Cem Küçük'ten "mektup gönderen" Aydın Doğan'a sert çıkış: Sen bunlar kaydedilmiyor mu sanıyorsun?
Star gazetesi yazarı Cem Küçük, Aydın Doğan'ın yakasını bırakmıyor. Bu kez de Akademisyenler bildirisinde imzası olan bir kadın profesör üzerinden bakın neler söyledi?
Star yazarı Cem Küçük, iki gün önce kaleme aldığı yazı için Doğan
Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan tarafından kendisine bir mektup
gönderildiğini öne sürdü.
Küçük, Doğan Medya Yayın İlkeleri Kurulu üyelerinden Yasemin
İnceoğlu'nu hedef aldığı yazısında "PKK’yı destekleyen bildirinin
başorganizatörünün Aydın Doğan’ın hala maaşlı başdanışmanı olması
başlı başına büyük bir skandaldır" ifadelerini kullanmıştı. Küçük,
Aydın Doğan'ın gönderdiğini iddia ettiği mektupta, İnceoğlu'nun
istifa ettiğini yazdığını ileri sürdü. Küçük'ün iddiasına göre
mektupta Aydın Doğan şunları söylemiş:
“Yayın ilkelerimiz açısından 1128 akademisyen tarafından imzalanmış
olan bildirinin içeriğini objektif olmaktan uzak tek yanlı bir
görüş olarak görüyoruz. Ancak tüm demokratik ülkelerde olduğu gibi
Türkiye’de de ifade özgürlüğünün güvence altında olmasının
gerektiğine inanıyoruz.”
Küçük'ün Star'da "Aydın Doğan ve PKK meselesi" başlığıyla
yayımlanan yazısı şöyle:
İki gün öncesinde yazdığım yazıya Aydın Doğan bir cevap göndertmiş.
Bana elden teslim edilen imzalı mektupta cevaben söylenenleri
beraber irdeleyelim. Her şeyden önce 16 Ocak 2016’da PKK’ya destek
bildirisinin baş organizatörlerinden Yasemin İnceoğlu’nun Doğan
Medya Yayın İlkeleri Kurulu’ndan istifa ettiği yazıyor ki bu
hayırlı bir gelişme olmuş. PKK terör örgütünü destekleyen ve Türk
devletinin sistematik katliam yaptığını söyleyerek ülkemize NATO
müdahalesi isteyen marjinal bir delinin anaakım olma iddiasındaki
Doğan Medya’da aktif görevde olması bir rezalet olurdu. Bu son
derece isabetli bir gelişme olmuş fakat bu olayı Doğan Medya niye
kamuoyuna duyurmadı anlayabilmiş değilim. Olsun neticede yapılan
doğru. Ben eğriye eğri, doğruya doğru derim. Öte yandan bana Aydın
Doğan tarafından gönderilen mektupta öyle bir paragraf var ki bu
skandal tavrın hala Aydın Doğan cephesine hakim olduğunu
kanıtlıyor. Mektupta aynen şöyle deniyor:
“Yayın ilkelerimiz açısından 1128 akademisyen tarafından imzalanmış
olan bildirinin içeriğini objektif olmaktan uzak tek yanlı bir
görüş olarak görüyoruz. Ancak tüm demokratik ülkelerde olduğu gibi
Türkiye’de de ifade özgürlüğünün güvence altında olmasının
gerektiğine inanıyoruz.”
Elbette Türkiye’de de ifade özgürlüğü güvence altında olmalıdır
mesela bir akademisyen, ‘PKK terörüne karşıyım ama ben de bağımsız
Kürdistan taraftarıyım’ diyebilir. Bu ifade özgürlüğü kapsamındadır
ama PKK terörünü desteklemek alçaklıktır ve Aydın Doğan’ın kurulu,
sinsi yöntemlerle bu alçak bildiriyi meşru hak görmektedir. Çünkü
bu bildiri terörü destekleyen alçak bir bildiridir ve asla ifade
özgürlüğü kapsamında meşrulaştırılamaz. Şimdi Aydın Doğan’a
soruyorum...
Her gün katliamlar yapan alçak PKK terör örgütünü destekleyen bu
bildiriyi meşru göstermeye çalışıyor kurulun. Sen yiğidin harman
olduğu bir yer olan Kelkit’ten çıkmış bir adam olarak nasıl PKK
terör örgütünün dolaylı savunuculuğunu yaparsın? Kelkit halkı her
zaman milliyetçi ve vatansever bir halk olmuştur bundan böyle
Kelkitimizin ismini ağzına almaya utanmayacak mısın? Hani sen
milliyetçi ve devletine bağlı bir adamdın Aydın Doğan? Bu
rezaletinizi nasıl açıklayacaksın? Aydın Doğan’ın kurulunun ifade
özgürlüğü diyerek meşru gördüğü bu metnin İngilizcesi çok açıkça
Türk devletinin sistematik şekilde Kürt halkını kıyıma uğrattığı
yalanını söylüyor ve NATO’nun, Türkiyemizi işgal etmesini talep
ediyor. Yoksa sende mi NATO’nun ülkemizi işgal etmesi talebini
meşru görüyorsun Aydın Doğan? Eğer gerçekten vatanperver olsaydın
bu alçak bildirinin hiçbir şekilde meşru olmadığını net bir dille
ifade ederdin ama yan çiziyorsun.
Sayın okurlarım, Aydın Doğan açıkça yine bizleri kandırmaya
kalkıyor, her zaman yaptığı gibi. Bir yandan Türk devletinden ve
vatanından yana gözüküyor ama diğer yandan PKK ve dış güçlere göz
kırpıyor. Zaten bu hain bildirinin yine organizatörlerinden olan
bir PKK’lı sözde profesör kadın Aydın Doğan’ın çok yakını. O
kişinin ismini anmıyorum çünkü zaten şu an bile yaşayıp yaşamadığı
bilinmeyen bir zavallıya dönüştü ve daha da yok olup tam medeni ölü
haline gelecek. Aydın Doğan’ın baş tetikçisi Ahmet Hakan’ın en
büyük kankası olan bu PKK’lı kadın aynı zamanda utanmadan küfürler
ettiği Türk devletinin ekmeğini yiyen biri. Bu PKK’lı kadın hem
Türk milletini ve devletini katliamcı görüyor hem de devletin
İstanbul Üniversitesi’nden nemalanıyor. Fakat önümüzdeki süreçte
benim de mezun olduğum üniversitemizden kesinlikle kovulacak. Yekta
Saraç 1128 hain akademisyen konusunda gereğini yapmak
mecburiyetindedir aksi halde Saraç da sorgulanır. Aydın Doğan ise
bu PKK’lı kadının profesörlük kutlamalarına bizzat katılmış biri.
Fethullahçı Terör Örgütü yandaşı mücrim Nazlı Ilıcak’ın evinde
yapılan bu kutlamada Aydın Doğan da vardı. Yanlış mıyım Aydın
Doğan? Hadi yalanla bakayım bu PKK yandaşı akademisyenle
ünsiyetini. Sen bunlar kaydedilmiyor mu sanıyorsun? Tüm bu
yaptıklarının üstüne rantiye işlerine gireceksin bu topraklardan
rant yemek isteyeceksin ve bu devlet sana izin verecek öyle
mi?
Her zaman söyledim bu akademisyenlerin evlerine polis baskınlarına
karşıyım. Zaten o baskınları isteyenlerden iki savcının Fethullahçı
olduğu tespit edildi. Bu iki Fethullahçı savcının amacı ülkemizi
Rusya, Çin, İran gibi göstermekti. O olayı ayrıca yazacağım. Öte
yandan terörü destekleyen böyle iğrenç bir bildiriye imza atan
akademisyenler medeni ülkelerde tam terimiyle medeni ölü haline
getirilirler. Türkiye Cumhuriyeti de medeni bir ülkedir ve imzacı
akademisyenler de bu ülkede artık yok hükmündedir. Çok yakında
yaşayıp yaşamadıklarını bile kimse bilmeyecektir. Medeni çözüm
budur.