CAN DÜNDAR: İFADENİN KAPILARI BARİKATLA KAPANDI YÖNÜ İKTİDARIN KAPISINA VERİLDİ!
CNN Türk'te Enver Aysever'in sunumuyla yayınlanan Aykırı Sorular programının konuğu Can Dündar oldu.
Dündar, Mehmet Ali Birand’ın hayatını anlattığı kitabı "Birand /
Bir Ömür, Ardına Bakmadan" kitabıyla ilgili Aysever’in sorularını
cevapladı.
Meslekteki zorlukları dile getiren Can Dündar 12 Eylül’de de
yasakların olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Panoda yasaklar
yan yana iliştirilirdi. Bugün bu haberler yasak işkence
görülmeyecek, devlet büyüklerine laf edilmeyecek, dış temaslar
hakkında dikkat edilecek yani bunlar yazılıydı."
BİR NOKTADAN SONRA ARTIK TEK BAŞINA DEĞİLSİN
Bir noktadan sonra artık sen tek başına olmuyorsun. Sen yaptığın
program içinde yer aldığın müessese, genel medya düzeni hepsi bir
noktadan sonra yani tek başıma bir kitap yazmamdan farklı bir şey
bu . Bütün bunlar senin üzerinde bir ağırlık. Senin üzerinde bir
kanal var kanalı sorumluluğu var. Kanalın bir takım ilkeleri var.
Kanalın yaklaşımları var kanalın sahibinin hükümetle bir takım
ilişkileri var. Ama bütün bunlar senin üzerinde bir yük
oluşturuyor.
YASAKLAR 12 EYLÜL’DE YAZILIYDI
12 Eylül’de gazeteciydim ve 12 Eylül’de boğulmuş durumdaydık.
Panoda yasaklar yan yana iliştirilirdi. Bugün bu haberler yasak
işkence görülmeyecek, devlet büyüklerine laf edilmeyecek, dış
temaslar hakkında dikkat edilecek yani bunlar yazılıydı. Şimdi pano
var yazı yok onları kendin bulman gerekiyor. Bu daha ağır bir durum
yazılı gönderirse daha iyi olur. Kitabı yazarken o gün
yaptıklarımızı bugün yapamayacağımızı görüyorum. Mesela
kontrgerilla dosyası yapmışım ben Türkiye’de kontrgerillayı deşifre
eden bir yayıncılık yapmışım ne bileyim Genelkurmay, Kuzey Irak
nasıl bir hata yaptı üzerine bir şey yapmışız. Mithat, Osman
Öcalan’la röportaj yapmış. Birand, Abdullah Öcalan’la röportaj
yapmış. Bunlar cesur çıkışlar. Bugün bunları yapmaya cesaretimiz
yok. Giderek orada büyük bir gerileme olduğunu hissediyorum.
GAZETECİLİĞE YENİ BAŞLAYANLARA ’CESARETLİ MİSİN?’ DİYE
SORUYORUM
Ben eskiden yeni gazeteciliğe başlayacaklara yetenekli misin diye
sorardım artık cesaretli misin diye sorarım. Bir yerde artık
cesaret gerektiren bir işe dönüştü artık. Çünkü bunun bedelleri
ağır olmaya başladı. Vurulanlar işsiz kalanlar aç kalanlar yani
bütün bunları göze alacak bir mesleğe dönüştü.
GRUPLAR BÜYÜDÜKÇE ÇIKARLAR DA BÜYÜDÜ
Büyük binalara taşındıkça küçük ideallere yaklaşmaya başladık.
İktidara yaklaştıkça ideallerimizden uzaklaştık gibi hissediyorum.
Eski toplumsal duyarlılıkları kaybettik. Biraz daha gruplar
büyüdükçe çıkarlar büyüdü. Biz o çıkarlarda çok zorlanma
başladık.
CÜZDANLAR ŞİŞTİKÇE VİCDANLAR SÖNMEYE BAŞLADI
Başbakan biz tasmalarını aldık çıkardık derken çok büyük bir
hakarette bulunuyor. Burada artık iktidara yakını karşıtı yok.
Mesleğimize yapılmış bir hakaret var. Burada bir araya gelemiyoruz.
Çünkü herkesin farklı çıkarları var. En azında bir meslek ilkesi
olarak ya kişisel olarak bir dakika biz bu hakareti hakketmiyoruz
Sayın Başbakan sizi de düzgün konuşmaya davet ediyorum. Cüzdanlar
şiştikçe vicdanlar sönmeye başladı.
BU DÖNEMDE İFADENİN KAPILARI TIKANDI
12 Eylül’den beri hiç böyle bir iktidar görmedik. Biz her dönem
kalemimizle mücadele vermeyi televizyondan ses vermeyi bir şekilde
becerdik. Bu dönem ifadenin kapıları tıkandı. İfadenin kapıları
barikatla kapandı yönü iktidarın kapısına verildi. Böyle bir
ortamda hepimizin gür ses vermeye ihtiyacı var.
SATMAKTANSA KIRMAYI TERCİH EDERİM
Ben hiçbir zaman kalemimi kırmam bir kapı kapanırsa ben diğer
kapıdan ses vermeye çalışırım. Televizyon kapandıysa kitaptan,
gazeteden, sinemadan yani bir yerden sesimi vermeye gayret ederim.
Bu kalemin bana verilmiş bir emanet olduğunu düşünüyorum.
Satmaktansa kırmayı tercih ederim.
BİRAND, TRT’Yİ DOLANDIRDI MI?
Birand, hatasını kabul ediyor yani TRT’yi dolandırmadığını ama
büyük ihmallerinin olduğunu kabul ediyor. Evraklar ortada. Uğur
Mumcu’nun iddiaları Emin Çölaşan’ın iddialarını onun cevaplarını da
vermeye çalıştım. Ben şahsen Birand’ın cebine para girsin diye
böyle bir şeye giriştiğini düşünmüyorum. Ama çok ciddi bir
ihmalinin olduğunu düşünüyorum. Biraz da yapılan yayınların
bedelinin böyle ödetildiğini düşünüyorum