20 Mar 2014 09:17
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:00
Bülent Arınç: Zaman aboneliğimi kesmedim
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hükümet ile cemaat arasındaki gerilim ve Fethullah Gülen'in 4 gündür Zaman Gazetesi'nde yayınlanan açıklamalarına dair soruları yanıtladı.
''Zaman aboneliğimi kesmedim'' diyen Arınç, ''Bizim hükümetle bir
meselemiz yoktur dese mesele kalmayacak bizim açımızdan.
Yapılmadı'' dedi.
Bursa'da, AS TV'de canlı yayınlanan bir programa katılan Arınç, Ak Parti ile cemaat arasındaki gerilimin 30 Mart akşamına kadar devam edecek gibi göründüğünü, daha sonra bir şekilde bunun ortadan kalkacağına inandığını söyledi.
''FETHULLAH GÜLEN'E HALA SAYGIM VAR''
Fethullah Gülen'i tartışmanın merkezinden çıkarmak gerektiğini, ona saygısının hala devam ettiğini belirten Arınç, "Bunu söylemek doğru mu bilmiyorum ama ben, şunlar, şunlar, şunlar yapılsa bile bugüne kadarki öğretisiyle bugüne kadarki konuşmalarıyla yaşantısıyla tarzıyla Hocaefendi'yi bir kenara koymak ve onun üzerinden bir şeyler yapmamak gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
''ZAMAN ABONELİĞİMİ KESMEDİM''
Arınç, Gülen'in, bir gazetede günlerdir yayımlanan açıklamalarına da değinerek, şöyle dedi:
"Bizzat cemaatin çıkardığı bir gazete ve bunlar belli bir şekilde de satılıyor. Takdir ediyoruz, okuyoruz. Benim de halen evime geliyor, abonesiyim, aboneliğimi de kesmedim. 'Neler yazıyorlar, bir bakalım' diye biz de okuyoruz. Biz her şeyi yok kabul etmiyoruz ki 'Bu da geçer ya hu' diyoruz. Burada yanlış, hata yapanlar cezasını çekecek. Çünkü bilerek hata yapıyorlar. Bilerek kötülük yapıyorlar, hata yapmıyorlar. Şimdi beddua etmiş yine veya lanet okumuş. Duygusal bir insandır Hocaefendi, daha evvel de buna benzer bir şey yaptı ve belki de kırılma noktası o. Başbakanımız da arkadaşlarımız da ona çok üzüldü. Onlar, 'İslam'da bunun yeri vardır' diyorlar. Mülaane diye bir şey. Ben de ilk defa duydum, belki de vardır. Yani 'Kendimizi de işin içine koyarak lanet veya beddua okuyoruz, Peygamber de böyle yapmıştı' diyorlar. Ben orasını bilmem ama lanet okumaya gerek yok. Niye lanet okuyorsun?"
''GÜLEN'İ ARAYIP HATIRINI DAHİ SORMADIM''
AK Parti ile cemaat arasındaki tartışmalar başladığından bu yana Gülen ile görüşmediğini bildiren Arınç, telefon açıp hatrını dahi sormadığını anlattı.
Bülent Arınç, şunları kaydetti:
"Herkesin herkesi dinlediği bir yerde, bu aptallığı yapacak bir adam değilim ama en yakınlarına şunu söyledim; 'Bakın arkadaşlar, henüz her şey bitmedi. Ben de inanıyorum ki hükümet aleyhinde bir tuzak var. Bu tuzağın içinde de sizin bazı mensuplarınız var. Hayır mı diyorsunuz? Evet. Bize göre de evet. Biz inanıyoruz ki şunlar, şunlar, şunlar, hükümet aleyhinde bir tuzak kurdular, yurt dışı, yurt içi bağlantıları var. Bunun amacı, Başbakanımızı devirmek, hükümetimizi itibarsız hale getirmek. Siz buna inanmıyor olabilirsiniz ama Hocaefendi'ye lütfen şunu söyleyin veya şunu yapın, siz deyin ki; Hükümetle bizim bir sorunumuz yok. Hükümete karşı kim tuzak kurmuşsa kim iş birliği yapıyorsa...' Ben onlara isim verdim ama onlara da 'İsim söyleyin' demedim, 'Genel ifadeler kullanın' dedim. 'Bunların hiçbiriyle bizim camiamızın ilgisi yoktur. Biz bu dinlemelerin, tuzakların hiçbirini kabul etmiyoruz. Hükümet, müsterih olsun eğer varsa bu insanlar, biz onları camiamızda kabul etmiyoruz deyin' dedim. Bunu derseniz hükümet de der ki 'Madem ki onlar istemiyor, kabul etmiyor, böyle bir şeyi reddediyorlar, o zaman biz de kendimize dönelim, şu yaptıklarımızı bir daha gözden geçirelim. Kaç ay oldu? Neredeyse 4-5 ay oldu."
''BİZİM HÜKÜMETLE MESELEMİZ YOKTUR DESEYDİ...''
Hiçbir şekilde beddualara gerek olmadığına işaret eden Arınç, şunları söyledi:
"Söyleyecek tek cümle var, 'Bu tuzakları kuran bizden değildir, bu dinlemeleri yapan, iftiraları atan, bu montajları yapan bizden değildir. Bizim hükümetle bir meselemiz yoktur. Biz Türkiye'nin selametini istiyoruz ve kim ki bize mensup olduğunu iddia ederken bu işleri yapmışsa onu reddediyoruz' dese mesele kalmayacak bizim açımızdan. Yapılmadı. Bu beddualara gerek yok ki. Hocaefendi, çok güçlü bir insan, bu sözü bir defa tekrarlasa bir defa ilan etse, gazete yazar mı yazmaz mı bilmiyorum, o mesele de ayrı bir mesele. Şimdi iş birliği yaptıkları başka gazeteler de var. Çok masum bir istek değil mi bu? 'Hükümetle bizim meselemiz yoktur, biz siyasi bir organizasyon değiliz. Hükümeti sandık getirir, sandık götürür, rakipleri düşünsün. Kim ki bizim adımıza veya camiamızı kullanarak tuzak kurmuş, herkesi dinlemiş, herkesin özel hayatına girmiş, herkes hakkında şantaj yapacak duruma gelmiş, MİT'in tırlarını durdurup da yıpratmaya kalkıyor, onu, bunu gözaltına alıp itibarsız hale getirmek istiyorsa...' Savcıları da işin içine koymak lazım tabii. 'Bizimle alakası yoktur' desin, bin defa lanet okumaktan daha hayırlı bir iş olur. En azından kendilerini onlardan soyutlamış olurlar ama ben şu an itibarıyla böyle bir şey duymadım. O zaman biz de inanıyoruz ki camia veya camianın önde gelenleri, yapılanları neredeyse meşru ve mazur görüyor. O zaman Başbakan üzülüyor, daha üst perdeden belki bir şeyler söyleme ihtiyacı duyuyor."
Bursa'da, AS TV'de canlı yayınlanan bir programa katılan Arınç, Ak Parti ile cemaat arasındaki gerilimin 30 Mart akşamına kadar devam edecek gibi göründüğünü, daha sonra bir şekilde bunun ortadan kalkacağına inandığını söyledi.
''FETHULLAH GÜLEN'E HALA SAYGIM VAR''
Fethullah Gülen'i tartışmanın merkezinden çıkarmak gerektiğini, ona saygısının hala devam ettiğini belirten Arınç, "Bunu söylemek doğru mu bilmiyorum ama ben, şunlar, şunlar, şunlar yapılsa bile bugüne kadarki öğretisiyle bugüne kadarki konuşmalarıyla yaşantısıyla tarzıyla Hocaefendi'yi bir kenara koymak ve onun üzerinden bir şeyler yapmamak gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
''ZAMAN ABONELİĞİMİ KESMEDİM''
Arınç, Gülen'in, bir gazetede günlerdir yayımlanan açıklamalarına da değinerek, şöyle dedi:
"Bizzat cemaatin çıkardığı bir gazete ve bunlar belli bir şekilde de satılıyor. Takdir ediyoruz, okuyoruz. Benim de halen evime geliyor, abonesiyim, aboneliğimi de kesmedim. 'Neler yazıyorlar, bir bakalım' diye biz de okuyoruz. Biz her şeyi yok kabul etmiyoruz ki 'Bu da geçer ya hu' diyoruz. Burada yanlış, hata yapanlar cezasını çekecek. Çünkü bilerek hata yapıyorlar. Bilerek kötülük yapıyorlar, hata yapmıyorlar. Şimdi beddua etmiş yine veya lanet okumuş. Duygusal bir insandır Hocaefendi, daha evvel de buna benzer bir şey yaptı ve belki de kırılma noktası o. Başbakanımız da arkadaşlarımız da ona çok üzüldü. Onlar, 'İslam'da bunun yeri vardır' diyorlar. Mülaane diye bir şey. Ben de ilk defa duydum, belki de vardır. Yani 'Kendimizi de işin içine koyarak lanet veya beddua okuyoruz, Peygamber de böyle yapmıştı' diyorlar. Ben orasını bilmem ama lanet okumaya gerek yok. Niye lanet okuyorsun?"
''GÜLEN'İ ARAYIP HATIRINI DAHİ SORMADIM''
AK Parti ile cemaat arasındaki tartışmalar başladığından bu yana Gülen ile görüşmediğini bildiren Arınç, telefon açıp hatrını dahi sormadığını anlattı.
Bülent Arınç, şunları kaydetti:
"Herkesin herkesi dinlediği bir yerde, bu aptallığı yapacak bir adam değilim ama en yakınlarına şunu söyledim; 'Bakın arkadaşlar, henüz her şey bitmedi. Ben de inanıyorum ki hükümet aleyhinde bir tuzak var. Bu tuzağın içinde de sizin bazı mensuplarınız var. Hayır mı diyorsunuz? Evet. Bize göre de evet. Biz inanıyoruz ki şunlar, şunlar, şunlar, hükümet aleyhinde bir tuzak kurdular, yurt dışı, yurt içi bağlantıları var. Bunun amacı, Başbakanımızı devirmek, hükümetimizi itibarsız hale getirmek. Siz buna inanmıyor olabilirsiniz ama Hocaefendi'ye lütfen şunu söyleyin veya şunu yapın, siz deyin ki; Hükümetle bizim bir sorunumuz yok. Hükümete karşı kim tuzak kurmuşsa kim iş birliği yapıyorsa...' Ben onlara isim verdim ama onlara da 'İsim söyleyin' demedim, 'Genel ifadeler kullanın' dedim. 'Bunların hiçbiriyle bizim camiamızın ilgisi yoktur. Biz bu dinlemelerin, tuzakların hiçbirini kabul etmiyoruz. Hükümet, müsterih olsun eğer varsa bu insanlar, biz onları camiamızda kabul etmiyoruz deyin' dedim. Bunu derseniz hükümet de der ki 'Madem ki onlar istemiyor, kabul etmiyor, böyle bir şeyi reddediyorlar, o zaman biz de kendimize dönelim, şu yaptıklarımızı bir daha gözden geçirelim. Kaç ay oldu? Neredeyse 4-5 ay oldu."
''BİZİM HÜKÜMETLE MESELEMİZ YOKTUR DESEYDİ...''
Hiçbir şekilde beddualara gerek olmadığına işaret eden Arınç, şunları söyledi:
"Söyleyecek tek cümle var, 'Bu tuzakları kuran bizden değildir, bu dinlemeleri yapan, iftiraları atan, bu montajları yapan bizden değildir. Bizim hükümetle bir meselemiz yoktur. Biz Türkiye'nin selametini istiyoruz ve kim ki bize mensup olduğunu iddia ederken bu işleri yapmışsa onu reddediyoruz' dese mesele kalmayacak bizim açımızdan. Yapılmadı. Bu beddualara gerek yok ki. Hocaefendi, çok güçlü bir insan, bu sözü bir defa tekrarlasa bir defa ilan etse, gazete yazar mı yazmaz mı bilmiyorum, o mesele de ayrı bir mesele. Şimdi iş birliği yaptıkları başka gazeteler de var. Çok masum bir istek değil mi bu? 'Hükümetle bizim meselemiz yoktur, biz siyasi bir organizasyon değiliz. Hükümeti sandık getirir, sandık götürür, rakipleri düşünsün. Kim ki bizim adımıza veya camiamızı kullanarak tuzak kurmuş, herkesi dinlemiş, herkesin özel hayatına girmiş, herkes hakkında şantaj yapacak duruma gelmiş, MİT'in tırlarını durdurup da yıpratmaya kalkıyor, onu, bunu gözaltına alıp itibarsız hale getirmek istiyorsa...' Savcıları da işin içine koymak lazım tabii. 'Bizimle alakası yoktur' desin, bin defa lanet okumaktan daha hayırlı bir iş olur. En azından kendilerini onlardan soyutlamış olurlar ama ben şu an itibarıyla böyle bir şey duymadım. O zaman biz de inanıyoruz ki camia veya camianın önde gelenleri, yapılanları neredeyse meşru ve mazur görüyor. O zaman Başbakan üzülüyor, daha üst perdeden belki bir şeyler söyleme ihtiyacı duyuyor."