Medya
05 Mayıs 2012 16:31
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:37
''BUNDAN SONRA BEN DE FENERBAHÇELİYİM!'' CENGİZ ÇANDAR'LA DALGASINI GEÇTİ!
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Cengiz Çandar'ın yazısına neden kafayı taktı?
Artık bundan sonra ben de Fenerbahçeliyim
Ben hiçbir şeyden etkilenmem diyenlere hiç inanmayın; mutlaka herkesin etkilendiği bir şey vardır.
Öyle anlar vardır ki taş olsa etkilenir; ne demek etkilenmem.
Hem bilirsiniz; ademoğlu, doğası gereği etkileyen ve etkilenen varlıktır.
Neyden nasıl etkilendiğinden habersiz olanlar da vardır. Doğuştan o etkinin kendilerinde olduğunu sanırlar.
Aslında etkiye en açık olanlar bunlardır ama farkında değildirler.
Ne söyleseniz nafile; asla kabul etmezler.
Etkilenmek için öyle olağanüstü bir hal yaşamanız da gerekmez. Havadan - sudan da etkilenebilirsiniz.
Hava deyip geçmeyin; Orhan Veli, "Beni bu havalar mahvetti" dememiş miydi?
An gelir bir böcek, an gelir bir çiçek, an gelir bir söz etkiler bizi.
O söz Şinasiden sadır olsa da fark etmez.
Geçen gün, "abi" dedi, "adamın biri yandaşlık kontenjanında yer bulamadığı için Silivride yatıyor; diğeri profesyonel yandaşlık yaparak ayda elli bin-yüz bin götürüyor; nasıl olacak bu iş!.."
"Lan git başımdan Şinasi" dedim, de, sağ olsun beni kırmadı gitti.
Yoksa maazallah etkilenebilirdim.
Ki, ben kendimi biliyorum; etkilere çok açık bir insanım; bir çocuk, hatta bir meczup bile etkiler beni.
Mesela, Cengiz Çandarın dünkü yazısından çok etkilendim.
Adeta darmaduman oldum.
Bakın ne diyor: "28 Şubat süreci, Türkiye için neyse 3 Temmuz süreci de Fenerbahçe için odur. 3 Temmuz sürecinde yapılanlar, medya üzerinden polis-yargı ekseninin Fenerbahçeye yaptıkları; 28 Şubat sürecinde, medya üzerinden askerin yaptığıyla birebir aynıdır..."
Hadi söyleyin şimdi; etkilenmemek elde mi?
Hele şu satırlar beni benden aldı: "Tıpkı 28 Şubat sürecini, sonuçlarıyla birlikte, Türkiye halkının yıktığı gibi, Fenerbahçe de Fenerbahçelilerin dayanışması, kenetlenmesi ve direnişiyle 3 Temmuz sürecini yıktı. Önce, kirli tertipin uygulayıcısı olan M. Ali Aydınlar başkanlığındaki Futbol Federasyonu yıkıldı. Onunla birlikte, o federasyonun kurulları da büyük ölçüde değişti. TFFnin bunca aydır onca haksızlık ve adaletsizliğe kılını kıpırdatmamış olan- kimilerinin kimyasını bozan son kararları, 3 Temmuz sürecinin yenilgisinin, psikolojik harekâtın geri püskürtülmesinin belgelenmesinden başka bir şey değildir..."
Gördünüz değil mi; Mehmet Ali Aydınlar (TFFnin) "kirli tertip" uygulayıcısı, Demirören "temiz tertip."
Hâlâ etkilenmediyseniz, buyurun bakalım buna ne diyeceksiniz: "3 Temmuz süreci henüz bitmedi. Nasıl Tayyip Erdoğanın hapiste olduğu günlerde 28 Şubat süreci bitmediyse; Aziz Yıldırım (ve İlhan Ekşioğlu ile Tamer Yelkovan) her hukuki dayanağı çökmüş bir dava sürecinde hapiste tutuldukça 3 Temmuz süreci de bitmez. Önce Aziz Yıldırıma özgürlük. Sonra 3 Temmuz süreci sorumlularına sıra gelecek. 28 Şubatın sorumlularına sıranın 15 yıl sonra da olsa geldiği gibi..."
Sizi bilmem ama ben çok etkilendim; biraz da korktum.
O kadar ki, artık bundan sonra ben de Fenerbahçeli oldum.
Çünkü (Çandardan öğrendiğimize göre) Fenerbahçeliyim demek Sincanda yürütülen tanklara, "Gerekirse silah bile kullanırız" manşetlerine, o alçak andıçlara karşı çıkmak demektir.
Bu durumda, Ertuğrul Beyciğimden Fazıl Saya, Bedri Baykamdan bilumum darbeci paşalara kadar birçok fanatik Fenerbahçeli biraz ofsayda düşüyor ama o kadar da olsun.
Salih Tuna/Yeni Şafak
Ben hiçbir şeyden etkilenmem diyenlere hiç inanmayın; mutlaka herkesin etkilendiği bir şey vardır.
Öyle anlar vardır ki taş olsa etkilenir; ne demek etkilenmem.
Hem bilirsiniz; ademoğlu, doğası gereği etkileyen ve etkilenen varlıktır.
Neyden nasıl etkilendiğinden habersiz olanlar da vardır. Doğuştan o etkinin kendilerinde olduğunu sanırlar.
Aslında etkiye en açık olanlar bunlardır ama farkında değildirler.
Ne söyleseniz nafile; asla kabul etmezler.
Etkilenmek için öyle olağanüstü bir hal yaşamanız da gerekmez. Havadan - sudan da etkilenebilirsiniz.
Hava deyip geçmeyin; Orhan Veli, "Beni bu havalar mahvetti" dememiş miydi?
An gelir bir böcek, an gelir bir çiçek, an gelir bir söz etkiler bizi.
O söz Şinasiden sadır olsa da fark etmez.
Geçen gün, "abi" dedi, "adamın biri yandaşlık kontenjanında yer bulamadığı için Silivride yatıyor; diğeri profesyonel yandaşlık yaparak ayda elli bin-yüz bin götürüyor; nasıl olacak bu iş!.."
"Lan git başımdan Şinasi" dedim, de, sağ olsun beni kırmadı gitti.
Yoksa maazallah etkilenebilirdim.
Ki, ben kendimi biliyorum; etkilere çok açık bir insanım; bir çocuk, hatta bir meczup bile etkiler beni.
Mesela, Cengiz Çandarın dünkü yazısından çok etkilendim.
Adeta darmaduman oldum.
Bakın ne diyor: "28 Şubat süreci, Türkiye için neyse 3 Temmuz süreci de Fenerbahçe için odur. 3 Temmuz sürecinde yapılanlar, medya üzerinden polis-yargı ekseninin Fenerbahçeye yaptıkları; 28 Şubat sürecinde, medya üzerinden askerin yaptığıyla birebir aynıdır..."
Hadi söyleyin şimdi; etkilenmemek elde mi?
Hele şu satırlar beni benden aldı: "Tıpkı 28 Şubat sürecini, sonuçlarıyla birlikte, Türkiye halkının yıktığı gibi, Fenerbahçe de Fenerbahçelilerin dayanışması, kenetlenmesi ve direnişiyle 3 Temmuz sürecini yıktı. Önce, kirli tertipin uygulayıcısı olan M. Ali Aydınlar başkanlığındaki Futbol Federasyonu yıkıldı. Onunla birlikte, o federasyonun kurulları da büyük ölçüde değişti. TFFnin bunca aydır onca haksızlık ve adaletsizliğe kılını kıpırdatmamış olan- kimilerinin kimyasını bozan son kararları, 3 Temmuz sürecinin yenilgisinin, psikolojik harekâtın geri püskürtülmesinin belgelenmesinden başka bir şey değildir..."
Gördünüz değil mi; Mehmet Ali Aydınlar (TFFnin) "kirli tertip" uygulayıcısı, Demirören "temiz tertip."
Hâlâ etkilenmediyseniz, buyurun bakalım buna ne diyeceksiniz: "3 Temmuz süreci henüz bitmedi. Nasıl Tayyip Erdoğanın hapiste olduğu günlerde 28 Şubat süreci bitmediyse; Aziz Yıldırım (ve İlhan Ekşioğlu ile Tamer Yelkovan) her hukuki dayanağı çökmüş bir dava sürecinde hapiste tutuldukça 3 Temmuz süreci de bitmez. Önce Aziz Yıldırıma özgürlük. Sonra 3 Temmuz süreci sorumlularına sıra gelecek. 28 Şubatın sorumlularına sıranın 15 yıl sonra da olsa geldiği gibi..."
Sizi bilmem ama ben çok etkilendim; biraz da korktum.
O kadar ki, artık bundan sonra ben de Fenerbahçeli oldum.
Çünkü (Çandardan öğrendiğimize göre) Fenerbahçeliyim demek Sincanda yürütülen tanklara, "Gerekirse silah bile kullanırız" manşetlerine, o alçak andıçlara karşı çıkmak demektir.
Bu durumda, Ertuğrul Beyciğimden Fazıl Saya, Bedri Baykamdan bilumum darbeci paşalara kadar birçok fanatik Fenerbahçeli biraz ofsayda düşüyor ama o kadar da olsun.
Salih Tuna/Yeni Şafak