Cemaat fantoş bir islami rejim, başına da o biçim bir Halife istiyor!
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, AKP ile Fethullah Gülen cemaati arasında dershanelerin kapatılması girişimiyle derinleşen kavgayı yazdı.
Mehmet Şevket Eygi, daha önceki yazılarında Katolik bir örgütlenme
olan “Opus Dei”ye benzettiği Gülen cemaatinin “kendilerine bağlı,
kendi direktiflerini uygulayan, güdümlü, fantoş ılımlı light bir
İslamî iktidar” istediğini savundu ve “İktidarın başına da o biçim
bir Halife getireceklerdir” dedi. Eygi, “üretilmek istenen yeni
İslam’ın fıkıhsız, mezhepsiz, Şeriatsız, cihadsız bir İslam
olduğunu” ileri sürdü.
Mehmet Şevket Eygi’nin Milli Gazete’de yayımlanan yazısının (27
Kasım 2013) tamamı şöyle:
Kavganın İçyüzü
Bu şiddetli kavganın içyüzü nedir?.. Lafı eveleyip gevelemeden
söyleyeyim: Birkaç yıldan beri ülkemizde devlete sahip olma derin
kavgası vardır. Devlete nasıl sahip olunur? Seçimleri kazanırsın,
iktidar olursun ve devleti idare edersin. Başka yollar yok
mudur? Vardır… Ordu darbe yapar ve devlet idaresini istediği
kişilere, kadrolara, zihniyetlere verir. 27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta,
12 Eylül’de bunu gördük.
Başka?.. Ordu darbesine benzer sivil darbe teşebbüsleri olabilir.
Polis, yargı, üniversiteler, temel kurumlar ele geçirilir ve saray
darbesi yapılır.
Bir ülkede sadece siyasî iktidar değil, ona paralel başka
iktidarlar da vardır.
Büyük ve derin finans, para iktidarı.
Medya iktidarı.
Egemen güçlü azınlıkların gölge iktidarı.
Vaktiyle İspanya’da olduğu gibi dinî bir tarikatin veya sektin
(Opus Dei) iktidarı.
Sabataycıların görünmez iktidarı.
İşte zamanımızda Türkiye’de çok derin, çok şiddetli bir iktidar
savaşı hüküm sürmektedir.
Bu savaşın içinde ABD, İsrail, Haçlı merkez ve mihraklar,
uluslararası kapitalizm var mıdır?
Hiç olmaz olur mu? Düğün olur da Kamber olmaz mı?
Türkiye’nin önünde sonunda islamî bir rejime kaydığını gören İslam
düşmanları, daha çevik ve atik davranarak sahte bir islamî
rejim kurmak istemektedir. Kendilerine bağlı, kendi
direktiflerini uygulayan, güdümlü, fantoş ılımlı light bir islamî
iktidar. Başına da o biçim bir Halife getireceklerdir.
Türkiye’de bütün İslam dünyasına “örnek” ve model olacak yeni bir
İslam türetmek istiyorlar. Fıkıhsız, mezhepsiz,
Şeriatsız, cihadsız bir İslam.
Allah katında tek hak din İslam’dır inancını rafa koyup,
zamanımızda üç hak ibrahimî din vardır, bunların üçünün de
bağlıları ehl-i necat ve ehl-i Cennettir bâtıl inancını getirmek
istiyorlar.
Gerçek İslam’da yer alan cihad fisebilillah farzını ibtal ve tatil
etmek istiyorlar.
Ehl-i Sünnet İslamlığını geri plana atıp kendi yeni din
anlayışlarını hakim kılmak istiyorlar.
Bir yanda bütün hatâ ve sevaplarıyla bugünkü siyasî iktidar… Öte
yanda bu iktidarı ya güdümüne almak, yahut devirmek isteyenler.
Yıllarca aramızda kavga ve anlaşmazlık yoktur, söylenenler
yalandır, iftiradır denildi ama bugün gerçek ortaya çıktı.
Yıllarca önce yazmıştım, birtakım dosyalar derin dondurucularda
bekletilmektedir diye.
İşte o dosyalar ortaya çıkartılabilir.
Seçimle işbaşına gelmiş iktidarın dolaplarında da elbette
dondurulmuş dosyalar vardır.
Kemalistlerin, Kriptoların, Dönmelerin, Ergenekoncuların,
Gezicilerin, Vesayetçilerin etekleri zil çalıyor; bu kavga onlar
için büyük bir fırsat olabilir.
Halkın büyük kısmı kavganın, savaşın içyüzünü, derin taraflarını
biliyor mu? Maalesef… Bu konuda dehşetli bir karartma,
dezenformasyon var.
Bendeniz bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak ne düşünüyorum:
1. Seçimle gelen bir iktidar ancak seçimle gitmelidir.
2. Darbenin askerîsi de sivili de kötüdür, felakettir.
3. Sivil saray darbesi istemem.
4. ABD, İsrail, Vatican hesabına darbe istemem.
5. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak istemem.
6. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemem.
7. Gerçek, ehliyetli, bağımsız, râşid bir Halife isterim ama ABD ve
İsrail güdümünde kukla bir Halife istemem.
8. İçkili mekanlarda papaz yahnili iftar ziyafeti istemem.
9. Ümmet şuuruna sahip olmayan, Ümmet birliği için çalışmayan
Müslümanların ipiyle kuyuya inmem.
10. Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içindeki çeşitliliği ve
çoğulculuğu kabul etmeyen, Müslümanların tamamını kucaklamayan,
bütüncü olmayan bütün sekter doktrinlere ve hareketlere şüphe ile
bakarım.
11. İktidarın vesayet, resmî ideoloji, egemen azınlık sistemini
değiştirip; onun yerine millî kimlik ve millî kültüre, insan
haklarına, tarihî devamlılığa dayalı çoğulcu bir düzen kurma
teşebbüslerini sempati ile karşılarım.
12. Yanlış ve kötü icraatı, yıkıcı olmamak şartıyla tenkit
ederim.
Bugünkü büyük kavga nasıl neticelenecektir?
Bu kavga, eski vesayet sisteminin geri gelmesine yol açarsa
Müslüman çoğunluk için bir felaket, facia ve yıkım olur.
Cenab-ı Hak selim akıl, doğru ve isabetli fikir, itidal, firaset,
uzak görüşlülük, insaf, dirayet nasip buyursun.