Bülent Arınç: Zaman aboneliğimi kesmedim
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hükümet ile cemaat arasındaki gerilim ve Fethullah Gülen'in 4 gündür Zaman Gazetesi'nde yayınlanan açıklamalarına dair soruları yanıtladı.
''Zaman aboneliğimi kesmedim'' diyen Arınç, ''Bizim hükümetle bir
meselemiz yoktur dese mesele kalmayacak bizim açımızdan.
Yapılmadı'' dedi.
Bursa'da, AS TV'de canlı yayınlanan bir programa katılan Arınç, Ak
Parti ile cemaat arasındaki gerilimin 30 Mart akşamına kadar devam
edecek gibi göründüğünü, daha sonra bir şekilde bunun ortadan
kalkacağına inandığını söyledi.
''FETHULLAH GÜLEN'E HALA SAYGIM VAR''
Fethullah Gülen'i tartışmanın merkezinden çıkarmak gerektiğini, ona
saygısının hala devam ettiğini belirten Arınç, "Bunu söylemek doğru
mu bilmiyorum ama ben, şunlar, şunlar, şunlar yapılsa bile bugüne
kadarki öğretisiyle bugüne kadarki konuşmalarıyla yaşantısıyla
tarzıyla Hocaefendi'yi bir kenara koymak ve onun üzerinden bir
şeyler yapmamak gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
''ZAMAN ABONELİĞİMİ KESMEDİM''
Arınç, Gülen'in, bir gazetede günlerdir yayımlanan açıklamalarına
da değinerek, şöyle dedi:
"Bizzat cemaatin çıkardığı bir gazete ve bunlar belli bir şekilde
de satılıyor. Takdir ediyoruz, okuyoruz. Benim de halen evime
geliyor, abonesiyim, aboneliğimi de kesmedim. 'Neler yazıyorlar,
bir bakalım' diye biz de okuyoruz. Biz her şeyi yok kabul etmiyoruz
ki 'Bu da geçer ya hu' diyoruz. Burada yanlış, hata yapanlar
cezasını çekecek. Çünkü bilerek hata yapıyorlar. Bilerek kötülük
yapıyorlar, hata yapmıyorlar. Şimdi beddua etmiş yine veya lanet
okumuş. Duygusal bir insandır Hocaefendi, daha evvel de buna benzer
bir şey yaptı ve belki de kırılma noktası o. Başbakanımız da
arkadaşlarımız da ona çok üzüldü. Onlar, 'İslam'da bunun yeri
vardır' diyorlar. Mülaane diye bir şey. Ben de ilk defa duydum,
belki de vardır. Yani 'Kendimizi de işin içine koyarak lanet veya
beddua okuyoruz, Peygamber de böyle yapmıştı' diyorlar. Ben orasını
bilmem ama lanet okumaya gerek yok. Niye lanet okuyorsun?"
''GÜLEN'İ ARAYIP HATIRINI DAHİ SORMADIM''
AK Parti ile cemaat arasındaki tartışmalar başladığından bu yana
Gülen ile görüşmediğini bildiren Arınç, telefon açıp hatrını dahi
sormadığını anlattı.
Bülent Arınç, şunları kaydetti:
"Herkesin herkesi dinlediği bir yerde, bu aptallığı yapacak bir
adam değilim ama en yakınlarına şunu söyledim; 'Bakın arkadaşlar,
henüz her şey bitmedi. Ben de inanıyorum ki hükümet aleyhinde bir
tuzak var. Bu tuzağın içinde de sizin bazı mensuplarınız var. Hayır
mı diyorsunuz? Evet. Bize göre de evet. Biz inanıyoruz ki şunlar,
şunlar, şunlar, hükümet aleyhinde bir tuzak kurdular, yurt dışı,
yurt içi bağlantıları var. Bunun amacı, Başbakanımızı devirmek,
hükümetimizi itibarsız hale getirmek. Siz buna inanmıyor
olabilirsiniz ama Hocaefendi'ye lütfen şunu söyleyin veya şunu
yapın, siz deyin ki; Hükümetle bizim bir sorunumuz yok. Hükümete
karşı kim tuzak kurmuşsa kim iş birliği yapıyorsa...' Ben onlara
isim verdim ama onlara da 'İsim söyleyin' demedim, 'Genel ifadeler
kullanın' dedim. 'Bunların hiçbiriyle bizim camiamızın ilgisi
yoktur. Biz bu dinlemelerin, tuzakların hiçbirini kabul etmiyoruz.
Hükümet, müsterih olsun eğer varsa bu insanlar, biz onları
camiamızda kabul etmiyoruz deyin' dedim. Bunu derseniz hükümet de
der ki 'Madem ki onlar istemiyor, kabul etmiyor, böyle bir şeyi
reddediyorlar, o zaman biz de kendimize dönelim, şu yaptıklarımızı
bir daha gözden geçirelim. Kaç ay oldu? Neredeyse 4-5 ay oldu."
''BİZİM HÜKÜMETLE MESELEMİZ YOKTUR
DESEYDİ...''
Hiçbir şekilde beddualara gerek olmadığına işaret eden Arınç,
şunları söyledi:
"Söyleyecek tek cümle var, 'Bu tuzakları kuran bizden değildir, bu
dinlemeleri yapan, iftiraları atan, bu montajları yapan bizden
değildir. Bizim hükümetle bir meselemiz yoktur. Biz Türkiye'nin
selametini istiyoruz ve kim ki bize mensup olduğunu iddia ederken
bu işleri yapmışsa onu reddediyoruz' dese mesele kalmayacak bizim
açımızdan. Yapılmadı. Bu beddualara gerek yok ki. Hocaefendi, çok
güçlü bir insan, bu sözü bir defa tekrarlasa bir defa ilan etse,
gazete yazar mı yazmaz mı bilmiyorum, o mesele de ayrı bir mesele.
Şimdi iş birliği yaptıkları başka gazeteler de var. Çok masum bir
istek değil mi bu? 'Hükümetle bizim meselemiz yoktur, biz siyasi
bir organizasyon değiliz. Hükümeti sandık getirir, sandık götürür,
rakipleri düşünsün. Kim ki bizim adımıza veya camiamızı kullanarak
tuzak kurmuş, herkesi dinlemiş, herkesin özel hayatına girmiş,
herkes hakkında şantaj yapacak duruma gelmiş, MİT'in tırlarını
durdurup da yıpratmaya kalkıyor, onu, bunu gözaltına alıp itibarsız
hale getirmek istiyorsa...' Savcıları da işin içine koymak lazım
tabii. 'Bizimle alakası yoktur' desin, bin defa lanet okumaktan
daha hayırlı bir iş olur. En azından kendilerini onlardan
soyutlamış olurlar ama ben şu an itibarıyla böyle bir şey duymadım.
O zaman biz de inanıyoruz ki camia veya camianın önde gelenleri,
yapılanları neredeyse meşru ve mazur görüyor. O zaman Başbakan
üzülüyor, daha üst perdeden belki bir şeyler söyleme ihtiyacı
duyuyor."