Cem Küçük'ten bomba iddia! Hürriyet'te 'buhar' yazarlar dönemi! CNN Türk'te hangi isimler olmayacak?
Demirören Ailesi’nin Doğan Grubu'nu satın almasının devrimsel bir değişim olduğunu söyleyen Cem Küçük önümüzdeki 6 aya dikkat çekti.
Cem Küçük, Türkiye’de medya kurumunun tamamen dönüşmeye
başlamasının Aydın Doğan'ın sahip olduğu medya yapısını Erdoğan
Demirören'e satmasıyla başladığını söyledi. Küçük, Demirören'in CNN
Türk ve Hürriyet isminin önüne kimsenin geçmesini istemediğini
belirterek, "Hürriyet gazetesi markasında sadece buhar yazarlar
olacak. Kendi ismine çalışan hiç kimse olmayacak" dedi.
"21.00’de başlayan ve genelde horoz dövüşü gibi olan programları
Sayın Erdoğan Demirören istemiyor" diye yazan Küçük, "Yeni sezonda
ne 'Tarafsız Bölge' ne de Şirin Payzın’la 'Ne Oluyor' programı
olmayacak. Genel olarak ismi CNN Türk’ün önüne çıkan hiçbir isim
olmayacak" diye yazdı.
Cem Küçük'ün, "24 Haziran sonrası medyada neler
olacak?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
24 Haziran dönemecine az kaldı. Yeni Türkiye’nin hem siyasette hem
medyada kesin zaferinin eli kulağında. Bakınız dünyanın tüm büyük
para fonları haziran bültenlerini abonelerine geçtiler ve
istisnasız hepsi ama hepsi yaptırdıkları bilimsel araştırma ve
anketlerde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kazanacağının ortaya
çıktığını söylüyorlar. İstediğiniz büyük finansçıya sorun, hakikat
budur.
Erdoğan’ın sıkı muhaliflerinden millî yazar Erol Mütercimler bile
bu büyük finans kurumlarından birinin bir iş adamı dostunu çektiği
bülteni incelemiş ve 51.3 oy oranıyla Erdoğan’ın kazanmasının kesin
olduğunu ifade etmiş. Yani bu iş bitti. Elbette Müslümanlar
kesinlikle rehavete kapılmamalı ve tetikte olmalı. Her şeyden önce
muhtemelen o gece tıpkı 16 Nisan gecesi olduğu gibi meşru seçim
sonuçlarını tanımak istemeyen 27 Mayıs kafalılar provokasyon
meydana getirmek isteyecektir. Fakat hem millet olarak buna izin
vermeyeceğiz hem de bu ülkedeki DEVLET olgusu bu tür bir kalkışmaya
izin vermez.
Bu milleti 15 Temmuz’da binlerce silahlı darbeci asker yenemedi,
seçim sonucunu tanımayacak 27 Mayısçılar da yenemez. Bu değişimle
beraber medyada asla artık Eski Türkiye medyası olmayacaktır.
Türkiye’de medya kurumu artık tamamen dönüşecektir. Bunun
başlangıcı da 22 Mart 2018 medya devrimidir. Yerli ve millî bir
aile olan Demirören Ailesi’nin Hürriyet grubunu satın alması
devrimsel bir değişimdir. Elbette şu an bir geçiş süreci yaşanıyor
ve kontrolün tam olarak Demirören Ailesi’ne geçtiğini söylemek
mümkün değil. Fakat önümüzdeki 6 ay içinde tüm kontrol
Demirörenlere ve özellikle Sayın Erdoğan Demirören’in yönetim
felsefesine geçecektir.
Demirören Ailesi son olarak CNN Türk’ün yeni sezonuna dair 22 Mart
ruhu çerçevesinde önemli kararlar almıştır. Bora Bayraktar’ın
gelmesiyle başlayan değişim yeni sezonda eskiden kalma tüm
programların kaldırılmasıyla yaşanacaktır. Yani CNN Türk ekranında
eskiden beri görmeye alışılmış tüm Eski Türkiye tarzı formatlar
kaldırılıyor. Yepyeni bir program akışı olacak 2018-19 sezonunuzda.
21.00’de başlayan ve genelde horoz dövüşü gibi olan programları
Sayın Erdoğan Demirören istemiyor. Yeni sezonda ne “Tarafsız Bölge”
ne de Şirin Payzın’la “Ne Oluyor” programı olmayacak. Genel olarak
ismi CNN Türk’ün önüne çıkan hiçbir isim olmayacak. Kendini
“celebrity” gören hiç kimse olmayacak. Sadece ve sadece CNN Türk
markası ön planda olacak.
Aynı felsefe Hürriyet gazetesi bağlamında da geçerli olacak.
Hürriyet gazetesi markasında sadece buhar yazarlar olacak. Kendi
ismine çalışan hiç kimse olmayacak. Biliyorsunuz 22 Mart’tan beri
ne yazdıysam medyada da o doğru çıkmıştır, çünkü araştırmadan
yazmam. Bakın İsmail Saymaz CNN Türk’ten gönderilecek dedim, Saymaz
inanmadı ama aynen dediğim oldu. Ayrıca Sayın Demirören Ailesi’nin
bir kararı da şu: Eğer bir Demirören çalışanı Twitter ya da diğer
kanallardan militanlık yapıyorsa ona da izin verilmeyecek ve öyle
kişilerle yollar ayrılacak.
28 Mart 2018’de bu köşede yazdığım gibi Demirören Ailesi sadece ve
sadece gazete isminin ön planda olmasını istiyor ve gazeteden başka
hiçbir köşe yazarının ya da gazete yöneticisinin gündemde olmasını
istemiyor. Bunu da tüm çalışanlarına açık açık ifade ediyorlar.
Sadece gazete ismi bilinmeli diyorlar. Bu felsefeye göre köşe
yazarı polemik yapmamalı ve asla “celebrity” olmamalı. Âdeta buhar
gibi olmalı.
İşte bakın şu an özellikle Vatan gazetesi neredeyse yazarsız
çıkıyor ama çıkıyor. Milliyet de bu çizgide gidiyor. Mesela birçok
polemiğin içinde olan bir köşe yazarı olarak ben de Demirören
tarzının dışında bir adamım ama herkes de Demirören Ailesi’nin bu
görüşlerine saygı göstermek zorundadır. Her yiğidin bir yoğurt
yiyişi var. Ayrıca Erdoğan Demirören bu tarzı konusunda herkese
eşit davranıyor.
Bakın yakın geçmişte Milliyet yazarları olan Nagehan Alçı ve Kadri
Gürsel popüler bir TV programının kavga eden yorumcularıydı.
Erdoğan Bey her ikisinin de o programdan ayrılmasını ve artık
polemiklerle kavgayla gündemde olmamalarını rica etti. Hatta
ayrılırlarsa CNN’den aldıkları maaşı da kendisinin vereceğini
söyledi. Her iki gazeteci de bu söylediğim gerçeği inkâr edemez.
Demirören böyle iyi niyetli davrandı. Zaman içinde sadece Kadri
Gürsel, Milliyet’ten Cumhuriyet’e geçti. İktidara yakın olan
Nagehan Alçı da Demirören’den ayrılıp Ciner Medya’ya geçti. Yani
mesele hükûmete yakın ya da muhalif olmak değildir. 22 Mart 2018
medya devrimi adım adım yükselen bir dalga gibi devam
edecektir...