"CASTRO'NUN SAKALININ KILI KADAR DEĞERİ YOKTUR!..." CASTRO'YU ELEŞTİREN TÜRK GAZETECİYE SERT TEPKİ!..
Küba'nın Ankara Büyükelçisi Ernesto Abascal Gomeş,Fidel Castro ile ilgili olarak ağır eleştiriler yapan köşe yazarına sert tepki gösterdi...
Küba'nın Ankara Büyükelçisi Ernesto Abascal Gomes, yazar Hadi Uluengin'in Fidel Castro ile ilgili köşe yazısına tepki göstererek Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e bir mektup gönderdi.
Gomes yazdığı mektupta Uluengin için "Bu kişinin, Castro'nun sakalının kılı kadar değeri yoktur'' dedi. Küba'yı karalamaya çalışan yazıların Amerikan yönlendirilmesiyle yazıldığına dikkat çeken Büyükelçi, mektupta Hadi Uluengin hakkında şu görüşlere yer verildi:
" Bu gazeteciyi, sadece, Türkiye'de daha önce hiç yayınlanmayan, Küba ve yöneticileri hakkında en karalayıcı ve en çirkin makaleyi yazma "başarısıyla" tanımaktayım. Ne tesadüftür ki; A.B.D Hükümetinin de bu tarz makalelerin yayınlanması için milyonlarca dolarlık bütçe ayırdığı bilinmektedir. Fidel Castro ve Ernesto Che Guevara'ya hakaretleriyle ilgi olarak da; ne yazık ki, bazı insanların, bu kişilerin sakallarının kılı kadar değeri bile olmadığını söylemekle yetineceğim."
NE DEMİŞTİ ?
Hadi Uluengin, 1 Nisan'da Hürriyet gazetesinde çıkan yazısında Fidel Castro ve Che'den "Diktatörlük yanlısı" diye bahsetmiş ve halkın Amerikan yanlısı Batista döneminde daha zengin olduğunu iddia etmişti. Uluengin, Castro için ''Megaloman'' diyerek şu görüşleri savunmuştu:
"Ne zaman ki megaloman Küba diktatörü Fidel Kasto'ya sahte destan, yalancı efsane ve cahil methiye düzülür, işte o zaman da benim cinlerim başıma toplanır. (....) Castro'nın kızıl diktatoryasını bir "vicdani hesaplaşma" unsuru olarak inceledim.Ve, işkembe-i kübradan atmadığı vurgulamak için şunu da ekleyeyim ki, gittim de!
Gümrükten çıkıldığı an "kamon senyor, tüventi dolar, gud cob" diye üşüşen küçük kızcağızlardan kendimi kurtardığımda, "sosyalist cennet" ne kelime, "sosyalist kerhane"ye geldiğim kafama tamamen dank etti. Sonra, turistik yerler hariç tek ampul yanmayan semtlerden geçerek otele vardığımda, ertesi sabah, korumalara rüşvet vererek çöp artığı karıştıran sonsuz yoksul insanları seyrettim. Yalanım varsa çocuklarımı görmek nasip olmasın, Çin ve Mısır hariç, gezdiğim tüm ülkeler arasında uçurumun ve eşitsizliğinin Küba kadar göz çıkarttığı başka yere rastlamadım. Dehşet ayrıcalıkla donanmış ve militarist oligarşiyle bütünleşmiş çok azınlık bir "kızıl burjuvazi"; onun denetlediği fahişelikle "turist tırtıklayan" ve "orta halli" olmaya çalışan gayet cüzi bir şehirli kesim; ve nihayet, sefalet içinde yaşan sonsuz geniş kitleler! İşte Fidel Castro'nun Küba'sı budur ve gerisi koca, koskoca bir yalan ve efsanedir! (...)
Zira, her efsane gibi "Sakallı"nın bütün yalanları da "sembolizm" üzerine kuruludur. Örneğin, Fidel Efendi en baştan beri, kendinden önceki diktatör Fulgencio Batista iktidarında sosyal eşitsizliğin hüküm sürdüğünü "simgesel propaganda"ya dönüştürmüştür. Peki de, tam "Devrim" arifesindeki 1958 yılında Küba'nın en zeng