Çağlayan-Silivri hattında 'tahliye' bilmecesi!
Paralel yapı' soruşturmaları kapsamında tutuklanan 62 polis ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca hakkında dün gece Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen tahliye kararı büyük tartışmaya yol açtı.
22 Temmuz operasyonu kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan
62 polis ve Gülen cemaati yayınlarını kapsayan 14 Aralık
operasyonunda tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet
Karaca hakkında tahliye kararı çıktı. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hâkimliği de devreye girerek tahliyeleri
engellemeye çalıştı.
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen tahliye kararı halen
uygulanmış değil.
17-25 Aralık 2013’teki yolsuzluk operasyonlarının soruşturma
sürecine katıldıktan sonra ‘paralel örgüt’ iddiasıyla tutuklanan
polis müdürleri Ömer Köse, Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer'in de
bulunduğu 62 polis ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca
hakkında verilen tahliye kararının duyulmasından sonra, hem hukuki
düzlemde büyük bir tartışma, hem de tahliyesine karar verilen
kişilerin tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi ile Çağlayan Adliyesi
arasında müthiş bir ‘hukuk diplomasisi’ baş gösterdi.
Avukatlar tahliye kararıyla ilgili müzekkereyi Silivri Cezaevi'ne
götürerek müvekkillerinin tahliye edilmesini sağlamaya çalışırken,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hâkimliği de devreye
girerek tahliyeleri engellemeye çalıştı. Kararların duyulmasının
üzerinden 12 saat geçmesine rağmen tahliyeler gerçekleşmezken,
avukatlar da tahliye ısrarından vazgeçmedi.
Olay şöyle gelişti:
‘Paralel yapı’ iddiasıyla çeşitli tarihlerde yapılan operasyonlarda
tutuklanan 62 polis ile medya yöneticisi Hidayet Karaca’nın
avukatları, daha önce tahliye taleplerini reddeden Sulh Ceza
Hakimleri hakkında reddi hakim’ talebinde bulundu.
Sulh Ceza hakimliklerinin reddi hakim talebinde Asliye Ceza
mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle itiraz başvuruları
İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gitti. Sulh ceza hakimlerinin
tamamı hakkında ‘reddi hakim’ talebi kabul edilince, tahliye
talepleri bu kez İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gitti ve bu
mahkeme de tüm sanıklar için tahliye kararı verdi.
Tahliye kararının duyulmasının hemen ardından Nöbetçi Sulh Ceza
Hakimliği, "Tahliye talebini değerlendirme yetkisi bende" diyerek
şüphelilerin tahliye olmaması yönünde yeni bir karar verdi.
Cumartesi gecesi nöbetçi olan İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, bu
kararı polislerin tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden sorumlu
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na da göndererek polislerin
tahliye edilmesinin önüne geçti.
Aynı saatlerde avukatlar, tahliye kararının UYAP’a girişinin
engellenmek istendiği bu nedenle UYAP’a erişimin engellendiğini
ileri sürdü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu ve bazı Cumhuriyet
Başsavcı vekillerinin de gece saatlerinde adliyeye gelerek tahliye
kararının uygulanmasını engellemeye çalıştıkları öne sürüldü. Polis
avukatları, adliyeye gelerek aldıkları tahliye kararını Silivri
Cezaevi’ne elden götürmek istediler. Kararın duyulması ardından
adliye önüne çok sayıda TOMA ve çevik kuvvet polisi de geldi.
Polisler Adliye önünden canlı yayın yapan Samanyolu Haber TV
muhabirini canlı ayında gözaltına aldılar.
Savcılık dosyaları hâkime göndermedi
Bu arada, polis avukatlarının 20 Nisan Pazartesi günü başvurdukları
İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hakimi Metin Özçelik, 10
Sulh Ceza hakimi hakkında ‘reddi hakim’ kararı verdikten sonra,
tahliye taleplerini değerlendirebilmek için soruşturma
savcılarından dosyayı istedi. Ancak soruşturmayı yürüten savcılık,
“yetkinin Sulh Ceza Hakimliği’nde olduğu” gerekçesiyle hakimin
talebini geri çevirerek dosyaları göndermedi.
Daha önce İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığını yapan 29.
Asliye Ceza hakimi Metin Özçelik de tahliye talepleri dosyasını
İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimliği’ne gönderdi ve Mustafa Başer
cumartesi gecesi tahliye yönünde karar verdi.