10 Oca 2025 23:50 Son Güncelleme: 11 Oca 2025 00:16

Can Ataklı Flash Haber'e neden veda edemedi?

Halk TV'ye katıldığı duyurulan ancak sonra satışın iptal edildiği Flash Haber, başka bir kişiye satıldı. Ana haber bültenini sunan gazeteci Can Ataklı, Halk TV sahibi Cafer Mahiroğlu'na satışın iptalinde yaşananları, kanalın yeni yayın politikasını ve neden seyircisine veda edemediğini anlattı.

Flash Haber'in Halk TV'ye satışıyla ilgili yaşanan tartışmalar sürerken, ana haber bültenini sunan gazeteci Can Ataklı, ekranlara veda edemeden televizyondan ayrıldı. Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu, Flash TV’yi satın almak için ödeme yaptıklarını ancak hisseleri alamadıklarını açıklamış, daha sonra ödenen paranın geri aldığını duyurmuştu. Can Ataklı, Flash TV'nin Halk TV'ye satış sürecinin iptali, ardından el değiştirerek başka bir kişiye satılması ve seyircilerine niçin veda edemediğini şöyle açıkladı:

"TWEET ATILDI, 'EĞLENCE KANALI OLACAK' DENİLDİ"

"Birden bire Halk Tv'nin sahibi Cafer Mahiroğlu bir tweet attı. 'Flash Haber'i aldık, hayırlı olsun' dedi. Sonra aynı gün bir baktık Fatih Altaylı'da röportaja çıkmış, orada anlatıyor, 'Halk tv olarak Flash TV'yi aldık. Ama Flash Haber'i Halk TV gibi haber kanalı yapmayacağız. Entertainment dediğimiz müzik, eğlence... Yakın bir zamanda geçecek' dedi. Bir tedirginlik oluşmadı kadroda, ama herkes de meraklı bekliyor. Çünkü sonuçta düzen kurmuşuz.

"SATIŞTA KAPORA BEDELİ KONUR, GİZLİLİK ANLAŞMASI YAPILIR"

Bir süre sonra Cafer Mahiroğlu bir tweet daha attı. Bu hepimizi çok şaşırttı çünkü orada 'Flash Haber sahipleri sözlerini tutmadılar. Satış bitmişti ama Ankara'dan ağır baskı nedeniyle satıştan vazgeçtiler, ama benim de parama çöktüler' dedi. Bu ne demek ya? Sonra sorduk ve sonunda öğrendim. Olay şu... Koca bir kanal satışı, ticari bir şey, bunun muhasebesi, maliyesi, çalışanların maaşları, alacakları, borçları var. Siz birine bunu satacaksanız, cep telefonu satar gibi 'Ver parayı al cep telefonunu' demez ki kimse. Dünyanın her yerinde şirket devri söz konusuysa alıcı şirket önce gelir, tüm mali yapıya bakar, mal varlıklarına bakar, teknik altyapıya bakar, çalışanları inceler ve bunun için de bir şekilde siz ona şirketin hesaplarını, her şeyini açarsınız. Bunu açma karşılığında da dünyanın her şirketinde bir uygulama vardır. Önceden bir halk arasında 'kapora' diye tabir edilen bedel koyarsınız. Herhangi bir cayma konusunda o para yanar. Ayrıca gizlilik sözleşmeleri imzalanır. Çünkü rakip olan bir firma olabilirsiniz. Halk TV sonuçta belki benzer şekilde yayın yapsalar bile iki rakip ticari şirket. Bir şirket öbür şirketin içine girip her şeyini öğreniyor, sonra çıkıp gidiyor. Onun için gizlilik anlaşmaları yapılır. Çok doğal. 'Ben buradan aldığım bilgiyi kullanmayacağım, üçüncü şahıslara aktarmayacağım, bundan yararlanarak işlem yapmayacağım' denir. Onun için bunlar ticari ahlaka da dayanan ama madden de teminat altına alınan konular.

"MAHİROĞLU ŞÖYLE BİR HATA YAPTI"

Sonuçta verilen para, kapora, çok küçük bir para. Satışın 10'da 1'i bile değil, belki de 20'de 1'i bir para... İşte satıştan vazgeçilince Mahiroğlu 'Paramı vermiyorlar' dedi ve yine burada diyor ki 'Başka bir şeye sattılar, yayın politikası değişecek, hayırlı olsun' diyor. Burada bana göre Mahiroğlu şöyle bir hata yaptı. Ticari olarak şirketi alamadığını söylersin ama üstüne 'Ankara'da baskıya uğradılar, onun için satıştan vazgeçtiler' deyince başka yerleri de harekete geçirirsiniz o zaman. Bir kere öyle bir yanlış yaptı bana göre.

"DOĞRULAYAMAM AMA SATIŞTA BASKI OLDUĞUNA İNANIYORUM"

Teyit etmedim, sorduğumda da cevap alamadım kanalın sahiplerinden. Ancak satışta 'Bir satın mutlaka' baskısı olduğuna ben şahsen inanıyorum ama doğrulayamam. Patronlar adına da konuşamam böyle bir şey olduğunu. Ama bu kadar hızlı olması, sadece buranın maddi olarak biraz sıkıntıya girmesinden dolayı olmamıştır diye düşünüyorum. Ama o konuda da televizyonun sahiplerine saygı gösteriyorum. Çünkü bunu söylemezler de... Sadece gelişmelere bakıp değerlendirmem, hissiyatım bu yönde.

"SON GÜNE HAZIRLANDIK, AMA VEDA EDEMEDİM"

Nitekim dün akşam son kez ekrana çıkacaktım ve bütün haberleri hazırlamıştık. Arkadaşlar son gün olmasına rağmen hiç satış yokmuş gibi müthiş bir şekilde ana haber için haberleri hazırlamışlardı. Yayın düzeni de oydu. Hatta söylenen de şuydu: 'Perşembe akşamı yayını yapacağız. Cuma sabahı, sabah yayını da yine eski usül devam edecek ve 10'dan itibaren de yeni gelenlere teslim edilecek' diye. Fakat anladığım kadarıyla bir gün önceden biraz şey olmuş, yani 'Bu geceden girelim' diye. Tabii öğleden sonra geleceğiz' deyince, öğlen 15 sıralarında falan yayın kesildi. Bir süre bant yayın girdi. Hatta dedim ki '6'da çıkayım isterseniz' diye. Ama anladığım kadarıyla yeni yayıncılar da pek arzulamamışlar anladığım kadarıyla. Aslında biz içerideyiz ama kanalın sahipleri artık başka. Onun üzerine biz 12'ye kadar 'Doldur yayınlar devam edecek' dendi. Ben de tüm hazırlığıma rağmen ekrana çıkamadım, veda edemedim. Ekrana çıksaydım buradaki kadar uzun konuşmayacaktım. 'Buradaki son konuşmam' diyecektim, fazla ayrıntıya girmeyecektim. Kırmadan, dökmeden olayı da size anlatmak istedim.

"YAYINLAR AKP PROPAGANDASINA DÖNÜŞTÜ"

Şu anlamda yazık oldu. Çünkü alan giderek daralıyor, sonuçta burayı da öyle ya da böyle almış olan grup AKP'nin muazzam bir destekçisi. Zaten bu sabahtan itibaren başladıkları yayında bir anda tam bir AKP propagandasına dönüştü yayınlar. 'AKP ne kadar iyi bir parti, MHP ile beraber alacaklar götürecekler'... Ben bu duygular içerisindeyim. Asla öfkeli değilim. Dün akşam kanalın sahibiyle vedalaşırken de dedim ki 'Hiçbir şey söyleyemiyorum'... Baskıyla satıldığıma inandığımı hissettirmeye çalıştım. Çünkü benim tanıdığım bu aile bunu yapmaz diye düşünüyorum. Bilerek, isteyerek AKP'ye bir kanal daha, hayır. Ama onun ağzından bir şey diyemem. Ama şunu söyledim, 'Hiçbir kırgınlığımız, önyargımız yok' diye."