klasik Nurculuk formlarına ‘Ortodoks Nurculuk’ diyorum; zira tek kaynak Risale-i Nur’dur. Gülen Hareketi’nde ana kaynak Hocaefendi’dir, Risale-i Nur belki ikinci kaynaktır. Bu anlamda ciddi bir farklılık var.

NURCULAR, CEMAAT’E KARŞI SiLAH YAPILDI

*Ortodoks Nurcular’ın bugünkü hükümetle ilişkisi nasıl kuruldu?

Devlet, cemaatleri tolere eder. Yani dövebileceği, kontrol edebileceği ölçüde büyümelerinden rahatsız olmaz. Gülen Cemaati, çok büyük, çok güçlü ve etkili bir cemaatti. AK Parti, daha önce de bu durumdan rahatsız idi. Yaşadığımız dönem itibariyle, Erdoğan, diğer Nurcular’ı, Gülen Cemaati’ne karşı, Ahmet Akgündüz, Sait Yüce gibi isimlerin aracılığıyla organize etti. Yaşlı-başlı, mübarek insanlar, politik cepheye götürülüp harcandılar! Siyasete alet edildiler. Devletin Nurculuk’a bu ilgisi, sevgisinden falan kaynaklanmıyor. Gülen Cemaati’yle mücadelede bir silah yapılmak üzere ilgi gösteriliyor. (...)

CEMAATİN KİBRİ NURCULARI İTİP KALKMASINA YOL AÇTI

Ben, siyasi vizyon itibariyle, Cemaat’in, hükümetten daha ileri görüşlü olduğuna inanıyorum. Mavi Marmara, dinler arası diyalog gibi konularda Cemaat, hükümetin en az 15 yıl önünde gidiyor. 5 yıl sonra hükümet bunların hepsini taklit edecektir. Buna inanın!

Cemaat’in samimi bir şekilde hizmet için bir davası var. Ama kendi davası dışındaki hiçbir şeye, hakiki bir saygı gösteremedi.

*Örneğin?

Diğer cemaatlere, gruplara, mesela, Yeni Asya’ya bile, hiçbir zaman saygı göstermedi.

*Mesafeli mi davrandı?

Sadece mesafe değil, yeri geldiğinde başkalarını itip kaktı. Bu bir kibirdi.(...)

CEMAAT TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNDEN UZAKLAŞMALI

Şu anda, Müslümanların uyanış dönemindeyiz! Bu uyanış sırasında bir uluslaşma var. Bu uluslaşmadan politik bir rant elde eden, iktidarını buna bina eden oluşumlar var. AK Parti, politik ve pragmatik anlamda buna tekabül ediyor. Artık Türklük miadını doldurdu. Önümüzdeki süreçte belirleyici unsur, Türklük olmayacak.

*Müslümanlık mı olacak?

Evet. İlginçtir... Cemaat, dindar ve samimi bir Türklüğü temsil ediyor. Hükümet ise yüzeysel hatta kof bir Müslümanlığı temsil ediyor. Cemaat dindarlık noktasında, hükümetten daha Müslüman! Kimliksel olarak ise Cemaat, eski devletin, Türklüğün ve Türk milliyetçiliğinin etkisinde olduğu için bu kimliği muhafaza etmek istiyor. Hükümet ise hem dış piyasa, Arap sokağı, hem içeride Kürtler’i eşitlik içine alabilmek için Müslümanlık kimliği üzerinden gidiyor. Bu ikisinin karşılaşması, trajik bir durum.

Cemaat’in Türk milliyetçiliğinden artık çıkması gerekiyor. İslamcılığın şiarı olan Müslümancılıkta da durmamalı. Evrensel olmalı. Çünkü bu, imanın gereğidir. Bediüzzaman gibi İslamiyet de bütün insanlara hitap etmiştir. İslamcılık ise sadece Müslümanlar’a hitap eder.