Cem Küçük'ten sert sözler: Akif Beki adlı adam işi sinsice Cumhurbaşkanımıza getiriyor
Cem Küçük, Erdoğan'ın eski danışmanı Akif Beki'nin, "Bu iş Zarrab'la kalmaz" diyerek işi sinsice Cumhurbaşkanına getirdiğini' savundu.
Star yazarı Cem Küçük, daha önce 'hain' diye nitelendirdiği
Hürriyet yazarı ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın eski
danışmanı Akif Beki'nin, "Bu iş Zarrab'la kalmaz" diyerek işi
sinsice Cumhurbaşkanına getirdiğini' savundu. "Cumhurbaşkanımız ve
ailesinin senin bu sinsi numaralarını yiyeceğini mi sandın?
Başbakanımız Davutoğlu aleyhinde geçmişteki iğrenç yazılarından
farksız bir üslup bu" ifadesini kullanan Küçük, "Değer verdiğim
sayın Ali Sarıkaya ve Osman Sert’e de seslenmek istiyorum.
Cumhurbaşkanımıza Zarrab olayı vesilesiyle sinsice saldıran bu
adamı kıymetli Başbakanımızın yanından da uzaklaştırmanızı rica
ediyorum. Öbür türlüsü hiç hoş olmuyor. Cumhurbaşkanımız ve
Başbakanımız arasındaki uyum ve koordinasyon bu millet için
yaşamsal ehemmiyettedir" diye yazdı.
Cem Küçük'ün, "Son 13 yılın yozlaşma örneği tipoloji"
başlığıyla yayımlanan (30 Mart 2016) yazısı şöyle:
"Biliyorsunuz Türkçemizde “Evi camdan olan başka eve taş atmasın”
diye de bir söz var. Aynı şekilde “Bu ne perhiz bu ne lahana
turşusu” diye de bir söz var. Bu aralar düne kadar Erdoğan
yalakalığını kimseye kaptırmayıp şimdilerde ise imtiyazlarını ve
itibarlarını kaybettikleri için Erdoğan’a saldıran takımı okurken
sürekli bu sözler aklıma geliyor. Son 13 yılın yozlaşma raporu
detaylı çıkarılsa en baş sıralarda olacak adamlar utanmadan
sıkılmadan yolsuzluktan bahsediyor ve kendilerine bakmadan sütten
çıkmış ak kaşık gibi konuşuyorlar. Bana sorulduğu vakit ben her
zaman AK Parti içindeki tefessüh etmiş olanlara dair dürüst
konuştum. Hatta bu dürüstlüğüm yüzünden bana bedel ödetmek
isteyenler oldu. Bunların içinde Aydın Doğan ve adamları da vardı.
Ceketimi alır, çeker giderim dedim ve sonra ise olan Aydın Doğan’a
oldu ve daha da olacak. Asla okurlarıma yalan söylemedim. Ama 13
yıl boyunca tefessühte en ileri gidenler utanmadan bu konuda
konuşamazlar. Konuşurlarsa onlara içinde yaşadıkları bataklık
hatırlatılır...
İşte Akif Beki bu tipolojinin en net örneğidir. Bu 13 yıl içinde
tüm inanç dünyası ile yaşam tarzını değiştirmiş ve tefessüh etme
eyleminin dibini görmüştür. Akif Beki doğru bir benzetmeyle Mithat
Cemal Kuntay’ın başyapıtı Üç İstanbul romanındaki İttihatçı Adnan
karakterinin tıpatıp benzeridir. Akif Beki’nin bu romanı okuduğunu
sanmam. Edebiyat kültürü zayıf bir tiptir çünkü. Akif’in her zaman
özendiği ve taklit ettiği Ahmet Hakan’ın ise bu romanı okuduğunu
sanıyorum. Ahmet, Akif’ten 10 kat daha zeki bir adamdır ve bu
romandaki Sakallı Vasfi karakterinin aynısıdır. Ben herkese hakkını
veririm. Ahmet, İngilizce ya da herhangi bir yabancı dil bilmez ve
evrensel literatür konusunda cahildir. Ama iyi bir Türk edebiyatı
okurudur ve bu romanı bilir. Akif özendiği Ahmet’e sorsun ve bu
romanı taklit ettiği adamdan dinlesin. Mithat Cemal’in yozlaşmış
İttihatçı Adnan’ında kendini görecektir. Akif de AK Parti döneminin
Adnan’ıdır. Şimdi utanmadan Zarrabcılıktan bahsediyor bu adam. Ben
Reza Zarrab’ı tanımam. Ne Zarrab’ı ne de karısı Ebru Gündeş’i
hayatımda görmedim. Zarrab ve eşini tanıyan birini de tanımıyorum
ve hiçbir kontağım yok bu çevreyle. Zaten benim dünyama ve yaşam
tarzıma uzak bir çevre bu. Akif Beki ve eşi tanıyabilir, çünkü aynı
çevrenin insanlarıdır. Ben sadece bildiğim gerçekleri yazarım ve
devletimin menfaatlerini savunurum. Devletimizin Amerikan
şirketleri Bunge ve Cargill’e karşı yerli olarak kurduğu İran ile
ticaret sistemi doğrudur ve ben bunu sonuna kadar savunurum.
ABD’nin bu yerli sistemi hedeflediğini de bilirim.
Elbette “ABD acaba Zarrab’ı kafakola aldı mı ve hedef Türkiye olur
mu” diye iyi niyetli sorgulayan yazarlarımız bizim gazetede de çok
sayıda var ve bu uyarılar önemli. Fakat Cumhurbaşkanımıza her
ortamda kin sözleri güttüğü herkesçe bilinen Akif Beki asla kendini
bu iyi niyetli yazarlarla bir tutamaz. İbrahim Kalın’a dün yaptığı
yalakalığa tüm Ankara gülüyor. Akif adlı bu adam “Bu iş Zarrab’la
kalmaz. Burada da durmaz” diye cümle kurarak işi sinsice
Cumhurbaşkanımıza getirecek seviyesizlikte bir adamdır. Şimdi ise
tornistan yapmak istiyor.
Cumhurbaşkanımız ve ailesinin senin bu sinsi numaralarını
yiyeceğini mi sandın? Başbakanımız Davutoğlu aleyhinde geçmişteki
iğrenç yazılarından farksız bir üslup bu. Değer verdiğim sayın Ali
Sarıkaya ve Osman Sert’e de seslenmek istiyorum. Cumhurbaşkanımıza
Zarrab olayı vesilesiyle sinsice saldıran bu adamı kıymetli
Başbakanımızın yanından da uzaklaştırmanızı rica ediyorum. Öbür
türlüsü hiç hoş olmuyor. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız
arasındaki uyum ve koordinasyon bu millet için yaşamsal
ehemmiyettedir"