CEM UZAN BU KEZ KOÇ GRUBU VE SABANCI'YI TOPA TUTTU!
Cem Uzan Taraf'a verdiği röportajın dördüncü bölümünde de bombalamaya devam ediyor.
Cem Uzan, Koç Holding ve Sabancı’nın Türkiye’de cep telefonu abone
sayısının 36 bini geçmeyeceğine ilişkin rapora inanıp, Telsim’i
almadıklarını söyledi.
Cem Uzan Taraf'ta yer alan röportajının dördüncü bölümününde de
çarpıcı açıklamalar yapmaya devam ediyor. Siyasete ve gündeme bomba
gibi düşen iddiaların ardından Uzan bugün de iş dünyasını
sallayacak.
İmarbank operasyonundan önce Türkiye’nin en büyük ikinci GSM
şirketinin sahibi olan Cem Uzan, “TMSF-Telsim-Motorola” üçgeninde
yapıldığını öne sürdüğü pazarlıkları Taraf’a anlattı.
Uzan, üçlü arasında yapılan gizli anlaşmalar olduğunu ileri sürdü.
ABD’nin dev cep telefonu şirketi Motorola’nın, TMSF ile gizli
anlaşma yaptığını ifade eden Uzan, anlaşmada “TMSF, Uzan Grubu ile
5 yıl süresince uzlaşmayacak” hükmü bulunduğunu iddia etti. TMSF ve
Motorola yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunacağını
kaydeden Uzan, Libananco davasının ardından “sülük” açıklaması
yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın ise daha
bakan olmadan kendisi ile pazarlık masasına oturduğunu bildirdi.
Cem Uzan, 2008 yılında yapılan son zirvede ise Cemil Çiçek’in,
“Verin adamın malını” dediğini ifade etti.
Cem Uzan’ın, TMSF, Telsim ve Motorola üçgeninde yapılan
pazarlıklarla ilgili yaptığı çarpıcı açıklamalar şöyle:
YILDIZ’A “SÜLÜK” CEVABI
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Libananco davasının ardından
yaptığı “sülük” benzetmesi ve “o paraları yiyemeyecek” türü
açıklamaları var. Bunlarla ilgili değerlendirmeniz nedir?
ÇEAŞ ve Kepez’e el konulmasının mimarlarından birisi Taner
Yıldız’dır. Ben beyefendiye cevap vererek kendisini onore etmem.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanına bu laflar yakışmıyor. Benim her ay
40 bin kişiye maaş veren, ülkenin her tarafına yatırım yapan bir
ailem var. 1992’de bir özelleştirmeden çimento fabrikasını aldık.
Fabrikaya gidecek genel müdür bulamadık. Bu ülkenin ne Edirne’si ne
Antep’i ne Van’ı hiçbir yerine bir ayrım yapmadan gittik. Ben ailem
ile gurur duyuyorum.
“VERİN ADAMIN MALINI” DEDİ
Enerji Bakanı Yıldız ile hiç biraraya geldiniz mi?
2008
senesinde, evde oturuyorum. Telefonum çaldı. Taner Yıldız arıyor,
“Görüşelim” dedi. “Tabii” dedim. Daha bakan olmamıştı. Sanırım
bakanlık sözü verilmiş... Bakan olmadan “Davaları halledebilir
miyim?” diye çalışıyor. O dönemde gayet nazik ve kibar. Bir gün
çağırdı, görüşüyoruz. Cemil Çiçek de Başbakan Yardımcısı...
Toplantıya Ahmet Ertürk ve Kemal Unakıtan da geldi. Beni
dinledikten sonra Cemil Çiçek, “Verin adamın malını geri” dedi. Biz
de anlaşma yapılacağını düşünüyoruz. Ve toplantıda olmadığı için
süreci Hilmi Güler tıkadı sanıyoruz. Hava öyle çünkü... Meğer
benimle dalga geçiyorlarmış... Gösteri olsun diye, bizimle toplantı
yapıyorlarmış...
Niye dalga geçiyorlarmış?
Meğerse TMSF, Telsim’in
satışı sırasında Motorola şirketi ile gizli bir anlaşma imzalamış.
Anlaşmada, “Uzan ailesi ile beş yıl süresince uzlaşılmayacak”
taahhüdü var. TMSF, Motorola’ya beş yıl boyunca Uzanlar’la
anlaşmayacağı konusunda söz veriyor. Görüşmeleri tıkayan Hilmi
Güler değil TMSF’ymiş... Biz bunu sonradan anladık. Çünkü gizli
anlaşma da yeni elimize geçti. Devletin bir birimi, bir vatandaşı
için ‘beş yıl anlaşmayacağım’ taahhüdü verebilir mi? Bu nasıl
anlayıştır? Bu gizli anlaşmadan Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın
haberi olduğunu sanmıyorum.
Bu hem ABD’de hem de Türkiye’de çok ağır suç. ABD’nin ‘Foreign
Corrupt Pratices Act” kanununa, Türkiye’de de TCK’ya aykırı.
Dolaysıyla anlaşmayı imzalayanlar hakkında hem ABD’de hem de
Türkiye’de suç duyurusunda bulunacağım. TMSF eski yönetimi,
anlaşmada imzası bulunan Telsim yöneticileri, Motorola’nın ABD ve
Türkiye’deki temsilcileri hakkında... Avukatlar tüm hazırlıkları
yaptı. Bu gizli anlaşmada sorumluluğu olanların hepsi hesap
verecek. Bu anlaşma, Türkiye’nin kendi evlatlarına kendi milli
sermayesine yaptığı en büyük ayıptır. Bir de üste çıkıp “Hırsızdın”
diye bağırdılar. 50 yaşında iki defa kalp ameliyatı boşuna
geçirilmiyor... Sadece bu dünyada değil bunun hesabını öbür dünyada
da soracağım... Yaradanın önünde bunun hesabını sorarım. Benim
alnım açık...
“BİZİ KAZ GİBİ GÖRÜYORLAR”
Motorola ile olan sıkıntı nedir ve nasıl başladı? Uzan Grubu’nun,
Motorola’yı dolandırdığı şeklinde iddialar ortaya atıldı. Bu
iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Motorola batmak
üzere olan bir şirkettir. Şirketi bizim mallarımızla kurtarmaya
çalışıyorlar. Uzan Ailesi’nin, Motorola’yı dolandırdığı iddiaları
tamamen yalandır. Bu Motorola’nın, Türkiye’deki işbirlikçileri ile
yaptığı propagandadır. Uzan Aielesi’nin hiçbir ferdi Motorola’dan
bir lira almadı.
Bazen iş hayatında karşılıklı tavizler veriliyor. Bizim de Motorola
ile ilişkilerimiz çok önceye dayanıyor. Motorola’ya 1.8 milyar
dolar kadar borç var. Bunun 1.2 milyar doları malzeme 500-600
milyon doları da nakit... O zamanlar iyi ilişkilerimiz var. Şirket
ABD’de zor durumda... Bilanço açık veriyor... “Size 200 milyon
dolar kredi açalım dediler. “Tamam” dedik. Bu kredi ile yan
şirketlerinden malzeme satışı gösterdiler. Yani bilançolarını
düzeltmek için, bizi kullandılar. Biz de bu tür oyunlarına,
ilişkilerimiz iyi olduğu için izin verdik. 2002 yılıydı sanırım,
Motorola’dan hatır olsun diye 200 milyon dolara aldığımız
telefonları, Pakistan’a 30 milyon dolara zor sattık. Yani burada
kimse kimseyi dolandırmadı. Biz zor duruma düşünce, eski hesapları
karıştırıp bizim mallarımıza el koymak istediler. Bizim mallarımıza
el konulduğu için de, biz kendimizi savunamadık. Derdimizi de
anlatamadık...
Hisseleri vermedik tutuklama kararı çıktı
ABD mahkemeleri Uzan Grubu hakkında tedbir ve tutuklama kararı
verdi. Bu kararlar nasıl çıktı öyleyse?
TEDBİR KARARI:
Motorola’nın talebi üzerine ABD mahkemelerinde dava açıldı. İki
taraf da avukatlar tuttu ve davalara girilmeye başlandı. Motorola
jürili dava istedi. 2002 yılıydı... Ben siyasetle ilgileniyordum.
Hakan da davaları ve işleri takip ediyor. Mahkeme ilk önce, Melahat
ve Aşyegül Uzan’ı dinlemeye karar verdi. Biz de kardeşimi bazı
nedenlerden dolayı gönderemedik. Hâkim, “Onlar gelmezse Cem Uzan’ı
dinlemem” dedi. İfademi de kabul etmedi, delillerimizi de. Ve 9
milyar dolarlık tedbir kararı verdi. Ardından da operasyonlar
başladı, biz avukatların taksitlerini bile gönderemedik. Bir
defasında 8 milyon dolarlık avukat parası vardı. Savcı “Bu kadar
yüksek avukatlık ücreti mi olur” diyerek, izin vermek
istemedi.”
TUTUKLAMA KARARI: Tutuklama kararı da, Telsim
hisselerinden dolayı verildi. Yine Motorola ile ilgili davada
mahkeme, derhal “Telsim hisselerini getireceksin” dedi. Hisseleri
götürürsek, çoğunluğu da kaybedeceğiz şirketi de... Hisseleri
götürmedik... Türkiye’de mahkemeye gittik. Mahkeme “Lisanslarda
yüzde 51 Türk’ün kontrolünde olması gerekir. Yoksa lisansı
kaybedersin” diye karar verdi. Ancak işe yaramadı. Yine de, mahkeme
hisseleri getirmediğimiz için hakkımızda tutuklama kararı
verdi.”
Koç ve Sabancı “Telsim” lisansını tutmaz diye geri çevirdi
Telsim Türkiye’nin ikinci büyük GSM operatörüydü. GSM işine nasıl
girdiniz?
1993 senesinde cep telefonu ihalesi
yapılıyor. Siemens Alcatel ile birlikte giriyor birinci çıkıyor.
Motorola ikinci, Ericson üçüncü... Daha sonra ne olduysa oluyor
Ericson ikinci ilan ediliyor. İhaleler kazananlara veriliyor. 500
milyon dolar lisans bedeli var. Kanunlara göre lisans verilemiyor,
gelir paylaşımı üzerinden anlaşma yapılacak. İhaleler imzalanıyor.
Siemens yerli ortak arıyor. Biz, Star TV’de Alcatel’den radyo link
satın alıyoruz. Alcatel Koç’a, Sabancı’ya gidiyor hiç kimse
anlaşmaya yanaşmıyor. Projeksiyonlara göre Türkiye’de sadece 36 bin
ile 60 bin arasında cep telefonu potansiyeli çıkıyor. Birisinin
aklına geliyor. Bir de Cem Uzan’a gidin diyorlar. Bende kardeşime
pasladım işi. Kafadan girdik. Yüzde 19 hisse verdiler. Tarih 1993
Aralığı idi. 94 Nisanı’nda da şebekeler devreye girecek. Bir ay
geçti 94 krizi patladı. Tansu Çiller Başbakan’dı ekonomi paramparça
oldu. Herkes kaçtı Türkiye’den. Almanlar ve Fransızlar “Biz de
satıp çıkmak istiyoruz” dediler, “Alır mısın?” dediler. Türkiye’ye
inancın ağır bedeli oldu ve alırız dedik. Sermayesi üzerinden bire
bir aldık. 94 Haziran’ında Telsim devreye girdi. Turkcel 30 gün
önce devreye girmişti.
Motorolacılar gelip benimle görüşüyor
Telsim’i tamamen
devralınca Motorola ile ekipman için görüşmelere başladık. Onlar
da, kabul etti. Motorola zaten bitmiş ve batmış bir şirket. Onlar
da kârlı bir kapı buluyorlar, “Uzan’dan ne kopartsak kârdır”
gözüyle bakıyorlar. Buraya gelip hâlâ benimle görüşüyorlar. Hepsi
de bir hokkabazlığın içindeler...