08 Nis 2016 09:16
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:26
Cem Küçük Rasim Ozan Kütahyalı'ya sahip çıktı: Asker bugün ROK'u tutuklarsa...
Star gazetesi yazarı Cem Küçük, TSK'nın dava açtığı ve "acil" koduyla askeri savcılığa çağırdığı Rasim Ozan Kütahyalı'ya sahip çıktı.
Star gazetesi yazarı Cem Küçük, TSK'nın dava açtığı ve "acil"
koduyla askeri savcılığa çağırdığı Rasim Ozan Kütahyalı'ya sahip
çıkarak "Eğer bugün Kütahyalı tutuklanırsa bu bir kamikaze
saldırısı olur." dedi.
Rasim Ozan Kütahyalı, bir süre önce Sabah gazetesinde, Rus uçağının “Fethullahçı” pilotlar tarafından düşürüldüğünü ve F-16 pilotlarının yüzde 50'sinin “Fethullahçı” olduğunu iddia etmiş ve “2016 yılında TSK'dan toplu şekilde atılacak bunlar. Hulusi Akar direnmeye kalkarsa da istifasını verir. Bu kadar basit” demişti.
Bu açıklamanın ardından sert bir bildiri yayınlayan Genelkurmay, Rasim Ozan Kütahyalı hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.
Ardından harekete geçen Genelkurmay Askeri Savcılığı, "acil" koduyla Rasim Ozan Kütahyalı'yı mahkemeye çağırmıştı.
CEM KÜÇÜK'TEN ROK'A DESTEK
Star gazetesi yazarı Cem Küçük, Kütahyalı'nın tutuklanma ihtimalinin kulislerde konuşulduğunu aktararak "Kütahyalı ifadeye gider mi giderse ne olur gitmezse ne olur bilmiyorum ama dün Genelkurmay Askeri Savcılığı ve sonra da mahkemesindeki Fethullahçılar tarafından Kütahyalı'ya bir tutuklama kumpası olabilir mi diyen bazı yetkililer ile de konuştum. Bazıları ciddi ciddi bu ihtimalden bahsetti. Böyle bir dönemde bile Fethullahçı askeri yargı eliyle bir yazarın tutuklanma ihtimali konuşuluyorsa Türkiye olarak daha büyük mesafeler almamız gerekiyor demektir. Eğer bugün Kütahyalı tutuklanırsa bu bir kamikaze saldırısı olur." diye yazdı.
"TEK SESSİZ KALAN KURUM GENELKURMAY"
Emniyet'in, MİT'in ve HSYK'nın Cemaat'le etkin mücadele ettiğini söyleyen Cem Küçük, Genelkurmay'ın ise direndiğini belirterek "hem 3 kurumda hem de diğer tüm bürokratik kademelerde adını koyarak FETÖ ile mücadele edilirken bu örgütün adını ısrarla koyamayan tek kurum var o da Genelkurmay'dır. Bu mesele çok ciddidir..." ifadelerini kullandı.
KONUŞTUĞUM KAYNAKLAR ORDUNUN KORKTUĞUNU SÖYLÜYORLAR
Genelkurmay'ın sessizliğini "korku"ya bağlayan Küçük şöyle devam etti:
"Ordu içinden konuştuğum kaynaklar 2008-13 arası FETÖ'nün kumpas tutuklamalarının Türk ordusunda korkunç bir travma yarattığını söylüyorlar ki, çok haklılar. Bu olaylar neticesinde TSK mensuplarının Fethullah ve örgütünden korkar hale geldiğini ve boyunduruk altına girdiğini söylüyorlar. Fakat bu kabul edilemez. Türk subayı ve Türk generali hiçbir bahane sebebiyle Fethullah denen teröristbaşından korkamaz. Emekli olanlar hür konuşuyor ama muvazzaf olan hiçbir subay adını koyarak Fethullah Gülen'i dahi eleştiremiyor ve korkuyor. Oysa Fethullahçı örgütün artık korkulacak bir yanı da kalmadı. Kurmay eğitimi almış generaller bunun da farkında değil mi?"
ROK TUTUKLANIRSA...
Genelkurmay içinden Rasim Ozan Kütahyalı'nın tutuklanabileceğine dair bilgiler aldığını belirten Küçük şunları yazdı:
"Genelkurmay FETÖ bağlamında bir gazeteciye yönelik ilk resmi bildirisini ve ardından ilk suç duyurusunu FETÖ ile mücadele eden Rasim Ozan Kütahyalı'ya yönelik yaptı. Kütahyalı'nın Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından acil koduyla Ankara'ya askeri mahkemeye çağırılması çok tuhaf. Evet ilk kez bir köşe yazarı, yani bir sivil birey acil koduyla tebliğ tarihinden 2 gün sonra askeri mahkemeye getirilmek isteniyor. Kütahyalı'nın avukatının talimatlı olarak İstanbul'da ifade vermek istemesinin Genelkurmay askeri savcılığı tarafından reddedilmesi çok tuhaf. Kütahyalı'nın söylediği TSK'da FETÖ yapılanmasının olduğunu herkes söylüyor. Rus uçağının Fethullahçılarca düşürüldüğü de yine ben dahil birçoklarınca söylendi. F-16 pilotları içinde FETÖ hiç yoktur diye kimse söyleyemez. Devletin önemli kurumlarında da bu konuşuluyor. O zaman Kütahyalı'ya özel bu bildiriler bu acil koduyla çağırmalar ne?
Konuştuğum ordu içi kaynaklar Kütahyalı'nın Hulusi Akar'a yönelik "Hulusi Akar direnirse istifa eder. Bu kadar basit" cümlesinin Genelkurmay'da infial yarattığını söylüyorlar ve Kütahyalı'nın geçmişte ekranlarda karşı karşıya geldiği paşalara efelenerek "Sen sadece memursun seçilmiş hükümetin emrindesin. Hizaya gireceksin. Haddini bileceksin" diye bağırarak saygınlıklarına büyük zarar verdiğini vurguluyorlar. Bu cümle tüm bu geçmişi hatırlatmış ve işte bu askeri savcılık süreci doğmuş. Öte yandan askeri savcılık ve yargıda Fethullahçıların bol olduğu biliniyor ve onlar da Kütahyalı'dan nefret ediyor. Yani tuhaf şekilde ordu içindeki Kemalistlerle Gülenistler, Kütahyalı karşıtlığında birleşiyor ve işte bu sert Genelkurmay bildirisi ardından suç duyurusu ve şimdi de askeri mahkeme süreci başlıyor.Yani bir yandan Gülenistler Kütahyalı ile mevcut hesaplarını Kemalistler ise eski hesaplarını görmek istiyorlar gibi bir manzara var...
Ordu içinde FETÖ'nün temizlenmesine Hulusi Akar'ın hayır demesi durumunda istifa etmesi gerektiğinin söylenmesinin nesi suç olabilir diye diğer devlet kurumları da merak ediyor açıkçası. Kemalistlerin rahatsız olduğu "Hepiniz memursunuz. Seçilmiş hükümetin emrindesiniz" tipi söylemler anayasal realiteler değil mi? Bugün ne olur ne netice çıkar Kütahyalı ifadeye gider mi giderse ne olur gitmezse ne olur bilmiyorum ama dün Genelkurmay Askeri Savcılığı ve sonra da mahkemesindeki Fethullahçılar tarafından Kütahyalı'ya bir tutuklama kumpası olabilir mi diyen bazı yetkililer ile de konuştum. Bazıları ciddi ciddi bu ihtimalden bahsetti. Böyle bir dönemde bile Fethullahçı askeri yargı eliyle bir yazarın tutuklanma ihtimali konuşuluyorsa Türkiye olarak daha büyük mesafeler almamız gerekiyor demektir. Eğer bugün Kütahyalı tutuklanırsa bu bir kamikaze saldırısı olur."
Rasim Ozan Kütahyalı, bir süre önce Sabah gazetesinde, Rus uçağının “Fethullahçı” pilotlar tarafından düşürüldüğünü ve F-16 pilotlarının yüzde 50'sinin “Fethullahçı” olduğunu iddia etmiş ve “2016 yılında TSK'dan toplu şekilde atılacak bunlar. Hulusi Akar direnmeye kalkarsa da istifasını verir. Bu kadar basit” demişti.
Bu açıklamanın ardından sert bir bildiri yayınlayan Genelkurmay, Rasim Ozan Kütahyalı hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.
Ardından harekete geçen Genelkurmay Askeri Savcılığı, "acil" koduyla Rasim Ozan Kütahyalı'yı mahkemeye çağırmıştı.
CEM KÜÇÜK'TEN ROK'A DESTEK
Star gazetesi yazarı Cem Küçük, Kütahyalı'nın tutuklanma ihtimalinin kulislerde konuşulduğunu aktararak "Kütahyalı ifadeye gider mi giderse ne olur gitmezse ne olur bilmiyorum ama dün Genelkurmay Askeri Savcılığı ve sonra da mahkemesindeki Fethullahçılar tarafından Kütahyalı'ya bir tutuklama kumpası olabilir mi diyen bazı yetkililer ile de konuştum. Bazıları ciddi ciddi bu ihtimalden bahsetti. Böyle bir dönemde bile Fethullahçı askeri yargı eliyle bir yazarın tutuklanma ihtimali konuşuluyorsa Türkiye olarak daha büyük mesafeler almamız gerekiyor demektir. Eğer bugün Kütahyalı tutuklanırsa bu bir kamikaze saldırısı olur." diye yazdı.
"TEK SESSİZ KALAN KURUM GENELKURMAY"
Emniyet'in, MİT'in ve HSYK'nın Cemaat'le etkin mücadele ettiğini söyleyen Cem Küçük, Genelkurmay'ın ise direndiğini belirterek "hem 3 kurumda hem de diğer tüm bürokratik kademelerde adını koyarak FETÖ ile mücadele edilirken bu örgütün adını ısrarla koyamayan tek kurum var o da Genelkurmay'dır. Bu mesele çok ciddidir..." ifadelerini kullandı.
KONUŞTUĞUM KAYNAKLAR ORDUNUN KORKTUĞUNU SÖYLÜYORLAR
Genelkurmay'ın sessizliğini "korku"ya bağlayan Küçük şöyle devam etti:
"Ordu içinden konuştuğum kaynaklar 2008-13 arası FETÖ'nün kumpas tutuklamalarının Türk ordusunda korkunç bir travma yarattığını söylüyorlar ki, çok haklılar. Bu olaylar neticesinde TSK mensuplarının Fethullah ve örgütünden korkar hale geldiğini ve boyunduruk altına girdiğini söylüyorlar. Fakat bu kabul edilemez. Türk subayı ve Türk generali hiçbir bahane sebebiyle Fethullah denen teröristbaşından korkamaz. Emekli olanlar hür konuşuyor ama muvazzaf olan hiçbir subay adını koyarak Fethullah Gülen'i dahi eleştiremiyor ve korkuyor. Oysa Fethullahçı örgütün artık korkulacak bir yanı da kalmadı. Kurmay eğitimi almış generaller bunun da farkında değil mi?"
ROK TUTUKLANIRSA...
Genelkurmay içinden Rasim Ozan Kütahyalı'nın tutuklanabileceğine dair bilgiler aldığını belirten Küçük şunları yazdı:
"Genelkurmay FETÖ bağlamında bir gazeteciye yönelik ilk resmi bildirisini ve ardından ilk suç duyurusunu FETÖ ile mücadele eden Rasim Ozan Kütahyalı'ya yönelik yaptı. Kütahyalı'nın Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından acil koduyla Ankara'ya askeri mahkemeye çağırılması çok tuhaf. Evet ilk kez bir köşe yazarı, yani bir sivil birey acil koduyla tebliğ tarihinden 2 gün sonra askeri mahkemeye getirilmek isteniyor. Kütahyalı'nın avukatının talimatlı olarak İstanbul'da ifade vermek istemesinin Genelkurmay askeri savcılığı tarafından reddedilmesi çok tuhaf. Kütahyalı'nın söylediği TSK'da FETÖ yapılanmasının olduğunu herkes söylüyor. Rus uçağının Fethullahçılarca düşürüldüğü de yine ben dahil birçoklarınca söylendi. F-16 pilotları içinde FETÖ hiç yoktur diye kimse söyleyemez. Devletin önemli kurumlarında da bu konuşuluyor. O zaman Kütahyalı'ya özel bu bildiriler bu acil koduyla çağırmalar ne?
Konuştuğum ordu içi kaynaklar Kütahyalı'nın Hulusi Akar'a yönelik "Hulusi Akar direnirse istifa eder. Bu kadar basit" cümlesinin Genelkurmay'da infial yarattığını söylüyorlar ve Kütahyalı'nın geçmişte ekranlarda karşı karşıya geldiği paşalara efelenerek "Sen sadece memursun seçilmiş hükümetin emrindesin. Hizaya gireceksin. Haddini bileceksin" diye bağırarak saygınlıklarına büyük zarar verdiğini vurguluyorlar. Bu cümle tüm bu geçmişi hatırlatmış ve işte bu askeri savcılık süreci doğmuş. Öte yandan askeri savcılık ve yargıda Fethullahçıların bol olduğu biliniyor ve onlar da Kütahyalı'dan nefret ediyor. Yani tuhaf şekilde ordu içindeki Kemalistlerle Gülenistler, Kütahyalı karşıtlığında birleşiyor ve işte bu sert Genelkurmay bildirisi ardından suç duyurusu ve şimdi de askeri mahkeme süreci başlıyor.Yani bir yandan Gülenistler Kütahyalı ile mevcut hesaplarını Kemalistler ise eski hesaplarını görmek istiyorlar gibi bir manzara var...
Ordu içinde FETÖ'nün temizlenmesine Hulusi Akar'ın hayır demesi durumunda istifa etmesi gerektiğinin söylenmesinin nesi suç olabilir diye diğer devlet kurumları da merak ediyor açıkçası. Kemalistlerin rahatsız olduğu "Hepiniz memursunuz. Seçilmiş hükümetin emrindesiniz" tipi söylemler anayasal realiteler değil mi? Bugün ne olur ne netice çıkar Kütahyalı ifadeye gider mi giderse ne olur gitmezse ne olur bilmiyorum ama dün Genelkurmay Askeri Savcılığı ve sonra da mahkemesindeki Fethullahçılar tarafından Kütahyalı'ya bir tutuklama kumpası olabilir mi diyen bazı yetkililer ile de konuştum. Bazıları ciddi ciddi bu ihtimalden bahsetti. Böyle bir dönemde bile Fethullahçı askeri yargı eliyle bir yazarın tutuklanma ihtimali konuşuluyorsa Türkiye olarak daha büyük mesafeler almamız gerekiyor demektir. Eğer bugün Kütahyalı tutuklanırsa bu bir kamikaze saldırısı olur."