02 Ara 2008 09:28 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:25

'BUNLAR NE BİÇİM GAZETECİ!..' HAKKI DEVRİM NEDEN İSYAN ETTİ?..

Hakkı Devrim, hangi haberleri gazetelerde bulamıyor? Bu durum neyin göstergesi? İşte ayrıntılar..

Basının Ergenekon koftileri

Ergenekon davasında duruşmalar Silivri'de devam ediyor. Benim de rahatsızlık duyduğum bir yetersizliğin altını, «Ergenekon'u izleyememek» başlıklı yazısıyla Haluk Şahin çizdi (Radikal, 30 kasım).
Okurlarını pek meraklandıran gazetelerin, haberin ardını getirmekten âciz kaldığını söylüyor. Basının, büyük ilgiyle izlenecek bu duruşmaları okurlarına, doyurucu biçimde aktarmasına örnek olarak, 27 Mayıs ertesinin ünlü Yassıada Duruşmalarını gösteriyor. O duruşmalar basının önemli kalemlerince de günü gününe takip edilmişti, diyen Haluk Bey dostum, fotoğraf ve film açısından bu defa desenlerle yetinmek zorunda kalışımıza da hayıflanıyor.
Benim de dertlendiğim bir konudur bu: Basının ülkemizde ve dünyada olup bitenler konusunda milleti yeterince bilgilendirememesi.
Seçmen sayısındaki 6 milyonluk artışa dair dişe dokunur bir açıklamaya ben dün Tarhan Erdem'in yazısında rastladım (Radikal). İmralı'da Öcalan pek mi yalnız bırakıldı, sualine verilen kalabalık cevaplar arasında Allahtan ki dün Rıza Türmen'in, bu durumda AİHM'nin ne düşüneceğine dair bilgi verdiği yazısı yayımlandı (Milliyet).
Koç Üniversitesi'ndeki kadın konferansında neler konuşulduğunu, herkesi bilmem ben ciddiyetle öğrenmek isterdim. Okuduğum uzun bir haberdi. Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı mesela, «Türkiye'nin cinsiyeti güçlendirme (Ne demek bu?) endeksinde 93 ülke arasında 90'ıncı sırada olduğunu» söylemiş. Vahim durum! Peki sonra, nasıl devam etmiş Çiğdem Hanım. Koca haberi satır satır okudum.
- Ne konuşmuşlar?
- Vallahi Kant'ın, Nietzsche'-nin, Freud'un, Derrida'nın, Simone de Beauvoir'in kadına ne değer biçtiklerine dair özdeyişler hatırlatılmış. Ama ne sonuca varıldığını ben anlayamadım.
*
Basın Yayın'sız demokrasi olmaz derken, bize düşen temel görevin, okuru her konuda vaktinde ve yeterince bilgilendirmek olduğunu düşünürüz; basının asıl görevi bu benzersiz özellik değil midir?
Eğitimin, tek tek bireyleri toplumsal hayata hazırlama yanında, başlıca bir amacı da, okuyacakları her haberi enine boyuna anlayıp kararlarını bilerek vermelerini sağlamak değil midir?
Eğitim hakkında değerlendirme yapmak bana düşmez. Ama basınımız görevini yerine getirmekte yaya kalıyor, diyebilirim.


Hakkı Devrim/Radikal