17 Ara 2009 11:46 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:01

"CAN DÜNDAR ATATÜRK BELGESELİ YAPTI DİYE HAPİS Mİ YATACAK?"

Reha Muhtar, Can Dündar hakkında "Mustafa" belgeseli nedeniyle 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davayı eleştirdi. İşte o yazı


Can Dündar'ı Atatürk Belgeseli'nden hapis mi yatıracaksınız?..


Sınıfa girdiğimde birkaç kızla oturmuş sohbet eden bol kazaklı, mülayim tavırlı, hafif uzun saçlı, biraz bebek yüzlü çocuk dikkatimi çekmişti...


Ankara'nın Mülkiye adıyla bilinen ünlü Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Basın Yayın Yüksek Okulu'nun birinci sınıf öğrencileriydik...


Çocuk yüzlü, bol kazaklı genç sinemaya, tiyatroya çok düşkündü...


O günlerde Ankara Sanat Tiyatrosu, Çağdaş Sahne gibi "sol" kültürle bezenmiş merkezlerdeki sanat olaylarını kaçırmamaya çalışır, kız arkadaşlarıyla buradaki etkinliklere her hafta gitmeye çalışırdı...


Entelektüel bellediği çok da radikal olmayan "sol"cu hocalara da takılır, onlarla uzun sohbetlerinde eksik olduğu ve öğrenmeye heves ettiği bilgi cennetinden istifade etmeye çalışırdı...


***


Okul yıllarında o çocukla yollarımız iyice kesişti...


Ankara Oran'da karlı yollarda geçirilen yılbaşı geceleri, ufak bir kayıkla ODTÜ'nün Ankara'daki gölünden karaya çıkarak ilk yaptığı evliliğine tanıklığım, Atina'da evimde geçen günlerimiz, sevgimiz, kavgamız, tartışmalarımız...


20 yaşında başlayan bir arkadaşlığın 30 yıla yayılan "bazen uzak, bazen mesafeli ama hep birbirinin en ince damar noktasını bilecek kadar yakın" bir birliktelikti bizimkisi...


Çok yakın tanıdığım, kişilik özelliklerini, koordinatlarını, aşklarını, ihtiraslarını, mesleki duruşunu, hayata bakışını çok iyi tanıdığım bir kişiydi o...


Üniversite birinci sınıftan başlayan 30 yıla yayılan çok yakın bir tanışıklıktı bu


sonuçta...


***


Bu kadar şeyden sonra ona objektif bakabilir miyim?..


Evet...


Bu kadar objektif bakabilmemin nedeni, sanırsam "kendi ayaklarının tamamen üzerinde durmuş olma becerisi..."


O kendi yolunda, kendi doğrularıyla ve mücadele şekliyle yürüdü yıllar içinde...


Bana hiçbir zaman ihtiyaç duymadı...


Birbirimizi kimselerin tanıyamayacağı kadar iyi bildik, kimselerin tahmin edemeyeceği kadar iyi tanıdık ama hep kendi yollarımızda kendimiz yürüdük...


Onun için objektif olabilirim Can Dündar'a karşı...


***


Bugün bizim gazetede yayınlanan manşeti gördüğümde "Can'dan çok, bu ülke için üzüldüm..."


Zaten "Mustafa" belgeselini yaptığından beri çarmıha gerilmişti Can Dündar...


Şimdi çarmıh yetmemiş, bir de ceza davası açılıyordu hakkında...


"Atatürk'ün hatırasına hakaretten..."


"İçki sofrasından kalkmadığını söylediği için, Corina'ya mektubunda geceyi kollarında geçirdiğini mektubundan alıntıladığı için, devamlı içki ve sigara içen, kadınlara zaafı olan bir adam imajı çizdiği için..."


***


Ne ilginç bir ülke burası...


Bir tarafta, Öcalan'ın muhatap alınması istenebiliyor, ona "Sayın" diyerek, toplumun en hassas damarları patlatılmaya çalışılıyor!..


Diğer tarafta bir belgeselde Mustafa Kemal içki ve sigara içiyor, bir kadına "geceyi kollarında geçirdim" dediği için, kadına zaafı olan, hatırasına saygısızlık yapılan bir kişilik olarak gösterilebilip, yapan hakkında ceza davası açılıyor...


Bir ülke, bir toplum, bir insan standartlarını kaybetmişse, kendisini kaybetmiş demektir...


Can Dündar'ın Mustafa belgeselinden 7.5 yıla kadar hapsini istemek bu ülkede, hiçbir sosyal standartın kalmadığını gösterir...


Çifte standart değil, adamına ve gücüne göre binlerce standartı var bu ülkenin...


Bize Siyasal'ın o Basın Yayın Okulu'nda belgeseller yapmamız öğretilmişti...


Hocalarımız bizi yazı yazmaya, program yapmaya, bu memleketin insanına yeni ufuklar açmaya özendirmişlerdi...


Şimdi o "bol kazaklı çocuk" gözlerimin önüne geliyor...


"Bu Cumartesi Ankara Sanat'a gidiyoruz" derdi, "Sakıncalı Piyade'ye..."


Olaylara hiç karışmazdı...


Kavgalarda, çatışmalarda, sert eylemlerde hiç bulunmazdı...


Varsa yoksa, dergileri, sanat faaliyetleri, folklör gösterileri ve sohbetleri...


Bilebilir miydi acaba, bu kadar dışında kalmaya çalıştığı halde, bir gün o da "sakıncalı" sınıfına girecektir?..


Hocalarının "Yapın, daha güzelini daha yaratıcısını yapın" dediği şeylerden dolayı 7.5 yılla yargılanacaktır?..


Heyhat!..


Nasıl bir ülke burası?..


Reha Muhtar/Vatan