Can Ataklı açıkladı: Erdoğan'ın uçağında gazetecilerin eline hangi soru verildi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçaktaki açıklamalarını değerlendiren Can Ataklı, uçaktaki gazetecilere verilen soruyu açıkladı.
Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bosna-Hersek dönüşü uçakta yaptığı açıklamaları köşesine taşıdı.
Erdoğan’a gezide ve uçakta eşlik eden gazetecileri “sözde gazeteciler” diyerek eleştiren Ataklı, Erdoğan’a sorulması üzere gazetecilere sorular verildiğini savundu.
O sorulardan birinin de “Sayın Cumhurbaşkanımıza bazı kesimlerin Taliban’la görüşme yapılmasına karşı çıkmasını sorun” talimatı olduğunu açıklayan Ataklı, Erdoğan’ın cevabındaki detaylara dikkat çekti.
Can Ataklı’nın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
Yine bir yurt dışı gezisine çıkan AKP Genel Başkanı, gazetecilere verilen soruları cevaplayarak gündemle ilgili açıklamalar yapıyor.
Örneğin saray propagandacısı, geziye katılmaları için özel olarak seçtiği sözde gazetecilere, “Sayın Cumhurbaşkanımıza bazı kesimlerin Taliban’la görüşme yapılmasına karşı çıkmasını sorun” talimatı vermiş.
Onlar da görevi yerine getirerek bu soruyu sormuşlar.
AKP Genel Başkanı da şu cevabı vermiş; “Bizi bazı kesimler ilgilendirmez. Biz kendi irademize bakacağız. Biz ne düşünüyoruz, ne yapacağız ona bakarız. Türkiye’nin bu bazı kesimler dediğiniz muhalefeti, ana muhalefeti hiçbir şekilde çözüm odaklı çalışmadı ki… Ama biz çözüm odaklı çalışıyoruz.”
Ne güzel değil mi, iktidardalar ya, Türkiye sanki tapulu malları. Kimseye bir şey sormalarına gerek yok, çünkü kendi iradeleri var.
Sonra devam ediyor, “Taliban’la aynı masaya oturulmasın!” diyenlere yönelik şunu söylüyor; “Bir defa aynı masaya oturmadan hiçbir yerde siz bir çözüm üretemezsiniz. Ama bu konuda Türkiye’nin muhalefeti, ana muhalefeti böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi, girmez. Ama bizim bu noktada özgüvenimiz var.”
Belli ki Erdoğan “bazı kesimler” olarak CHP’yi kastediyor.
Tabii ki bu sadece CHP değil, o bazı kesimler içinde bu ülkenin geleceğini düşünen herkes var.
Ve o bazı kesimler, eli kanlı katillerin 100 yıllık Cumhuriyet devletini yönetenler tarafından ciddiye alınmasını ibretle ve öfkeyle izliyor.