41 yaşına girdin. Burçin’in hikâyesini nasıl özetlersin?
Kısa Film gibiydi. Çok hızlı geçti. Ne zaman muzlu süt içip babasının kucağında sete giden kız çocuğundan kendi kararlarını veren, seçimlerini kimseye sormadan yapan, sorumluluk alan, hayatın tercihlerden ibaret olduğunu öğrenmiş bir kadına dönüştüm, ben de bilmiyorum.
Büyümek nasıl bir şey?
Büyümek, yaş almak mükemmel bir şey. Derslerle, deneyimlerle, seyahatlerle, tutkuyla, işle dolu bir hayat geçirdim. Şımarmaya zaman bulamadan sadece çalışıp yarışı kendimle yaptım, kalp kırmaktansa kırılmayı yeğledim. Şu hayatta başarı sayarak söylediğim tek şey iyi insan olmaya çalışmam. Bir çocuğum olsaydı onu iyi üniversitelerde okutmak, derslerden derslere koşturmak, ona en iyisini giydirmek yerine tek bir şey için çabalardım: Vicdanlı, empati duygusu yüksek, saygılı, hiçbir canlıya zarar vermeyen, iyi bir insan olması için...
Hayat yolculuğunda zorluklarla karşılaştın mı?
Hayatım hatalardan, kayıplardan, başarılardan, yenilgilerden, düşmelerden, kalkmalardan örülü; herkesinki kadar mutlu ve zor bir hayat. Şu an fırsatım olsa yine de hayatımda hiçbir şey değiştirmem, o deneyimden, öğrendiğimden vazgeçmem. Ben esas bundan sonrasını merak ediyorum.
Spor eğitmeni Umut Duygu’yla birlikteliğiniz nasıl gidiyor?
Huzurlu, saygılı ve eğlenceli...