“Cemim, hüzün gözlü Cemimin şuuru kapanmıştı. Hiperbarik 0ksijen’e bağlı hava embolisi olmuş. (Bazı önemli detayları, ilk seans öncesini ve seans sırasında yaşananları Ce-mim çok daha iyi olunca, kendisinin anlatmasının daha uygun olduğunu düşü-nüyorum.) Cemim o gün uyutuldu. Gece hava embolisi yüzünden epilepsi krizleri geçirdi. Salı günü tepki yok denildi. Uyutulmaya devam edildi. Gün, zaman, saatler geçmek bilmiyordu. Sesini öyle özledim ki bana attığı sesli mesajları hıçkıra hıçkıra defalarca din-ledim. Çarşamba, Perşembe biraz tepki vermeye başladı dedi doktorları. “
“Sonra minicik uyandıracağız ama hortum bağlı konuşamaz dediler. Cemre’yle girdik yanına. Bizi görünce heyecanlandı. Gözlerinden yaş geldi. Ellerinden öptük, konuştuk, iyi olacaksın geçecek bitanem dedik. Sonra Cuma, Cumartesi derin uyutulmaya devam... Olsun!!! Uyusa da gireceğim yanına dedim. Uyuyordu oracıkta o dev adamım, uyuyordu. Elini tuttum, öptüm öptüm öptüm. Saatlerce gözümü ondan ayırmadan orada kalabilirdim. Beş dakika ne kadar değerli bir zamanmış. Hiç geçmesin istedim. Konuştum hep onunla, duyacağına inandım. Her anı dua ederek geçirdim. Sen nelere göğüs gerdin, bunu da atlayacaksın dünyam. “
“Pazar oldu Cem’i uyandırdık dediler. Yeniden doğdum. Gerçekten çok mutlu olmak nedir o an öğrendim. Yanına girdik Cemre’yle. Elini kaldırdı. Bana yine hımım dedi. Cemre’ye, bana uzun uzun gözlerini ayırmadan baktı. Bilinci çok şükür yerindeydi. Hortum çıktığı için yavaş da olsa konuşabiliyordu. Bizi sevdiğini söyledi. Yanında ağlamamak için Cemre’yle zor dayandık. “
“Gece saat 22.00 bana telefon geldi. Cem Bey sizi istedi diye. Koştum yanına. Sesi daha tok çıkıyordu. Hımım seni çok seviyorum, beynimin içindesin, minik ellim, yanağını uzat öpe-yim dedi. Sıcacık dudakları yanağımı öptü, ellerini öptüm. Seni çok seviyorum, her şey çok güzel olacak, sen çok güçlüsün çok az kaldı çok iyi olacaksın yine de-dim. “