20 Mayıs 2019 12:00 Son Güncelleme: 20 Mayıs 2019 12:35

Hürriyet'i yerden yere vurdu: Böyle rezalet görmedim, duymadım!

Geçen hafta Faruk Bildirici'nin Hürriyet'te yaşadıklarını anlatmasının ardından Cem Küçük, yaşananları "Böyle rezalet var mı?" diyerek eleştirdi.

Hürriyet gazetesiyle yolları ayrılan Faruk Bildirici, geçen hafta Hürriyet gazetesinde yaşadığı bazı olayları anlatmıştı. Gazeteci Cem Küçük ise Faruk Bildirici'nin anlattıklarını köşesine taşıyarak "medyadaki yozlaşmanın en net örneği" dedi.

Cem Küçük yazısında Hürriyet'i yerden yere vururken " Türkiye'yi yozlaştıran, ahlaksızlaştıran, rezil olma duygusunu unutturan Aydın Doğan'ın Hürriyet'iydi. Eski Türkiye nedir diye soran olursa, Hürriyet gazetesi demek yeterli." ifadelerini kullandı.

İŞTE CEM KÜÇÜK'ÜN BUGÜNKÜ YAZISI

Geçen hafta medyadaki yozlaşmayla ilgili en net haberlerden biri vardı. Hürriyet'in eski ombudsmanı Faruk Bildirici 9 yıllık çalışma döneminde yaşadıklarının bir kısmını anlatmış. Ben okurken tüylerim diken diken oldu. Böyle rezalet görmedim, duymadım.

Faruk Bildirici'nin anlattığına göre kendisi Ayşe Arman'ın Antijen Nilüfer isimli kimsenin bilmediği bir modacıyla yaptığı reklam içerikli söyleşiyi etik bulmadığını söylemiş. Gazete yönetimi ise Bildirici'ye, "O modacı Vuslat Doğan'ın da modacısı" demiş. Böyle rezalet var mı? Hürriyet aslında son dönemlerde yoz bir gazete olmuş.

Bildirici, Sahrap Soysal'ın Hürriyet'in ek sayfalarında yaptığı söyleşilerde reklam yaptığını söylemiş ve durumu eleştirmiş. Peki gazete yönetimi ne söylemiş: "Sahrap Hanım Aydın Doğan'ın ablasının kızı, ona karışamayız." Yahu nepotizm Doğan Medya'da kendine vücut bulmuş. Böyle rezillik var mı? Senegal'de, Kırgızistan'da görülecek olaylar bunlar

Ancak beni en çok şoke eden Osman Müftüoğlu kısmı oldu. Şunu söyleyeyim baştan: Köşelerinden sağlıklı yaşam yazan, ekranlardan anlatanların çoğu palavra sıkar. Hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Osman Müftüoğlu da sağlıklı yaşamdan kendine alan açmış, oradan yürüyen biri. Sağlıktan anladığı kanaatinde değilim. Faruk Bildirici'nin anlattığına göre Osman Müftüoğlu daha önce ton balığının ne kadar sağlıksız olduğunu anlatan iki yazı yazmış. Aa, sonra birden Dardanel reklamlarında oynamaya başlamış Müftüoğlu ve "ton balığının çok faydalı" olduğunu anlatmaya başlamış. Bildirici bunu gazete yönetimine anlatmış. Onların cevabı ise evlere şenlik: "Koskoca profesör yalan mı söyleyecek? Şimdi faydalıdır ton balığı." Bakın şu an bunu yazarken sesli güldüm.

Müftüoğlu'nun yaptığı ahlaksızlıktan başka bir şey değil. Batı ülkelerinde olsa doktorluk lisansı iptal edilir. Bir daha doktorluk yapamaz. Bu aynen para karşılığı reçete değiştirmek gibi bir şey.

Türkiye'ye en çok zararı kim verdi derseniz, birinci madde medya derim. Medyada kim derseniz, Hürriyet derim. Türkiye'yi yozlaştıran, ahlaksızlaştıran, rezil olma duygusunu unutturan Aydın Doğan'ın Hürriyet'iydi. Eski Türkiye nedir diye soran olursa, Hürriyet gazetesi demek yeterli.