04 Tem 2012 08:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:52

"BÜYÜK MEDYA BEŞŞAR ESAD SÖYLEŞİSİNDEN NEDEN VAZGEÇTİ?"

Türk gazetecilerin, Suriye randevusuna gitmemeleri medya tarihimizin unutulmaz sayfaları arasına girdi!

Suriye macerası, grup medyaları ve gazetecilik

Türk gazetecilerin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in (Türk Dil Kurumu 'Esed' diyor), söyleşi için verdiği randevuya gitmekten “kriz sırasında propagandasını yapmayın” uyarısı üzerine son anda vazgeçmeleri de medya tarihimizin unutulmaz sayfaları arasına girmiş bulunuyor.

Biliyorsunuz, Mehmet Ali Birand (Posta, Kanal D) ve Ertuğrul Özkök (Hürriyet) kendi grupları tarafından Esed söyleşisinden vazgeçirildi. Amberin Zaman'ın da, köşe yazdığı Habertürk'ten “İstersen Şam'a git, ama biz kullanmayız” cevabı aldığını biliyoruz. Ancak Zaman'ın, söyleşiden vazgeçmediğini, temsilcisi olduğu The Economist adına Esed ile buluşmayı beklediğini açıkladığını not edelim.

Grup içinde yer alan Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer ve gazetesi ise söyleşiden vazgeçmedi. Nihayet Özkök'ün Gökova'yı, Birand'ın “Yeniköy kasabı”nı yazdığı gün, yani dün, Çakırözer'in Esed söyleşisinin yayını başladı. İlk bölümü Esed'in, “Keşke (Türk uçağını) düşürmeseydik” sözleriyle verilen söyleşi, sadece uluslararası ajans ve televizyonlar tarafından değil, o söyleşiye son anda gazeteci göndermekten vazgeçen medya grupları tarafından da yayımlandı!

Kapısını vurup çıkamadığı odalarda engellenen söyleşinin içinden böyle çıktı medyamız.

Türkiye'nin çatışmanın eşiğine geldiği bir ülkenin devlet başkanıyla bile görüşmeyi reddeden bir gazetecilik, uzak olsun ama, çatışma çıktığında nasıl icra edilir acaba?

Sahi başlıkta cevap vaat etmiştik; büyük medya Beşşar Esed söyleşisini neden reddetti?

Evet, nasıl oluyor da, iktidar mahfillerinden “Esed'in propagandasını yapmayın” diye esen bir rüzgâr medyanın boynunu bu kadar bükebiliyor?

Cevap; medyanın, madencilikten bankacılığa, inşaattan enerjiye birçok alanda büyük işlerle meşgul grupların elinde olmasında şekilleniyor.

Gerçekleri ayıklamanın üç boyutlu fotoğrafını, Ceren Sözeri ile Zeynep Güney'in hazırladığı ve TESEV'in “Türkiye'de medyanın ekonomi politiği” adı altında geçen yıl yayımladığı raporda da görebilirsiniz. Rapor ekindeki “Hangi medya grubu, hangi şirketlere sahip” başlıklı tabloyu dikkatle inceleyin.

Gözümüze sıkılan ışıkların neleri görmemizi engellediğini daha iyi anlayacaksınız.

Doğan Akın'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın..