CANDAŞ MEDYA CHP İFTARINI GÖRMEDİ! BU NE İŞTİR?
Star yazarı Fehmi Koru, Taha Kıvanç mahlası ile kaleme aldığı yazısında CHP iftarını haber yapmayan gazeteleri eleştirdi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun onuruna verilen iftar davetinde ağırlık dinadamlarındaydı; bu normal. Eski Diyanet başkanı, müftüler, vaizler, imamlar olmayacaktı da iftarda kimler olacaktı? CHP’liler de az değildi; bu da normal. “Kimler geldi?” merakımı gidermek için davetli listesini gözden geçirdim, isimleri not da ettim..
Sadece birkaç gazetede yer aldı iftarın değerlendirmesi... Özellikle CHP ile ‘candaşlık’ ilişkisi kurulabilen gazeteler görmemişti iftarı ve orada konuşulanları... “Bu ne iştir?” diye sorunca karşıma ilginç bir tablo çıktı: Bazılarının ‘candaş’ dediği gazetelerden ya kimse davet edilmemiş, ya da davet edildiyse bile gelmemişti...
“Kimler geldi?” sorusuna cevap olsun diye elime tutuşturulan listeden gazeteci isimlerini not etmediğime pişmanım.
Ne kadar göğsüm kabardı, bilemezsiniz... Star’da iftarla ilgili birden fazla yazı ve değerlendirme yer aldı dün; Zaman da, Yeni Şafak da görmüştü iftarı... Yani CHP’li medyanın ‘yandaş’ dediği gazeteler... Buna karşılık, CHP’li kitlenin okuduğu gazetelerde iftardan ve konuşulanlardan tek satır yoktu... Oysa, böyle bir etkinliğin düzenlendiğini ve oy verdikleri partinin geniş kitlelere açılmaya çalıştığını bilse, CHP’lilerin büyük çoğunluğunun mutlu olacağından eminim...
Geldiler de mi yazmadılar, yoksa iftara davet mi edilmediler, bilmiyorum... İki şıkkın da kötü olduğunu ise biliyorum... Geldiler ve yazmadılarsa da, davet edilmedilerse de merak ederim: Neden?
Bu olay, bana, yıllar önce, dönemin Genelkurmay başkanı ile yaptığım mülâkatın başına geleni hatırlattı.
Aslanlı Kapı’dan o mülâkat için geçtiğimiz gün zihnimde sanki dünmüş gibi berrak. PKK ile mücadelede yeni bir safhaya girildiğini duyurma ihtiyacıyla gazetelerle görüşülmeye başlanmıştı. Bir-iki gazetede çıkan haberlerde, ‘üst düzey askeri kaynak’ olduğu belirtilen birinin ağzından, yürütülen mücadelenin ‘asitmetrik savaş’ olduğuna dair geniş bilgiler aktarılıyordu.
O dönemin Genelkurmay basınla ilişkiler başkanı tarafından karşılanmış, genel sekreteri tarafından makama alınmıştık. Ben ve Tamer Korkmaz... Yalnız bizler değil, genel sekreter Hurşit Tolon da not tutuyordu. Görüştüğümüz kişi, Genelkurmay başkanı Org. Doğan Güreş’ti.
İlk anda uyarılmıştık: Görüşmeyi Org. Güreş’e atfen veremeyecek, ‘üst düzey askeri kaynak’ gibi muğlak bir ifadeye sığınacaktık... Tek şart buydu. Hoş bir görüşme oldu. Söylemek istediklerini dinledikten sonra bizler de sorularımızı yönelttik. Her sorumuza açık yüreklilikle cevap verdi Paşa; sözlerinin kendisine mal edilmeyeceği güvencesiyle...
Şarta uyduk. Muğlak kaynağa atfederek yazdım görüşmeyi. Söylenmemiş tek bir cümle eklemediğim gibi, anlamsız bulsam da söylenenlerin tümünü gazetenin manşet yaptığı yazıma yansıttım.
Haberin çıktığı gün kıyamet koptu. Hayır, açık kaynak verildiği veya haberde bir yanlışlık yapıldığı için değil... Yapılmamıştı çünkü... Aynı haber, aynı kaynağa atfedilen biçimiyle ve Zaman gazetesine verilen bir mülâkat olduğu da belirtilerek aynı gün Hürriyet’te de çıktığı için...
Kimbilir hangi sebeple haberi kaleme aldığım gün tesadüfen aramıştı Hürriyet yayın yönetmeni; her zaman olduğu gibi gazetesinin ‘şoven’ politikasını telefonda eleştirirken, “Bak” demiştim, “Yarın bizim gazetede manşet olacak mülâkatında ‘üst düzey askeri kaynak’ ne diyor?” Ve aynen aktarmıştım Org. Güreş’in sözlerini: “Ben annemle Çeçence konuşan biriyim, nasıl olur da insanların ana dillerini serbest bırakacak girişimlere karşı çıkarım?”
Hürriyet’inısrarı üzerine gazetenin yayın yönetmeninden izin alarak gönderdim mülâkatın metnini ve görüşme Zaman’la aynı gün Hürriyet’te de manşet oldu.
Gürültü de bu yüzden koptu. Beni havaalanında bulan Genelkurmay genel sekreterine “Neden mesele ediyorsunuz?” diye sorduğumda, “Paşa o sözleri yalnız Zaman’da çıkacağını düşünerek söylemişti” cevabını almıştım.
CHP lideri Kılıçdaroğlu‘muhabbet sofrası’nda bizlerle paylaştığı
ve gazetelerimizin yansıttığı görüşlerini herkesin duymasını
sağlamalı.
Taha Kıvanç/Star