CEM UZAN'IN BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN BİR RİCASI VAR!
Cem Uzan, son 10 yıldır Türkiye'nin gündeminden düşmeyen İmarbank operasyonunun perde arkasını da anlattı.
Dört yıldır Fransa’nın başkenti Paris’te yaşayan ünlü medya patronu Cem Uzan, siyaset ve medya dünyasında büyük yankı uyandıran açıklamaları dışında, son 10 yıldır Türkiye’nin gündeminden düşmeyen İmarbank operasyonunun perde arkasını da anlattı.
Cem Uzan’ın Taraf gazetesine, İmarbank olayının perde arkası ile ilgili verdiği bilgiler şöyle:
UNAKITAN, “AT BİR TEKLİK” DEDİ
İmarbank’ta zararın yüksek tutulduğunu söylediniz. Bu
karara nasıl vardınız?
“İmarbank’a 2003 yılının Temmuz
ayında el konuldu. Aynı yılın, ramazan ayında yani ekim kasım gibi,
Cemil Çiçek’in odasında toplantı yaptık. Toplantıda Unakıtan, Cemil
Çiçek, Can Ataklı ve ben vardım. İftar sonrası Unakıtan, “2 milyar
doları ödemeyi kabul et, bu işi bitirelim” dedi. Kabul ettim,
“Tamam, zarar neyse öderiz dedim. O zaman at şuraya bir teklik”
dedi. Yani, “1 milyar dolarını peşin öde” dedi. O zaman, “ÇEAŞ ve
Kepez’i iade edersiniz” dedim. “O olmaz, onu iade edemeyiz” dedi.
“Peki” dedik. Toplantıda, “Biz yukarıya durumu rapor edelim ve sana
dönelim” dediler. Ayrıldık...
ZARAR ÜÇ AYDA 3 MİLYAR ARTTI
Toplantının ardından bir protokol imzalamak için beklemeye
başladık. Toplantı 2003’ün Kasım ayında yapıldı. Tam üç ay sonra
yani 2004’ün Şubat ayında, tüm şirketlerime el koydular. 14
Şubat’tı. Bütün her şeyime el konuldu. Zarar, üç ayda 2 milyar
dolardan 5 milyar dolara çıktı. Sonraki süreçte, defalarca TMSF ile
görüştük. Ancak, hep oyalama ile geçti...”
LİSTEYİ KAFAMA ÇARPARLARDI
İmarbank zararı, 5 milyar dolara nasıl çıktığını TMSF’ye
sordunuz mu?
“Sorduk. ‘390 bin mudiye ödedik’ diyorlar. Biz de, mudilerin
listesini istedik. Ödeme yapılırken, nüfus cüzdanı bilgileri ve
adres bilgileri de alınır. Biz de o listeyi istedik. Bizdeki
listelerle karşılaştırmayı düşündük. ‘Bu idari bir karardır
diyerek’ listeleri vermediler... Mahkemeye gittik, mahkeme de
talebimizi reddetti. Bankadaki boş hesap cüzdanlarının kullanılarak
bazılarına da ödeme yapıldığını öğrendik. Listeler verilmediği için
bunları da tespit edemedik. 5 milyar dolar ödeme yapacaksın, sonra
da listeye bana vermeyeceksin... Benim için de ‘hırsızdır’, diye
bağıracaksın. Dürüst olsa, listeyi kafama çarpardı. Burada en az 3
milyar dolar fazladan ödeme yapıldı.”
İmarbank’ta çifte kayıt olduğu için zararın arttığı
açıklandı. İmarbank’taki zarar çifte kayıt sistemi nedeniyle artmış
olamaz mı?
“Çifte kayıt diye bir şey yok. Çifte hesap
yok. Zaten olmadığı için TMSF kime ne ödediğini açıklamıyor.
İmarbank’ın 2 milyar dolar zararı çifte kayıt diyerek 5 milyar
dolara çıkarıldı. Onu da yapan Nebil İlseven’dir. 2 milyar dolar
birikmiş zararı çifte kayıt diye şişiren Nebil İlseven’dir.
Wikileaks kayıtlarında da Engin Akçakoca bunu itiraf ediyor. Kemal
Unakıtan, birikmiş zarar olarak 2 milyar dolar olduğunu bana
kendisi söyledi. O dönemde fonun başında Nebil İlseven bulunuyordu.
İlseven’in, Aydın Doğan’a yakın olduğunu herkes bilir... Bankaya el
konulduktan sonra benim evrakları dokunmam mümkün değil. Bırakın
dokunmayı bankanın önünden geçirmediler...”
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN’DAN
RİCA
“İmarbank’ta yaşananların Sayın Cumhurbaşkanı ve
Sayın Başbakan’ın acemilik dönemleri olduğunu düşünüyorum.
Bürokratlar ikisini de yanlış yönlendirdi. Benim her ikisinden de
tek ricam, konunun bağımsız bir birim tarafından incelenmesi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu olur, Başbakanlık Teftiş
Kurulu olur... İmarbank olayı ve TMSF’nin işlemleri tek tek
incelensin... İnceleme sonunda ne çıkarsa kabulümüzdür.”
SUİT’TE KALAN BÜROKRATLAR
“Böyle bir
inceleme açılması halinde bende elimdeki bilgi ve belgelere
müfettişlere sunacağım. Bir zamanlar ‘Rüşvetin belgesi mi olur?’,
deniliyordu. Şimdi ben de diyorum ki, hırsızlığın da rüşvetin de
belgesi var... Benim şirketimin paraları ile 5 bin dolarlık
süitlerde kalındı. Limuzinler kiralandı. Şirketimin parası ile
hovardalık yapan bürokratlar oldu. Hovardalıkların parası Uzan
ailesinin malından ödendi... Bunları yapan bürokratlara
sesleniyorum: Hesap verin...”
“Sabah’ı kim alırsa elinde patlasın”
dediler
“TMSF, Star ile ATV grubunu satışa çıkardı. Her
ikisinde de farkı oyun oynandı. Her iki grupta, el konulduğu
dönemlerde üç aşağı beş yukarı aynı değerdeydi. Değer bakımından en
fazla yüzde 25 oynar aralarında. Star TV’yi 300 milyon dolara Aydın
Doğan’a sattılar. Değerinin çok altında gitti. Star Gazetesi de
neredeyse kapatılıyordu. Sabah Grubu’nun değerini ise 1.1 milyar
dolara çıkararak çok yüksek tuttular. Kim alırsa elinde patlasın,
dediler. Amaçları, yeni bir güçlü medya grubu oluşmamasıdır...”
Tuvaletteki kamera güvenlik için!
Pamukova çiftliğindeki kameralar da kamuoyunda uzun süre tartışma
konusu olmuştu. Bu kameralarla ilgili cevabınız
nedir?
“Hepsi de güvenlik amaçlı kameralardır. Güvenlik
amaçlı kurulan kameraları, misafirlerini çekmek için kurmuş, diye
açıkladılar. Amaçları beni zor durumda bırakmak... İtibarımı
zedelemek. Birçok arkadaşım sen bizi mi çektin diye, sitemde
bulundu. Bunların hepsi insanlık dışı iftiralardır...”
Hakan silahları severdi
İmarbank operasyonunda çok sayıda silah ele geçirildi. Bu
silahları niye aldınız?
“Hakan’ın ruhsatlı
silahlarıdır. Silah merakı olan insandır. 100 tane silahı vardır.
Hiç birisi kullanılmamıştır. Hepsi de ruhsatlıdır. Zaten silahlarla
ilgili de bir şey yapamadılar...”
İşadamlarına şantaj yaptığınız iddialarına yönelik
değerlendirmeniz nedir?
“Kime şantaj yapmışım ben. Ben iş hayatımda kurallarını sonuna
kadar uygularım. Hakkımın bir noktasından vazgeçmedim. Kimsenin
hakkına da bir milimlik tecavüz etmedim. Şu anda benim kolum
kanadım kırılmış. Çıkıp şimdi konuşabilirler. Birisi çıksın desin
ki, Cem Uzan bana şantaj yaptı tehdit etti... Ben inatçı bir
insanım. Aynı zamanda çok da yumuşağım. Hakkımın kimsenin yemesine
müsaade etmem. Birisi dayılanırsa da günahımı vermem.