31 Eki 2010 16:27
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:45
BURCU ESMERSOY RADİKAL'DE HANGİ ÜNLÜ SPORCUYU AĞIRLADI?
Spor spikeri Burcu Esmersoy, Radikal için yaptığı röportajlarda bu hafta hangi ünlü sporcuyu ağırladı?
Burcu Esmersoy, Radikal için yaptığı röportajlarda bu hafta İpekŞenoğlu’nu ağırladı. Wimbledon, US Open, Roland Garros ve AustralianOpen gibi Grand Slam rüyalarını gerçeğe çeviren İpek Şenoğlu;Eskişehir’den başlayıp, dünya tenisinin zirvesinde devam edenkariyerini Burcu Esmersoy’a anlattı.
Türkiye’de tenis denince akla gelen ilk isimlenden biri İpek Şenoğlu. Kadınlar tenisinde uluslararası arenada maçlara çıkarak göğsümüzü kabartan, çabasıyla takdirimizi kazanan Şenoğlu’na kariyerindeki zorlukları ve gelecek hedeflerini sorduk.
Onu yıllardır tanıyorum. Hiç değişmedi, hep aynı kaldı. Güzelliği, karakteri ve yeteneğiyle ‘dört dörtlük’ bir genç kadın İpek! “Gururumuz” diyerek övünebileceğimiz, yolda görünce konuşup dertleşebileceğimiz, çocuklarımızın örnek almasını isteyeceğimiz bir genç kadın. Ben onu yaşadığı her türlü sıkıntıya rağmen sevdiği şeyi yapmaya olan azmiyle, katıldığı programlarda duruşu, konuşması ve doğallığıyla; her gördüğümde gülen yüzü ve gözleriyle tanıyorum. Size de çok özet ama çok da öz haliyle takdim ediyorum onu. Karşınızda İpek Şenoğlu...
Eskişehir’den, dünyanın önemli tenis şampiyonalarında aldığın başarılara kadar uzanan dönemi sende en çok yer eden kısımlarıyla anlatır mısın?
Çocukluk: Babasının peşinde tenis kulübüne giden ve her gece Wimbledon hayalleri kuran İpek.
Üniversite: ABD ’de kolej liginde bir numaraya yükselme. Çocukluk hayallerinin gerçekleşebileceğine olan inancın güçlenmesi.
Profesyonel kariyer: Wimbledon’da korta çıkma ve arkasından gelen; Amerika Açık, Roland Garros, Avustralya Açık tecrübeleri.
Pek çok sıkıntılı dönem geçirdin. Her şeye rağmen ayakta kalmayı başardın. Gizlice kredi alarak turnuva masraflarını karşıladın (ama duyulunca üzüldün) bunları duyan federasyon yetkilileri, sponsorlar, insanlar nasıl tepkiler verdi?
Ben kariyerim boyunca insanların vereceği tepkilere göre yaşamaktan çok, hedeflediğim amaca ulaşmak için çabaladım. Zaten çıktığım yolun çok zorlu ve riskli olduğunu biliyordum ve bunu en başından göze almıştım. Ben engelleri sorun yapan değil, onlardan beslenen bir sporcu oldum hep.
Bu sıkıntıları yaşıyorsun ama özellikle ‘Spor Aşkı’ programında Sergen Yalçın’la girdiğiniz eğlenceli tartışmada tenisin zengin sporu olmadığını savundun. Aradaki dengeyi biraz anlatır mısın? Çünkü biliyorum ki sen özellikle yetenekli sporcuların yetişmesi için elinden geleni yapıyorsun. Hangi noktada para sıkıntı haline geliyor?
Tenisi oynamak pahalı değil. Pahalı olan, tenisi profesyonel seviyede oynamak. Zaten o seviyeye gelindiğinde işin içine sponsorların ve federasyonların girme sebebi de bu. Tenisi profesyonel seviyede oynayacak oyuncular yaratmadan önce, ilk olarak tenisi yaygınlaştırmak gerekiyor. Bugün tenise başlayanların, benim ilk günlerimle kıyaslandığında çok daha iyi imkânları var. Çünkü önlerinde, tüm zorlukları aşmış bir İpek Şenoğlu örneği var. Üstelik bugün benim genç tenisçilerin yetişmesi için gösterdiğim çabaya federasyon da gerekli desteği veriyor. Bu çok önemli bir artı.
Spor dünyasında kadın olmak zor. Bunu bizler yaşıyoruz. Sizin için de öyle mi? Veya senin için? Kadın olduğun için fazla ilgi göremediğini düşünebilir miyiz? Aslında benim mantığıma göre tam tersi; sponsorlar için daha çekici olmalı ama korkarım hayal dünyasında yaşıyorum...
Türkiye ’de kadınlar diğer sektörlerde ne kadar sorun yaşıyorsa, teniste de o kadar yaşıyor. Ama tenis, kadının erkeklerle eşit şartlarda yaptığı ender sporlardan biridir. İşin geneline baktığınızda, kadın olmanın bir dezavantajını yaşamazsınız. Peki, ben sorunlar yaşamadım mı? Elbette yaşadım. Ama benim tenise başladığım dönemde, kim olsa sorun yaşardı. O, kadın olmanın değil ilk olmanın getirdiği sorunlardı. Ama bugün baktığımızda, Türkiye ’de de imkânların geliştiğini görüyoruz; bu yüzden de yavaş yavaş başarılı tenisçiler de çıkıyor sahneye.
‘Harper’s Bazaar’ için söyleşi yapılan ilk sporcusun. Neler hissettin, neler yaşadın, dergi çıktı kaç tane aldın, tepkiler nasıl? Ve bu çekime evet deme sebeplerin neler?
Öncelikle alanında dünyanın en iyi markalarından biriyle çalışmış olmaktan çok memnunum. Uzun zamandır bu tarz bir projenin içinde yer almak istiyordum. Şansım, teklifin çok iyi bir yerden gelmesi oldu. Tabii ki heyecanlandım, çünkü alışık olmadığım bir yerde, alışık olmadığım bir şey yapacaktım. Heyecanlandım çünkü, çok istediğim de bir şeyi yapacaktım. O heyecan ve enerji çekimlere de yansıdı ve ortaya güzel sonuçlar çıktı. Bunun için öncelikle Harper ’s Bazaar ekibine çok teşekkür ediyorum. İtiraf ediyorum: Derginin piyasaya çıktığı ilk gün beş tane aldım; ikisi anneme -ki annemin yorumlarını da paylaşacağım-, biri kulübüme, biri en yakın arkadaşıma, biri de bana... İlk tepkiler çok olumlu. Bunların içinde en önemlisi anneminki tabii. ªŞimdi arkanıza yaslanın, kemerlerinizi bağlayın … İşte annemin yorumu: “Ay, ilahi İpek, bir bu kalmıştı yapmadığın. Onu da yaptın tam oldu. Afferin sana! ”
Seni ve Marsel’i 2012’de bizi temsil ederken görecek miyiz? Göreceksek ne göreceğiz?
Marsel’le 2012 Olimpiyat Oyunları’nda karışık çiftler oynama şansımız var. Böyle bir imkân doğarsa ülkemi orada temsil etmekten memnuniyet duyarım.
Şu sıralarda durumun ne? Destek? İhtiyaç? Planlar?
Seneyi ‘İlk 100’de bitirmeyi planlamıştım ve bu planım gerçekleşti. Hedefim iyi bir dinlenme periyodundan sonra, gelecek sezon yeni ilklerin peşinde olmak.
O mu bu mu? Nadal mı? Federer mi?
Tenis olarak Federer, karakter olarak Nadal
Wimbledon mı? Roland Garros mu?
Çocukluk hayalim Wimbledon.
Her hafta yazdığın kendi köşen mi, bu köşe mi?
Kendi köşem. Üzgünüm.
Tek el backhand mi? Cift el backhand mi?
Forehand.
Ace mi? Passing shot mı?
Ace. Zahmetsiz şeyleri severim.
Tek mi? Çift mi?
Çift.
Etek mi? Şort mu?
Etek
İpek Şenoğlu’na nasıl ulaşılır
Türk tenisinin önemli bir ismi olmasının yanında yeni tenisçilerin yetişmesi için de çaba harcayan İpek Şenoğlu internet mecrasını yoğun olarak kullanan bir sporcu. Kendisine www.ipeksenoglu.com internet sitesinden ve twitter üzerinden de www.twitter.com/ipeksenoglu adresinden ulaşıp sorularınızı sorabilir, başarılarını kutlayabilir ve destek olabilirsiniz.
Burcu ESMERSOY / RADİKAL
Türkiye’de tenis denince akla gelen ilk isimlenden biri İpek Şenoğlu. Kadınlar tenisinde uluslararası arenada maçlara çıkarak göğsümüzü kabartan, çabasıyla takdirimizi kazanan Şenoğlu’na kariyerindeki zorlukları ve gelecek hedeflerini sorduk.
Onu yıllardır tanıyorum. Hiç değişmedi, hep aynı kaldı. Güzelliği, karakteri ve yeteneğiyle ‘dört dörtlük’ bir genç kadın İpek! “Gururumuz” diyerek övünebileceğimiz, yolda görünce konuşup dertleşebileceğimiz, çocuklarımızın örnek almasını isteyeceğimiz bir genç kadın. Ben onu yaşadığı her türlü sıkıntıya rağmen sevdiği şeyi yapmaya olan azmiyle, katıldığı programlarda duruşu, konuşması ve doğallığıyla; her gördüğümde gülen yüzü ve gözleriyle tanıyorum. Size de çok özet ama çok da öz haliyle takdim ediyorum onu. Karşınızda İpek Şenoğlu...
Eskişehir’den, dünyanın önemli tenis şampiyonalarında aldığın başarılara kadar uzanan dönemi sende en çok yer eden kısımlarıyla anlatır mısın?
Çocukluk: Babasının peşinde tenis kulübüne giden ve her gece Wimbledon hayalleri kuran İpek.
Üniversite: ABD ’de kolej liginde bir numaraya yükselme. Çocukluk hayallerinin gerçekleşebileceğine olan inancın güçlenmesi.
Profesyonel kariyer: Wimbledon’da korta çıkma ve arkasından gelen; Amerika Açık, Roland Garros, Avustralya Açık tecrübeleri.
Pek çok sıkıntılı dönem geçirdin. Her şeye rağmen ayakta kalmayı başardın. Gizlice kredi alarak turnuva masraflarını karşıladın (ama duyulunca üzüldün) bunları duyan federasyon yetkilileri, sponsorlar, insanlar nasıl tepkiler verdi?
Ben kariyerim boyunca insanların vereceği tepkilere göre yaşamaktan çok, hedeflediğim amaca ulaşmak için çabaladım. Zaten çıktığım yolun çok zorlu ve riskli olduğunu biliyordum ve bunu en başından göze almıştım. Ben engelleri sorun yapan değil, onlardan beslenen bir sporcu oldum hep.
Bu sıkıntıları yaşıyorsun ama özellikle ‘Spor Aşkı’ programında Sergen Yalçın’la girdiğiniz eğlenceli tartışmada tenisin zengin sporu olmadığını savundun. Aradaki dengeyi biraz anlatır mısın? Çünkü biliyorum ki sen özellikle yetenekli sporcuların yetişmesi için elinden geleni yapıyorsun. Hangi noktada para sıkıntı haline geliyor?
Tenisi oynamak pahalı değil. Pahalı olan, tenisi profesyonel seviyede oynamak. Zaten o seviyeye gelindiğinde işin içine sponsorların ve federasyonların girme sebebi de bu. Tenisi profesyonel seviyede oynayacak oyuncular yaratmadan önce, ilk olarak tenisi yaygınlaştırmak gerekiyor. Bugün tenise başlayanların, benim ilk günlerimle kıyaslandığında çok daha iyi imkânları var. Çünkü önlerinde, tüm zorlukları aşmış bir İpek Şenoğlu örneği var. Üstelik bugün benim genç tenisçilerin yetişmesi için gösterdiğim çabaya federasyon da gerekli desteği veriyor. Bu çok önemli bir artı.
Spor dünyasında kadın olmak zor. Bunu bizler yaşıyoruz. Sizin için de öyle mi? Veya senin için? Kadın olduğun için fazla ilgi göremediğini düşünebilir miyiz? Aslında benim mantığıma göre tam tersi; sponsorlar için daha çekici olmalı ama korkarım hayal dünyasında yaşıyorum...
Türkiye ’de kadınlar diğer sektörlerde ne kadar sorun yaşıyorsa, teniste de o kadar yaşıyor. Ama tenis, kadının erkeklerle eşit şartlarda yaptığı ender sporlardan biridir. İşin geneline baktığınızda, kadın olmanın bir dezavantajını yaşamazsınız. Peki, ben sorunlar yaşamadım mı? Elbette yaşadım. Ama benim tenise başladığım dönemde, kim olsa sorun yaşardı. O, kadın olmanın değil ilk olmanın getirdiği sorunlardı. Ama bugün baktığımızda, Türkiye ’de de imkânların geliştiğini görüyoruz; bu yüzden de yavaş yavaş başarılı tenisçiler de çıkıyor sahneye.
‘Harper’s Bazaar’ için söyleşi yapılan ilk sporcusun. Neler hissettin, neler yaşadın, dergi çıktı kaç tane aldın, tepkiler nasıl? Ve bu çekime evet deme sebeplerin neler?
Öncelikle alanında dünyanın en iyi markalarından biriyle çalışmış olmaktan çok memnunum. Uzun zamandır bu tarz bir projenin içinde yer almak istiyordum. Şansım, teklifin çok iyi bir yerden gelmesi oldu. Tabii ki heyecanlandım, çünkü alışık olmadığım bir yerde, alışık olmadığım bir şey yapacaktım. Heyecanlandım çünkü, çok istediğim de bir şeyi yapacaktım. O heyecan ve enerji çekimlere de yansıdı ve ortaya güzel sonuçlar çıktı. Bunun için öncelikle Harper ’s Bazaar ekibine çok teşekkür ediyorum. İtiraf ediyorum: Derginin piyasaya çıktığı ilk gün beş tane aldım; ikisi anneme -ki annemin yorumlarını da paylaşacağım-, biri kulübüme, biri en yakın arkadaşıma, biri de bana... İlk tepkiler çok olumlu. Bunların içinde en önemlisi anneminki tabii. ªŞimdi arkanıza yaslanın, kemerlerinizi bağlayın … İşte annemin yorumu: “Ay, ilahi İpek, bir bu kalmıştı yapmadığın. Onu da yaptın tam oldu. Afferin sana! ”
Seni ve Marsel’i 2012’de bizi temsil ederken görecek miyiz? Göreceksek ne göreceğiz?
Marsel’le 2012 Olimpiyat Oyunları’nda karışık çiftler oynama şansımız var. Böyle bir imkân doğarsa ülkemi orada temsil etmekten memnuniyet duyarım.
Şu sıralarda durumun ne? Destek? İhtiyaç? Planlar?
Seneyi ‘İlk 100’de bitirmeyi planlamıştım ve bu planım gerçekleşti. Hedefim iyi bir dinlenme periyodundan sonra, gelecek sezon yeni ilklerin peşinde olmak.
O mu bu mu? Nadal mı? Federer mi?
Tenis olarak Federer, karakter olarak Nadal
Wimbledon mı? Roland Garros mu?
Çocukluk hayalim Wimbledon.
Her hafta yazdığın kendi köşen mi, bu köşe mi?
Kendi köşem. Üzgünüm.
Tek el backhand mi? Cift el backhand mi?
Forehand.
Ace mi? Passing shot mı?
Ace. Zahmetsiz şeyleri severim.
Tek mi? Çift mi?
Çift.
Etek mi? Şort mu?
Etek
İpek Şenoğlu’na nasıl ulaşılır
Türk tenisinin önemli bir ismi olmasının yanında yeni tenisçilerin yetişmesi için de çaba harcayan İpek Şenoğlu internet mecrasını yoğun olarak kullanan bir sporcu. Kendisine www.ipeksenoglu.com internet sitesinden ve twitter üzerinden de www.twitter.com/ipeksenoglu adresinden ulaşıp sorularınızı sorabilir, başarılarını kutlayabilir ve destek olabilirsiniz.
Burcu ESMERSOY / RADİKAL