Can Dündar'dan 'bir yandaş yazı denemesi': Erdoğan'a teşekkür borçlu olduğumu düşünüyorum...
92 gün sonra tahliye olan gazeteci Can Dündar, tahliye sonrası ilk yazısında 'yandaş olmayı' denedi.
Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararı vermesinin ardından MİT
TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanarak kondukları Silivri
Cezaevi'nden tahliye edilen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Can Dündar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a teşekkür
yazısı yazdı. İroni yaparak kaleme aldığı yazısını "bir yandaş yazı
denemesi" diye nitelendiren Dündar, Erdoğan'a "Birkaç nedenle bu
tutukluluk için size teşekkür borçlu olduğumu düşünüyorum" diye
seslendi. "Artık dinlemekte olduğunuz bir telefonum olmamasının
rahatlığıyla nicedir okuyamadığım kitapları okudum" diyen Dündar,
"Bizi hapse attırarak sayenizde saklamaya çalıştığınız MİT
TIR'larını tüm dünya duydu" dedi.
Dündar'ın 92 günlük tutukluluğunun ardından geri döndüğü
Cumhuriyet'te "Bir yandaş yazı denemesi Erdoğan’a açık teşekkür"
başlığıyla yayımlanan (27 Şubat 2016) yazısı şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanı, Bütün dünya biliyor ki, son üç aylık
tutukluluğumuzu sizin şahsi şikâyetinize ve bir dediğinizi iki
etmeyen sulh ceza hâkimlerinin şaşmaz itaatine borçluyuz.
Birkaç nedenle bu tutukluluk için size teşekkür borçlu olduğumu
düşünüyorum.
Hapislik, benim mesleki kariyerimde bir eksiklikti; sayenizde onu
tamamladım.
Artık dinlemekte olduğunuz bir telefonum olmamasının rahatlığıyla
nicedir okuyamadığım kitapları okudum; hiç yazamadığım kadar çok
yazı yazdım, (hatta artık sizin tarafınızdan tutuklanma riski
kalmadığından daha da rahat yazdım), dışarıdayken spor yapamazdım;
içeride bol bol volta attım, top oynadım. Başka insanları,
hayatları tanıdım. Bir yazı insanına ömür boyu yetecek malzeme
damıttım. Hiç görmediğim kadar çok milletvekili ve avukat dostu
ağırladım. Bunlar da sayenizde...
Hayatımda kaç tane kaldığını bilemediğim yılbaşlarından birini
içeride geçirmemi sağladınız; bu sayede sevdiklerinle geçen bir
yılbaşının kıymetini hatırlattınız bana...
Bizi içeri atarak, ülkenin tırmanan iç savaş ortamından, domuz
gribi salgınından, kirli havasından, karından kışından korunmamızı
sağladınız.
Genellikle ölümden sonra kısmet olan, ne kadar sevildiğini bilme,
arkandaki desteği hissedebilme ayrıcalığını bize bağışladınız; hiç
talip olmadığımız, hak da etmediğimiz bir alaka kuşatmasına vesile
oldunuz.
Sayenizde, geçen sene hiç kitap yazmadığım halde “Yılın en iyi
yazarı” sıralamasında Orhan Pamuk’u geride bırakıp birinci
seçildim.
Ne zahmet ettiniz...
Bize, her gazetenin havuzda boğulmayacağını, her kuşun etinin
yenmeyeceğini gösterme şansını bahşettiniz.
Samimiyetle şükranlarımızı sunuyoruz...
***
Yıllardır içeride yatan, ağır tecrit koşullarını soluyan, açtığınız
binlerce hakaret davasına muhatap olanların yanında bizim üç aylık
tutukluluğumuzun lafı bile olmaz, ama hapse atarak bize bir kürsü
sundunuz ve onlara ses olma fırsatı verdiniz; bunun için de
hasseten teşekkür ederiz.
Bir de hani şu devlet sırrı damgası vurarak bütün dünyadan
saklamaya çalıştığınız, haber yaptık diye bizi içeri attığınız MİT
TIR’ları meselesi vardı ya; siz bizi içeri atınca o konu
Japonya’dan Kanada’ya, Okyanusya’dan Endonezya’ya kadar duyuldu;
bilmeyen kalmadı; bu katkınız için de ne kadar teşekkür etsek
az...
Aklınıza sağlık.
Sadece o mu? Türkiye’deki otoriterleşmeyi, hukuksuzluğu, savaş
tehlikesini de zindandan bütün dünyaya duyurma şansı bulduk; hangi
güç bana aynı ay içinde Guardian’dan Der Spiegel’e, Washington
Post’tan Le Monde’a kadar yazı yazma şansı yaratabilirdi ki; kim
Amerikan Başkan yardımcısının ailemle görüşmek istemesini
sağlayabilirdi ki; sizin kontrolsüz gücünüzden başka...
Tetikçileriniz ve sizin desteğinizle, yıllardır hasret kaldığımız
bir mesleki dayanışmayı, ulusal ve uluslararası çapta soluyabildik,
yüzlerce insanı “Umut Nöbeti”nde birleştirebildik; tahliyemizde
birlikte nicedir hasret kaldığımız bir zafer havasına girebildik,
kızlı erkekli oturup şarkılar söyleyebildik; eksik olmayın.
Nihayet en son Anayasa Mahkemesi’nin, “Yetti artık, burada biz de
varız” diyen kararını da, hukuku hiçe sayan otoriter tavrınıza
borçluyuz; bunu da inkâr edemeyiz.
Söylemesi ayıp, evin de epey borcu birikmişti; haksız tutuklamadan
alacağımız tazminatla onu da kapatmamıza katkı sunacağınızı umuyor,
şükran duygularımın kabulünü rica ediyorum.
Kaygılarımızla...