13 Mayıs 2016 16:59
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:31
Can Dündar davasında üç adım testli gerekçe!
Can Dündar'a, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretten verilen para cezasının gerekçeli kararı açıklandı
Takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasını anlatan yazı
dizisi nedeniyle aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
ile oğlu Bilal Erdoğan'ın bulunduğu 9 kişiye hakaret ettiği
iddiasıyla toplam 28 bin 650 TL adli para cezasına çarptırılan
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkındaki
gerekçeli karar açıklandı.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, Can Dündar'ın 3-8 Ağustos 2014 tarihinde yayımlanan yazı dizisinde şikayetçilerin örgüt üyesi olarak gösterildiği, rüşvet aldıklarının iddia edildiği ifade edildi. Söz konusu yazı dizisinin tek dayanağının 25 Aralık soruşturmasının fezlekesi olduğu belirtilen gerekçede, fezlekenin savcılığa sunulan bir rapor niteliğinde olduğu, mahkeme nezdinde bir hükmü olmadığı, asıl olanın iddianame veya takipsizlik kararı olduğu anlatıldı.
"ÖRGÜT ÜYESİ DEMEK, HAKARET SUÇUNUN MADDİ UNSURUNU OLUŞTURUR"
"Herhangi bir insanı, suç örgütü üyesi olarak tanımlamak Türk Ceza Kanunu anlamında hakaret suçunun maddi unsurunu oluşturur" denilen gerekçede, sanığın "isnadları bildirerek müdahillerin üçüncü kişiler nezdindeki itibarını düşürdüğü" belirtildi. Dündar'ın yazısının en önemli ve tek çıkış noktasının fezleke olduğu, fezlekenin ne anlama geldiğini bilebilecek mesleki tecrübeye sahip olduğu vurgulanan gerekçede, yazının anonsundan bir hafta önce 25 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı verildiği, ancak Dündar'ın yazı dizisinin hiçbir yerinde fezlekeden bahsederken takipsizlikten bahsetmediği, bu nedenle kastının suç yönünde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
AİHM'İN 3 ADIM TESTİ UYGULANDI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kendi kararlarında baz aldığı 3 adım testinin de Dündar'ın eylemine uygulandığı belirtilen kararda, teste göre "ifade özgürlüğüne bir müdahale olup olmadığı", "müdahalenin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı" ve "demokratik toplumda müdahalenin gerekli olup olmadığı" hususları tek tek irdelendi.
"TAKİPSİZLİK KARARINDAN HİÇ BAHSEDİLMEDİ"
Kararda, Can Dündar'ın yazı dizisini kaleme alma zamanının Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde gerçekleştiği ifade edilerek "Sanık yazdıklarıyla mevcut dünya düzeninde hali hazırda en önemli yönetim biçimi olarak kutsanan demokrasi ve demokratik seçim sürecine etki etmek üzere yazmıştır. Ancak sanık halkı bilinçlendirmeyi ön görürken müdahiller lehine olan hiçbir şeyden bahsetmemiştir. Fezlekeyi ortadan kaldıran takipsizlik kararından hiç bahsedilmemiştir" denildi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanık Can Dündar'ın 3-8 Ağustos 2014 tarihlerinde yayımlanan yazı dizisinde, şikayetçiler Binali Yıldırım, Muaz Yassın A Kadı, Usame Kutub, Cengiz Aktürk, Abdülkerim Çay, Yassen Abdullah A Kadı, Hasan Doğan, Recep Tayyip Erdoğan ve Necmeddin Bilal Erdoğan'a hakaret ettiği ifade ediliyordu. Dündar'ın "Hakaret" ve "Soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından toplam 2 yıl 8 aydan 6 yıl 8 aya kadar hapsi talep ediliyordu. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25 Nisan 2016'daki karar duruşmasında, Can Dündar, "Gizliliği ihlal" suçu yönünden beraat etmişti. Dündar, 9 şikayetçiye yönelik "Hakaret" suçundan ise 28 bin 650 TL adli para cezasına çarptırılmıştı. (DHA)
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, Can Dündar'ın 3-8 Ağustos 2014 tarihinde yayımlanan yazı dizisinde şikayetçilerin örgüt üyesi olarak gösterildiği, rüşvet aldıklarının iddia edildiği ifade edildi. Söz konusu yazı dizisinin tek dayanağının 25 Aralık soruşturmasının fezlekesi olduğu belirtilen gerekçede, fezlekenin savcılığa sunulan bir rapor niteliğinde olduğu, mahkeme nezdinde bir hükmü olmadığı, asıl olanın iddianame veya takipsizlik kararı olduğu anlatıldı.
"ÖRGÜT ÜYESİ DEMEK, HAKARET SUÇUNUN MADDİ UNSURUNU OLUŞTURUR"
"Herhangi bir insanı, suç örgütü üyesi olarak tanımlamak Türk Ceza Kanunu anlamında hakaret suçunun maddi unsurunu oluşturur" denilen gerekçede, sanığın "isnadları bildirerek müdahillerin üçüncü kişiler nezdindeki itibarını düşürdüğü" belirtildi. Dündar'ın yazısının en önemli ve tek çıkış noktasının fezleke olduğu, fezlekenin ne anlama geldiğini bilebilecek mesleki tecrübeye sahip olduğu vurgulanan gerekçede, yazının anonsundan bir hafta önce 25 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı verildiği, ancak Dündar'ın yazı dizisinin hiçbir yerinde fezlekeden bahsederken takipsizlikten bahsetmediği, bu nedenle kastının suç yönünde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
AİHM'İN 3 ADIM TESTİ UYGULANDI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kendi kararlarında baz aldığı 3 adım testinin de Dündar'ın eylemine uygulandığı belirtilen kararda, teste göre "ifade özgürlüğüne bir müdahale olup olmadığı", "müdahalenin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı" ve "demokratik toplumda müdahalenin gerekli olup olmadığı" hususları tek tek irdelendi.
"TAKİPSİZLİK KARARINDAN HİÇ BAHSEDİLMEDİ"
Kararda, Can Dündar'ın yazı dizisini kaleme alma zamanının Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde gerçekleştiği ifade edilerek "Sanık yazdıklarıyla mevcut dünya düzeninde hali hazırda en önemli yönetim biçimi olarak kutsanan demokrasi ve demokratik seçim sürecine etki etmek üzere yazmıştır. Ancak sanık halkı bilinçlendirmeyi ön görürken müdahiller lehine olan hiçbir şeyden bahsetmemiştir. Fezlekeyi ortadan kaldıran takipsizlik kararından hiç bahsedilmemiştir" denildi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanık Can Dündar'ın 3-8 Ağustos 2014 tarihlerinde yayımlanan yazı dizisinde, şikayetçiler Binali Yıldırım, Muaz Yassın A Kadı, Usame Kutub, Cengiz Aktürk, Abdülkerim Çay, Yassen Abdullah A Kadı, Hasan Doğan, Recep Tayyip Erdoğan ve Necmeddin Bilal Erdoğan'a hakaret ettiği ifade ediliyordu. Dündar'ın "Hakaret" ve "Soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından toplam 2 yıl 8 aydan 6 yıl 8 aya kadar hapsi talep ediliyordu. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25 Nisan 2016'daki karar duruşmasında, Can Dündar, "Gizliliği ihlal" suçu yönünden beraat etmişti. Dündar, 9 şikayetçiye yönelik "Hakaret" suçundan ise 28 bin 650 TL adli para cezasına çarptırılmıştı. (DHA)