ÇALIKUŞU VE KAÇAK... HANGİSİ SALI'NIN DİZİSİ OLACAK?
Salı akşamı, Kaçak, Ben Onu Çok Sevdim ve Çalıkuşu'yla dizi bombardımanı başladı. Murat Tolga Şen sığınaktan bildiriyor.
TV eleştirmenliği devamlı takipte kalmayı gerektiriyor. Gündelik
hayatımın can alıcı sorusu; ’’bu akşam hangi dizi, hangi
kanalda?’’
Havalar soğurken ekranlar ısınıyor. Kanal D merakla beklenen
Çalıkuşu dizisinin ilk bölümünü yayınladı. ATV buna cevap olarak
ani bir manevrayla Salı akşamları yayınladığı Ben Onu Çok Sevdim’in
yayın saatini 22:00’a çekerek, Pazar günü yayına sokacağını
duyurduğu Kaçak’ın gününü değiştirip Salı’ya taşıdı ve Çalıkuşu’nun
karşısına getirdi. Dizi savaşları başladı!
Çağan Irmak ve Doğan Ümit Karaca’dan Çalıkuşu...
Yaprak Dökümü’nün Necla’sı Fahriye Evcen’le, Muhteşem
Yüzyıl’ın Bali Bey’i Burak Özçivit’in başrollerini paylaştığı
Çalıkuşu büyük beklentilerle başladı doğal olarak.
Reşat Nuri Güntekin’in eserinden uyarlanan Çalıkuşu’nun ilk halini,
1986 yılında televizyonların tek kanallı olduğu yıllarda
izlemiştik. Aydan Şener’in Feride’yi, Kenan Kalav’ın da Kamuran’ı
canlandırdığı Çalıkuşu, seveni, izleyeni çok olan bir diziydi.
Ben de aslında herkes gibi yeni Çalıkuşu’nu izlerken ilkiyle
karşılaştırmalar yaptım doğal olarak. Yönetmen koltuğundaki
isimlerden birinin Çağan Irmak oluşu da ayrı bir dikkat
gerektiriyordu tabii. Irmak’ın son işi Keşanlı Ali Destanı’nın da
beklentiyi karşılamaması itibarıyle Çalıkuşu’nu pek bir merak
ettim. Keşanlı Ali Destanı, 20. bölümde üç ayrı final yaparak
’’bari sonu güzel olsun’’ kafasında bitirilmişti.
Peşinen yazayım, Çalıkuşu’nun sonunu da pek hayırlı görmüyorum. En
son söylemem gerekeni başta söylemiş gibi olacağım ama ilk Çalıkuşu
ile ister istemez kıyas yoluna girdiğim dizide, zaten hiç bir zaman
iyi bir oyuncu olarak görmediğim, hele de en son Evim Sensin’deki
’hasta ve aşık kız’ rolünü fazla şımararak oynayan Fahriye Evcen’in
oyunculuğunu yine abartılı buldum. Burak Özçivit için ise olumsuz
bir yorum yapmayacağım çünkü Kenan Kalav’ın tek muadili olabilecek
tek isim o. Özçivit hem ekranda iyi duran hem de yetenekli bir
oyuncu...
Dekorların, sahne aksesuarlarının, dönem kıyafetlerinin, ışık ve
renklerin yerinde ve güzel kullanıldığı dizide, Çağan Irmak’tan
beklenilmeyecek devam hataları vardı. Örneğin Feride’nin Göksu’ya
giderken faytona bindiği sahnede elbisesinin altında çizmeleri
vardı, sonra çizmeler birden ayakkabıya dönüverdi. Ayrıca, daha ilk
sahnelerde doktor arkadaşının (Kanıt’tan sonra şimdi burada Deniz
Celiloğlu) Kamuran’la sidik yarışı hali (Kamuran efendiye bahar
dalı, bize şemsiye sapı dediği sahne) ve mevki değiştirmek adına
iyi halli evin kızı Feride’nin peşine düşüşü bana olay örgüsünün
aceleye getirildiği hissini verdi. Dizilerdeki bu hızlı geçişler
iyi durmuyor ki en son Ben Onu Çok Sevdim’de Menderes’in kürsü
konuşmalarının olduğu meclis sahnelerinde de yapıldı.
İlk bölümde repliklerde epey sıkıntılıydı. Yatılı okulun
yatakhanesinde kalan kızların sürekli ’’oha’’ demeleriydi. Argo hem
şık durmuyor hem de bir dönem dizisinde bu kelimenin ne işi var
diye sorgulanmasına yol açıyor. Yine sütçünün "Sıradaki güğüm
sevipte kavuşamayanlara gelsin nidası özel radyoların sandığımızdan
epey önce memleket sınırlarına girdiğini sanmanıza yol açabilir.
Diyalogları yazanlar çok "ayran" içiyor herhalde!
Dizilerde müziğin yeri çok ayrı. Diyalogların önüne geçen ya da
sahnelerin altında sürekli duyulan müzik seyirciyi rahatsız ediyor.
Bu denli çok sahneye müzik döşemek maharet değil, ancak bir takım
hataları kapamaya yönelik gibi duruyor. Öyle olmasa bile o hissi
uyandırıyor ne yazık ki.
Son zamanlardaki dizilerde yetenekli çocuk oyuncular dikkatimi
çekiyor. Çalıkuşu’nda da küçük Feride’yi canlandıran Melissa Giz
Cengiz ve Necmiye’nin küçüklüğünü oynayan Ceren Arslan çok
başarılılar. Küçük Kamuran Tarık Bayrak da belli ki küçük
kızlarımızın yeni gözbebeği olacak.
Kulak tırmalayan müzikleri, bazı aceleye getirilmiş sahneleri
yüzünden bana hızlandırılmış İngilizce kursu alıyomuşum hissi veren
Çalıkuşu’nun akibeti de belli ki Keşanlı’nın sonu gibi olacak.
Çağan Irmak buna da 4 şanlı final çeker artık!
Peki Kaçak Nasıl?
Bu sezonun en beğendiğim işi Kaçak oldu.
Yönetmenliğini Şubat dizisinin de yönetmeni olan Volkan Kocatürk
yapıyor. Yapımcılığını Süreç Film’in üstlendiği Kaçak daha ilk
bölümden izleyiciyi kendine bağladı bile. Hızlıca ve her sahnede
artan heyecan dolu sahneleriyle iyi bir giriş yapan dizinin
özellikle müzikleri çok iyi. Kıraç ve onunla birlikte çalışan, Ömre
Bedel, Binbir Gece, Sonbahar, Gönülçelen dizilerinde ve Pepe’de
besteci, enstürmantist olarak çalışmış olan Nevzat Yılmaz yapıyor
Kaçak’ın müziklerini. Oyuncu castının da özenle yapıldığı belli
olan Kaçak’ta Kuzey Güney’in Sami beyi Mustafa Avkıran
oyunculuğuyla öne çıkıyor.
Kurtlar Vadisi’nin gözüpek fedaisi Memati karakteriyle ünlenen ve
ismiyle değil de dizideki rol adıyla şöhrete kavuşan Gürkan Uygun,
isabetli bir kararla Vadi’den ayrıldı.
Senaryosunu Tövbeler Tövbesi, İffet, Hanımın Çiftliği ve daha pek
çok dizinin de senaristi olan Zülküf Yücel’in yazdığı dizide Gürkan
Uygun, Serhat Hakeri rolüyle, yeraltı dünyasının oğlunu öldürüp
daha sonrasında kendine Anadolu’nun ücra bir köyünde yeni bir hayat
kuran eski bir polisi canlandırıyor. Eşi rolündeki Özlem Yılmaz’ı
Unutulmaz’da hep ağlayan zırlayan aşık kadın olarak izlemiştik,
burada da kaderinin değişmemiş olduğunu görmekle birlikte artık çok
daha iyi oynadığını söylemeliyim.
Tek kusur olarak söyleyebileceğim, silahların ön planda yer aldığı
bir iş olduğu. Bunun dışında kurgusunu özellikle çok beğendiğim
(kuyumcu sahnesi harikaydı) dizide müzikler yerli yerinde
kullanılmış. Sıcak renkler ve doğal ışık kullanılmış ki zevkle
izlenme olanağı sağlıyor, burada görüntü yönetmeni Metin Turguç’u
kutlamak gerek.
Sivas Divriği’de çekilen Kaçak ilk bölümüyle izleyiciden olumlu
yanıt aldı, devamında neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Ben
bu diziyi izlerim arkadaş!
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected]