BÜLENT ARINÇ: "MÜNEVVER HANIM'IN GÜZELLİĞİ İÇİMİ ISITTI"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç eşi Münevver Hanım'la nasıl tanıştığını ve özel yaşamını anlattı.
CNN TÜRK ekranlarında yayınlanan ‘Burada Hayat Var’ programına konuk olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç özel hayatı hakkında bilinmeyenleri anlattı. Gazeteci Aynur Tartan, program sonrası kaleme aldığı yazıda Arınç'ı "Gerçek bir gönül adamıyla tanıştım" sözleriyle tanımladı. İşte şöyleşiden bazı bölümler...
Nasıl bir ailede büyüdünüz? Kökleriniz nasıl bir aileye
dayanıyor?
Ben 1948 Mayıs ayında Bursa Demirtaş’da
doğdum. Çok küçük yaşta babadan ayrılmışız. Babam astsubaydı. O
zamanlar astsubaylar şimdi olduğu gibi her gittikleri yerde 5-6 ay
kalmıyorlardı herhalde. Babamın çok yer değiştirdiğini doğudan
batıya çok tayinler yaşadığını biliyorum. Buradan Susurluk’a,
Susurluk’tan Ayvalık’a, Ayvalık’tan da 1954 yılında Elazığ’a
gitmişiz. Ben Elazığ’da ilkokulun bütün sınıflarını okudum. Ama
mezuniyetim Manisa’da oldu. Çünkü babam emekli olunca 1959 yılının
sonunda Manisa’ya geldik.
Amcamla müşterek bir evleri vardı babamların Şehitler Mahallesi'nde oraya yerleştik. İlkokula önce Ayvalık’ta başladım. Elazığ’da devam ettim. Bursa’dan ben 2 yaşındayken ayrılmışız. Ama sonra annem de, babamda çok vefalı insanlardı. Buradaki komşularıyla, dostlarıyla hiç irtibatlarını kesmediler. Babam öldüğünde 52 yaşındaydı, ben 12 yaşındaydım. Ağabeylerimden birisi Sümerbank hesabına yurtdışında okumuştu. Tekstil yüksek mühendisi oldu. Sümerbank onu Bursa Merinos’ta göreve başlattı. Annemle birlikte zaman zaman hem ağabeyimi ziyaret etmek hem de Bursa’yı görmek için Bursa’ya gelirdik.
Babanız otoriter miydi?
Biz babamızla tabi çok az yaşayabildik. Ama bildiğimiz, gördüğümüz
kadarıyla çok sevecen, evine, ailesine çok bağlı. Hepimizi okutma
gayreti içinde olan biriydi… O zaman ki gelir çok düşüktü. Babam
emekli olduğu zaman üç ayda 700 Lira maaş alıyorduk. Sonra bana
yetim maaşı, anneme dul maaşı bağlandı. Bana bağlanan maaş 90
Liraydı. Yani bu 90 Lirayla hukuk fakültesinde okudum 2 yıl. Sonra
içişleri bakanlığından burs aldım. 250 Liraydı bursum. Onun 100
Lirasını da İstanbul’da okuyan ağabeyime gönderirdim.
- Babanız vefat etmeden önce annenize demiş ki, ‘Bu
çocuğa dikkat et! Bu çocuk ileride başbakan
olacak…’
Evet söylerdi… Babam da siyasete meraklıydı.
Emekli olduktan sonra çok tarih dergileri, gazete okurdu. Siyasete
ilgi duyardı. Evimizde bizim siyaset konuşulurdu. Ama herhalde bir
tek ben ilgi duydum siyasete.
Münevver Hanım ne zaman girdi
hayatınıza?
Ben evlenmekte geciktim. Biraz da
telaşlanıyordum. Artık evlenmem gerektiğini düşünüyordum. Ama
siyasi hayatımız çok yoğun geçiyordu. Yani bizim kız bakacak,
nişanlanacak, evlenecek vaktimiz yoktu. Ama sonra arkadaşlarımız
bizim için güzel şeyler düşündüler. Bir avukat arkadaşımızın eşinin
de davetiyle biz Münevver Hanım’ı görmeye gittik. Eşim Karaağaçlı
Köyü’nde oturuyordu. Çiftçi bir ailenin kızıydı. Kız Teknik Yüksek
Öğretmen Okulunu bitirmişti. Yeni mezun olmuştu. Ve Kırşehir
Kaman’a tayini çıkmıştı. Ama göreve başlamamıştı. Vesile olunca
annemle, avukat arkadaşlarımın eşi ve ailesiyle evlerine kahve
içmeye gittik. Karar verdik. Birbirimizi doğrusu beğenmiştik.
Ne vardı üzerinde?
Sanıyorum mavi ya da lacivert bir tayyörü vardı. Öyle
hatırlıyorum.
Nesinden etkilenmiştiniz? Sonra hiç konuştunuz
mu?
Konuştuk tabi… (Gülüyor) (Çok etkilendim) Kendisi zaten bilir bunu.
Zaman zaman dost sohbetlerinde de anlatırım. Fevkalade iyi
yetişmiş, çok güzel ikramda bulunan, güzel konuşan, insanın içini
ısıtan güzelliği vardı. Annem de çok beğenmişti. O da daha sonra bu
düşüncelerini ifade etti. Bu ilk görüşmenin sonrasında da birkaç
defa kendisiyle görüştük, geleceğe ait düşüncelerimizi paylaştık.
Zannediyorum ki 6-7 aylık bir nişan süresi geçti. Sonra 1979’un 2
Eylül’ünde evlendik. Erbakan Hoca’dan da izin istedim. Artık ben bu
işe girdim beni her yere koşturuyorsunuz ama benim de evlenmem
lazım dedim. Bana bir süre izin verin. Sağolsun o da takdir etti.
Ben heralde 29-30 yaşındaydım. O benden biraz yaşça küçüktü tabi.
Hamdolsun 34 yıllık evliliğimiz var.
Başarınızın yüzde kaçı Münevver
Hanım’ın?
Yüzde doksanı.
En sevdiğiniz türkü hangisi?
Rahmetli
Abdürrahim Karakoç’un ‘Mihriban’ türküsüdür. Geçen gün kabrini
ziyarete gittim. Musa Eroğlu söylerse çok hoşuma gider.