23 Tem 2014 13:15
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:29
Bülent Arınç'tan 'kelepçe' tepkisi
'Paralel yapı' operasyonuyla ilgili konuşan Bülent Arınç, "Kelepçe, yeri geldiğinde takılmamalıdır, arkalarından kelepçelenmemelidir, teşhir edilmemelidir ve şimdiden suçlu ilan edilmemelidir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Elazığ'daki yerel bir televizyonda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arınç, Emniyetteki 'paralel yapı' operasyonuna ilişkin "Devam edebilir mi" sorusuna, "Edebilir, çünkü bu bağlantıların sadece emniyet ayağı yok. Başka yerlerde de ayakları bulunabilir" yanıtını verdi.
Soruşturmanın gizliliğine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Arınç, masumiyet karinesi ve kelepçe uygulamasına değindi.
Arınç şunları söyledi:
"İnsanlar daha suçlu suçsuz olduğu sabit olmadan, yargılama olmadan, kesinlikle suçlu olarak teşhir edilmemelidir. Bir de bunların hepsi kamu görevlisi ise bu kamu görevlilerine karşı her zaman yaptığımız gibi fena muamele, kötü muamele veya insanlık dışı muameleler yapılmamalıdır. Yani kelepçe, yeri geldiğinde takılmamalıdır, arkalarından kelepçelenmemelidir, teşhir edilmemelidir ve şimdiden suçlu ilan edilmemelidir. Soruşturmanın gizliliğinde, güzel bir yargı süreci sonunda bakarsınız beraat ederler, bakarsınız başka suçlar ortaya çıkar ama bunun sonucunu görmeden bu insanlara kesinlikle kötü muamele yapılmamalıdır. Yargının temiz, şeffaf, adaletli bir şekilde tecelli etmesini şahsen temenni ederim."
"AK Parti ile cemaat arasında bir sorun veya barış olur mu , Olaylar daha mı büyür?" sorusunu ise Arınç, "Gelişmeler bir barışın şu anda söz konusu olmadığını gösteriyor" diye yanıtladı.
"ARA VERMEK GEREKTİĞİNE İNANIYORUM"
Arınç'ın sözlerinden:
— Biz tek adam partisi değiliz. Tayyip Bey şüphesiz karizmatik, başarılı bir liderdi. Çok işler başardı ama ona endeksli bir siyaset yapsaydık bu noktaya gelemezdik... O gittiği zaman partinin kapısına kilit vuracaksak hiç açmamak daha iyi.
40 senedir siyasetin içerisindeyim artık bir ara vermek gerektiğine inanıyorum... Eğer 2015'te siyaseti bırakacaksak herkes şunu bilsin partide de faal bir görev almam, buna benim ihtiyacım var.
"40 senedir tanışırız"
— Beklemiyordum, ben Ekmeleddin Bey'i tanırım. Biz Ekmeleddin Bey'le, aday gösterenlerden 40 sene öncesinden tanışırız. Bizim bildiğimiz bir insandır. İslam Konferansı Örgütü'nün başına genel sekreter olarak onu Tayyip Bey ve Abdullah Bey yaptı. Ben de zirveye gittiğimde 2005'te onunla birlikteydim.
— Birbirimizi tanıyan, seven insanlarız ama doğrusu CHP'den kendisine cumhurbaşkanlığı adaylığı gittiği zaman, daha önce bir televizyon kanalında söylediğim için tekrarlıyorum, o kişi ben olsaydım, 'siz bende nasıl bir eksiklik gördünüz ki Tayyip Bey'e veya Abdullah Bey'e karşı bana cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ediyorsunuz. Onlar, bana bu kadar imkan sağladılar, benim arkamda durdu, ben onların sayesinde var oldum, ben onlara ihanet edemem' derdim.
"İsminden utanıyor musun?"
— Ekmeleddin güzel bir isim. Şerafettin, Hayrettin, Kemalettin gibi ama onun ismini CHP'liler veya MHP'liler biraz beğenmedikleri için söylemediler, biraz kısalttılar. 'Ekmel diyelim sana' dediler. Onun da hoşuna gitti, 'zaten bana herkes Ekmel derdi' dedi. İyi ama birader o gün 'Ekmel' dedin, bugün 'ekmek' diyorsun. Yani sen isminden utanıyor musun Allah aşkına.
— Kemal Kılıçdaroğlu, bu adaylıktan önce sokakta yürürken karşısından gelse tanımazdı, hayatta görmemiştir, duymamıştır, elini sıkmamıştır, hele hele adının Ekmeleddin olduğunu duyunca, duymak bile istememiştir. Ama nasıl oldu da aday gösterdi çünkü kendi çizgilerinden partilerinden bir adayın bin tane oy alamayacağını bilir CHP.
Soruşturmanın gizliliğine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Arınç, masumiyet karinesi ve kelepçe uygulamasına değindi.
Arınç şunları söyledi:
"İnsanlar daha suçlu suçsuz olduğu sabit olmadan, yargılama olmadan, kesinlikle suçlu olarak teşhir edilmemelidir. Bir de bunların hepsi kamu görevlisi ise bu kamu görevlilerine karşı her zaman yaptığımız gibi fena muamele, kötü muamele veya insanlık dışı muameleler yapılmamalıdır. Yani kelepçe, yeri geldiğinde takılmamalıdır, arkalarından kelepçelenmemelidir, teşhir edilmemelidir ve şimdiden suçlu ilan edilmemelidir. Soruşturmanın gizliliğinde, güzel bir yargı süreci sonunda bakarsınız beraat ederler, bakarsınız başka suçlar ortaya çıkar ama bunun sonucunu görmeden bu insanlara kesinlikle kötü muamele yapılmamalıdır. Yargının temiz, şeffaf, adaletli bir şekilde tecelli etmesini şahsen temenni ederim."
"AK Parti ile cemaat arasında bir sorun veya barış olur mu , Olaylar daha mı büyür?" sorusunu ise Arınç, "Gelişmeler bir barışın şu anda söz konusu olmadığını gösteriyor" diye yanıtladı.
"ARA VERMEK GEREKTİĞİNE İNANIYORUM"
Arınç'ın sözlerinden:
— Biz tek adam partisi değiliz. Tayyip Bey şüphesiz karizmatik, başarılı bir liderdi. Çok işler başardı ama ona endeksli bir siyaset yapsaydık bu noktaya gelemezdik... O gittiği zaman partinin kapısına kilit vuracaksak hiç açmamak daha iyi.
40 senedir siyasetin içerisindeyim artık bir ara vermek gerektiğine inanıyorum... Eğer 2015'te siyaseti bırakacaksak herkes şunu bilsin partide de faal bir görev almam, buna benim ihtiyacım var.
"40 senedir tanışırız"
— Beklemiyordum, ben Ekmeleddin Bey'i tanırım. Biz Ekmeleddin Bey'le, aday gösterenlerden 40 sene öncesinden tanışırız. Bizim bildiğimiz bir insandır. İslam Konferansı Örgütü'nün başına genel sekreter olarak onu Tayyip Bey ve Abdullah Bey yaptı. Ben de zirveye gittiğimde 2005'te onunla birlikteydim.
— Birbirimizi tanıyan, seven insanlarız ama doğrusu CHP'den kendisine cumhurbaşkanlığı adaylığı gittiği zaman, daha önce bir televizyon kanalında söylediğim için tekrarlıyorum, o kişi ben olsaydım, 'siz bende nasıl bir eksiklik gördünüz ki Tayyip Bey'e veya Abdullah Bey'e karşı bana cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ediyorsunuz. Onlar, bana bu kadar imkan sağladılar, benim arkamda durdu, ben onların sayesinde var oldum, ben onlara ihanet edemem' derdim.
"İsminden utanıyor musun?"
— Ekmeleddin güzel bir isim. Şerafettin, Hayrettin, Kemalettin gibi ama onun ismini CHP'liler veya MHP'liler biraz beğenmedikleri için söylemediler, biraz kısalttılar. 'Ekmel diyelim sana' dediler. Onun da hoşuna gitti, 'zaten bana herkes Ekmel derdi' dedi. İyi ama birader o gün 'Ekmel' dedin, bugün 'ekmek' diyorsun. Yani sen isminden utanıyor musun Allah aşkına.
— Kemal Kılıçdaroğlu, bu adaylıktan önce sokakta yürürken karşısından gelse tanımazdı, hayatta görmemiştir, duymamıştır, elini sıkmamıştır, hele hele adının Ekmeleddin olduğunu duyunca, duymak bile istememiştir. Ama nasıl oldu da aday gösterdi çünkü kendi çizgilerinden partilerinden bir adayın bin tane oy alamayacağını bilir CHP.