11 Eyl 2009 12:38 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:51

"CEBİNİ KAŞIYAN ADAM BEKİR COŞKUN!.." ŞAMİL TAYYAR BEKİR COŞKUN'UN BİLİNMEYEN ÖZELLİĞİNİ YAZDI!..

Şamil Tayyar, Bekir Coşkun'un hiç bilinmeyen bir özelliğini yazdı; paracıdır, dolarları, banka hesaplarını düşünür.

Cebini kaşıyan adam


Biz kızsak, tepki göstersek, halkı aşağıladığını düşünsek de Bekir Coşkun, Hürriyet okurları içinde en itibarlı olanı, en çok okunanıdır. Hakkını teslim etmek gerekir.


Şimdi Habertürk yolcusu, Hürriyet teknesini terk ediyor. Kendi ifadesiyle, bu karar, Doğan Grubu´na kesilen 3.7 milyar liralık vergi cezasından 15 gün önce verilmiş.


Yaygın iddia, Coşkun´un Habertürk´ün patronu Turgay Ciner´den en az 500 bin lira transfer ücreti aldığı yolundadır.


Rakam az mıdır, fazla mıdır, bilemeyiz. Kesin olan, Hürriyet´te 17 yıldır yazarlık yapan Coşkun´un tüm tazminat alacağını yakarak yer değişikliği yapmayacağıdır. Hürriyet´in iktidar baskısı altında olduğunu söyleyen Coşkun´un daha özgür ortamda gazetecilik yapacağı kaygısıyla Habertürk´e geçtiğini söylemek ise saflıktan öte anlam taşımaz.


Eğer, iktidar, otokratik yöntemle medyayı kuşatmışsa, herkes bilir, Turgay Ciner, Aydın Doğan´a göre daha kolay lokmadır.


Özetle, Coşkun´un yer değişikliği, kazan kazan modeline dayalı, bal gibi bir transfer faaliyetidir. Ahlaki midir? Boyutuna bağlı...


Bu transfer, Mehmet Emin Karamehmet´in Doğan Grubu´dan aldığı Tuncay Özkan´a (resmi açıklamalara göre) ödediği 3 milyon dolar transfer ücreti ve aylık 64 bin dolar maaş gibiyse, ahlaki değildir.


Türkiye ölçeğinde bu büyüklükte bir para, sadece gazetecilik faaliyeti için ödenmez. Bu tezin babası ise Habertürk´ün Sabah´tan transfer ettiği Umur Talu´dur.


Gazetecilik getirisiyle örtüşen bir transfer ve maaş sözkonusu ise son kuruşuna kadar hakkıdır, helal olsun.


İtirazım; milleti salak yerine koymasınadır, un ve patates çuvalı yüzünden AK Parti´ye oy verdiklerini iddia ettiği kesime "göbeğini kaşıyan adam" sıfatını takarken kabarık banka hesabı üzerinden siyaset yapmasınadır.


Bekir Bey´in 16 Ağustos 2007 tarihli yazısını hatırlayın. Can yoldaşı Emin Çölaşan Hürriyet´ten uzaklaştırılırken şöyle yazıyordu: "Biz bir kayıktaydık. Kürek arkadaşımı dalgalar aldı. Bizim ulaşmak istediğimiz bir yer vardı. Söylene söylene, sızlana sızlana, adeta kendimizi kürek mahkumu sayarak kürek çekiyorduk o yere doğru..."


Devamı var: "Emin Çölaşan artık yok... Bırakmalı mıyım kürekleri?.. Asılsam mı küreklere?..."


Aradan 2 yıl geçti. Tekneden inmedi, küreklere asıldı. Ta ki, Aydın Doğan´a yüklü vergi cezası yoldayken Turgay Bey´in davetine kadar... Bu durumda sormak hakkımız değil mi: Tekneyi önce kimler terk eder? Yoksa küreklere dolar mı sıkıştı?

Şamil Tayyar/Star