15 Şub 2012 16:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:20

CANLI YAYINDA BAKANA AÇIK AÇIK CEMAATİ SORDU, NE YANIT ALDI?

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, polis ve yargıda cemaat yapılanması olup olmadığı sorusuna böyle yanıt verdi

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CNN Türk yayınına katıldı ve Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bozdağ, MİT'teki ifade krizinin ardından dile getirilen AK Parti-Cemaat kavgası iddialarından MİT yasasında değişiklik öngören teklife ilişkin eleştirilere, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un yargılanmasına kadar merak edilen konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bozdağ'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

- Biz 75 milyon insanımızı bir görüyoruz. Onlara cemaat gözüyle, tarikat gözüyle, STK gözüyle bakmıyoruz, bakmamız da yanlış olur. Ama toplumun içinde yaşayan insanlar kendilerini bir cemaate, bir tarikata, bir STK'ya başka bir şeye yakın görebilir. O da saygıya layık bir şeydir.

- Herkesle AK Parti'yi kavgalı göstermek isteyen bir grup var. Biz milletimizin önünde bir partiyiz. Yüzde 50 bu milletten destek almış bir iktidarız. Kurumlarla, toplumla, farklı görüşlerde olanlarla kavga içerisinde olanların böylesi bir toplumsal desteği bulmaları mümkün değil.

-"Oradaki işin niteliğiyle alakalı. Oradaki düzenleme ve yapıyı birbirinden ayırmak lazım. Özel birtakım görevle"

-"Savcıyla ilgili inceleme başlatılması da bizim tasarrufumuz değil, HSYK'nın tasarrufudur. Savcının soruşturmadan el çektirilmesi, başka soruşturmalarda görevlendirilmesi de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı bir şey..."

- Yargıtay Başsavcılığı İlker Başbuğ'un müracaatı üzerine bir karar verdi. O karar kamuoyunda tartışılacaktır. Anayasanın 145. maddesi devletin güvenliğini, anayasal düzeni ve bu düzenin işleyişine karşı işlendiği iddia olunan suçlarla ilgili davaların herhalde adli yargıda görüleceği hükmüne amirdir.

-Ben katalog suçlarla ilgili bir izin mekanizmasının bütün herkesle alakalı olmasını ben kendi açımdan doğru görmem. Oradaki işin niteliğiyle alakalı. Oradaki düzenleme ve yapıyı birbirinden ayırmak lazım. Özel birtakım görevlerle ilgili ülkenin güvenliğiyle alakalı gerçekten stratejik birtakım görevlerle alakalı düşünülebilir.

- Özel yetkili mahkemeler ihtiyaç bittiğinde ortadan kalkar. Bu ihtiyacın ne zaman biteceğini şimdiden öngörmek mümkün değil. Dileğim, bu ihtiyacın hızla ortadan kalkması ancak bu terör ve organize suç örgütleriyle mücadeleyle ilgili bir konu. Özel yetkili mahkemeler, Ergenekon ve Balyoz gibi davalar için kurulmadı. Bunları özel bir takım durumlar için kurulmuş mahkemeler olarak tanıtmak yanlış.

- Yargı bir takım yerleri hedef alarak görev yapmaz, yapması da fevkalade yanlış olur. Yargı kendi içinde yasalarla ilgili verilen görevleri yapıyor. Biz bunu sayın başbakana dönük bir hedef olarak görmüyoruz.

- Türkiye'de erkler kavgası şu an itibarıyla yok. Dün de yok. Kurumlar arasında belli konularda farklı görüşler olabilir. Bunu siz kavga olarak alırsanız o zaman herkesin aynı görüşte olduğu bir yapıyı arzu ediyorsunuz demektir. Bu kavga değil demokrasinin doğal bir sonucu... Birileri böyle bir arzu içerisinde, karmaşa olsa diye
temennisi olan çok var.

-Bu konuyu herkes değerlendiriyor, çok şeyler de söylüyorlar. 'AK Parti ile şunların arasında kavga var, bunların arasında kavga var, kurumların arasında kavga var'. AK Parti ile herkes birilerini kavga ettirmek istiyor. 'Biz bunları bir türlü götüremiyoruz, bir türlü siyaseten bunların üstesinden gelemiyoruz, sandıkta da yenemiyoruz, biz bunları şunlarla kavgalı yapsak, bunlarla kavgalı yapsak'... Müthiş bir kavga olsun diye dua eden grup var. Herkesle AK Parti'yi kavgalı göstermek isteyen bir grup var. Biz milletimizin önünde bir partiyiz. Yüzde 50 bu milletten destek almış bir iktidarız. Kavga içerisinde olanların kurumlarla, toplumla, farklı görüşlerde olanlarla kavga içerisinde olanların böylesi bir toplumsal desteği bulmaları mümkün değil.

"Cemaatle ilişkileriniz iyi mi?"

- Cemaatle, şunla, bunla... Onu basın değerlendiriyor. Biz 75 milyon insanımızı bir görüyoruz onlara cemaat gözüyle, tarikat gözüyle, STK gözüyle bakmıyoruz, bakmamız da yanlış olur. Ama toplumun içinde yaşayan insanlar kendilerini bir cemaate, bir tarikata, bir STK'ya başka bir şeye yakın görebilir. O da saygıya layık bir şeydir. Biz politikalarımızı oluştururken kendi ilkelerimiz, kendi parti programımız çerçevesinde oluşturuyoruz. Miletimizin önüne öyle çıkıyoruz. Birtakım hesaplarla iş yapmıyoruz. Birileri hesaplarla iş yapıyor, bu konularda da hesap yapıyor. 10 senedir diyorlar ama bir türlü temennileri gerçekleşmedi."

"Poliste ve yargıda bir cemaat yapılanması var mı?"

- Böyle bir şey mümkün değil. Ülkede herkes eşit vatandaş ve memuriyete giriş koşulları da belli. Buna kimse müdahalede bulunamaz.