çArşı davasında gerekçeli karar: Örgüt yok, dostluk ve arkadaşlık var
Gezi eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle darbe, örgüt ve izinsiz gösteri suçlarından yargılanan ve beraat eden Çarşı grubunun gerekçeli kararı açıklandı.
Gezi Parkı eylemlerine destek verdikleri gerekçesiyle ‘hükümete
darbe girişimi‘yle yargılananan Beşiktaş’ın taraftar grubu
çArşı üyesi 33 kişinin beraat kararında mahkeme ‘Örgüt yok,
arkadaşlık, dostluk var’ tespitinde bulundu.
Mahkemeden çArşı anlatımı
Sanıkların tümü ‘hükümete darbe teşebbüsü’ suçlamasıyla
yargılandıkları davada geçen ay beraat etmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 53 sayfalık gerekçeli kararında,
çArşı grubunun iddia edildiği gibi bir örgüt yapılanması içinde
olmadığını kaydedip, üyeleri arasında takım taraftarlığından ve
sosyal paylaşımlardan kaynaklanan arkadaşlık ve dostluk ilişkisi
bulunduğunu belirtti. Kararda grupta hiyerarşik yapı, görev
dağılımı, organizasyon şeması, maddi kaynaklar, silah mühimmatı,
gizlilik esasları bulunmadığı vurgulandı.
‘Gezi’ye katıldılar, düzenlemediler’
Grubun Gezi eyemlerinin düzenleyicisi olmadığı da aktarılan
gerekçeli kararda şöyle denildi: “Sanıkların bireysel veya topluluk
halinde, anayasal bir hak olan ve demokratik ifade özgürlüğü içinde
kalan anlamda, Taksim Gezi Parkı protestolarına katılmalarına
rağmen, protestoların zaman içinde farklı kişi veya grupların
provokasyonu ve kolluk güçlerinin orantısız güç kullanmaları
sonucunda oluşan olumsuz durumlara ve suç teşkil eden eylemlere,
sanıkların bireysel veya topluluk halinde katıldıkları hususunun,
her sanık için ayrı ayrı, gün, zaman ve eylem belirtilerek
somutlaştırılamadığı anlaşılmıştır.”
‘Darbe planı yok’
Gerekçeli karar, mahkemenin, çArşı davasının merkezine oturan
‘hükümete darbeye teşebbüs’ suçunun işlenmesi için yeterli ve somut
kanıtlar bulunmadığına hükmederek, sanıkların ‘Şüpheden sanık
yararlanır’ ilkesiyle beraat etmelerine karar verdiğini ortaya
koydu.
Kararda, sanıkların bu suçu işlemek için yeterli plan yapmadığı ve
önceden tasarlayarak hareket etmedikleri kaydedildi.
Gerekçede şu ifadeler yer aldı: “Sanıkların atılı suçu uygun
vasıtalarla işleyerek amaca ulaşmaya yetecek plan ve organizasyon
dahilinde, maddi ve manevi alt yapısı oluşturulmuş, görev
paylaşımlı, hiyerarşik yapıda bir eylem şeması ile ve birbirleriyle
önceden tasarlanan şekilde hareket ettiklerine ve suçun maddi ve
manevi unsurları ile sanıkların kastlarının bu suça yöneldiğine
dair, her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve somut olgular
bulunmadığından, ‘Şüpheden sanık yararlanır’ genel ilkesi de göz
önüne alınarak tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar
verildi.”
‘Silahlı terör örgütü yok’
carsiMahkeme, aynı zamanda çArşı’nın silahlı terör örgütü kurduğuna
dair yeterli kanıt bulunmadığına da dikkat çekti. Kararda, bir
silahlı örgütün özelliklerinin çArşı’da bulunmadığı kaydedilerek
şöyle denildi: “Sanıkların ne şekilde silahlı terör örgütü
kurduklarına, sanıkların hangilerinin yönetici, hangilerinin üye
olduğu, ne tür yönetsel faaliyetlerde bulundukları, üyelerinin
kimler oldukları, aralarındaki hiyerarşik yapı, görev dağılımı,
faaliyet organizasyon şeması, silahlı terör örgütünün amacı ve bu
amaç için kullandığı araçlar, maddi kaynakları, örgüte özgülenen
silah mühimmatı, işbölümü, gizlilik esasları gibi terör örgütlerini
teşkil eden somut olgu ve veriler tespit edilemediği
anlaşılmıştır.”
‘Görüşme tapeleri yasak delil niteliğinde’
Gerekçeli kararda, sanıkların suç teşkil eden hiçbir eylemi kabul
etmedikleri, suçtan zarar gördükleri belirtilen müştekilerin de
sanıklarla ilgili herhangi bir suç isnatlarının bulunmadığı
kaydedildi.
Dosyada dava açılması için yeterli delil olarak gösterilen baz
istasyonu tespitlerinin tek başına bir anlam ifade etmediği ve yan
delillerle de desteklenmediğini kaydeden mahkeme, bu dosya
açısından usulüne uygun alınmayan telefon görüşme tapelerinin yasak
delil niteliğinde olduğunu belirtti.
‘Söz konusu suçlara yönelik yeterli kanıt yok’
Mahkeme, sanık Kaan Kabaş’ı ‘yasak muşta’ taşımak suçundan beş ay
hapis ve 400 TL adli para cezasına çarptırmış, sanık Numan Bülent
Ergenç’i de ‘yasak tabanca taşımak’ suçundan 10 ay hapis cezasına
ve 400 TL adli para cezasına çarptırmıştı. Ancak mahkeme heyeti
cezaları ertelemişti.
Mahkeme heyeti, sanıklar Erol Özdil ve İbrahim Halilullah Turan’ı
‘kehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve bir yerden
diğer bir yere nakletme’ suçundan ayrı ayrı iki yıl altışar ay
hapis cezası ve 80 TL adli para cezasına çarptırmıştı. İki sanığın
bu cezaları ise ertelenmemişti.