Bülent Arınç AS TV'ye konuştu! Canlarına ot tıkayacağız!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa'nın yerel kanalı AS TV'ye çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bu operasyonu yapanların da
canlarına ot tıkayacağız. Halkımız yapılan işlerin provokasyon
olduğuna inanıyor ki, AK Parti etrafında iki üç misli kenetlenme
oldu. Vatandaşlarımızın daha önce oy vermemiş olanlar bile bu
operasyonlar karşısında sizin yanınızdayız diyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa'nın yerel kanalı AS TV'ye
açıklamalarda bulundu. Hükümete yönelik yıpratma politikalarının
bazı kurumlarda bir takım yandaş insanların işi olduğunun açık
olduğunu dile getiren Arınç, "Bir şeyler yaptılar, Başbakanı itham
ettiler, bakanları itham ettiler. Anladık ki bundan yola çıkarak
hükümeti yaklaşan seçimlerde ve cumhurbaşkanlığı seçimine giderken,
çözüm süreci başarıya ulaşmak üzereyken, bunların hepsini perişan
edecek bir çabanın varlığı ortaya çıktı. Bir cemaatle ilgili
olduğu, cemaatin mensuplarına ve liderlerine yönelik yüksek dozda
konuşmalar oldu. Dershanelerle ilgili bir olumsuzluk yaşandı.
Hükümet artık dershanelere ihtiyaç kalmadığını, okula dönüşmesi
gerektiğini ifade etti. Buna çok üst perdeden karşılık verildi,
aksi sanki olmazsa olmaz kabul edildi. Biz çözüm için çok uğraştık,
2 yıllık bir geçiş süreci kabul edildi. Bütün dershane sahipleri
bana teşekkür etti, bizim de istediğimiz buydu dediler. Biz mesele
çözüldü derken, aslında mesele dershane değilmiş başka konulara
sıçrayan olaylarla karşılaştık" diye konuştu.
"SAVCILAR BOYLARINI AŞACAK İŞLER YAPMAYA
BAŞLADILAR"
"İsmi geçen cemaatle ilgili kanaatlerimiz hep iyidir. Muhterem
Fethullah Gülen Hocaefendi, hem eğitim hizmetleriyle, olumlu
çalışmalarında hep olumlu destek sağladık" diyen Arınç, kendilerini
belki cemaatten gösteren, niyetleri başka olan birilerinin bu
ilişkileri bozacak bir noktaya getirdiğini söyledi. "Sadece
bakanlarla sınırlı kalmadılar, MİT'in bir takım operasyonlarına işi
sıçrattılar" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Bir takım savcılar boylarını aşacak düzeyde başka işler yapmaya
başladılar. HSYK'nın açıklamaları gündeme oturdu, yetkileri
olmamasına rağmen. Türkiye'de dini ve hayır hizmetlerinde çalışan,
Türkiye'yi birleştirici unsurları haline gelen, yurt içinde ve yurt
dışında eğitim hizmetleri yürüten kuruluşlarla hiçbir sıkıntımız
yok. Bunların içinde siyasete talip olan, hükümeti devirmeye
çalışan bir organizasyonla karşılaştığımızı düşünüyoruz. Hükümet
tedbir almak zorunda. Bu Türkiye'nin iç ve dış itibarını, mali
itibarını bozacak noktaya geldi, bir takım mali şartlar tersine
dönecek noktaya geldi. Türkiye dışarıda sanki bir istikrarsızlığa
gidiyormuş algısı oluştu. Hükümet hemen müdahale etti, görevi
kötüye kullanan kamu elemanları ile ilgili tedbirler oldu, atamalar
oldu. Başbakana, AK Parti'ye uzanacak bir operasyonu, bana göre çok
meşru bir şekilde engellendi."
Daha önce darbecilerin kendilerini kapatmak istediğini ifade eden
Arınç, "Bu operasyonu yapanların da canlarına ot tıkayacağız.
Halkımız yapılan işlerin provokasyon olduğuna inanıyor ki, AK Parti
etrafında iki üç misli kenetlenme oldu. Vatandaşlarımızın, daha
önce oy vermemiş olanlar bile bu operasyonlar karşısında sizin
yanınızdayız diyor" şeklinde konuştu.
"BİZ ÖZGÜRLÜKTEN YANAYIZ"
Başbakanın sert konuşmasının haklı olduğunu kaydeden Arınç, "Sayın
Başbakanımız niye bu kadar sert konuşuyor, niye bu kadar suçlayıcı?
Başbakanımızın gördüklerini, duyduklarını, bildiklerini siz de
bilseydiniz çok daha fazlasını söylerdiniz. Oğlu ile kızı ile
ilgili çok edepsiz suçlamalar var. Bu olaylarla bizzat muhatap
olmuş bir insan, oğluyla ve kızıyla ilgili çok edepsiz suçlamalar
var. Senin oğlun vakıf kurmuş, bu vakfın arazisini kim temin etmiş
diyor. Bir takım televizyonlar bunu köpürte köpürte aile
mahremiyetine kadar gitti. Bir Başbakan bizim tanıdığımız insan, bu
konularda çok üzüntü duyarız. Bunun tepkisini daha yüksek
verebiliriz. Bizim ne bu ismi geçen cemaatlerle, diğer cemaatlerle
hiçbir sorunumuz yok. Biz özgürlüklerden yanayız. Bunlar dini
özgürlükler, fikir ve inanç özgürlükleridir. Önünde hiç engel
olmayacak. Girişimcilerin önünü açmakla mükellefiz" dedi.
"Ben şuna inandım, şuna inanmadım. Her şey serbest. İsterse kılık
kıyafet konusunda olsun, isterse siyasi özgürlüklerin tamamında
olsun demokratikleşme paketi herkesin farklılıklarını özgürce
söylediği bir Türkiye hayal ediyoruz" diyen Arınç, "Cemaatin
başında olduğu söylenen muhterem insana sözümüz yok. Eğitim
hizmetlerine katılan, burs sağlayan, sosyal yardımlaşma adına
kurban toplayan, güneydoğu köylerine kadar giden, onlara hayır
faaliyetlerini yapan bir tanesine bile bir fiske vurmayı aklımızdan
geçirmeyiz. Oraya mensup olduğunu gösteren, oradan aldığı güçle
hükümetimize darbe vurmaya çalışanlara acımasız olmamız lazım. Bu
işleri kötü yapan, hükümet karşıtlığı yapan, hükümet rejimini
dönüştürmeye çalışanları ayıklamak ve teşhir etmek gibi
sorumlulukları var. Şöyle diyorlarsa; 'Bizim cemaatimizde hiç böyle
bir insan yoktur. Bu amaçla çalışan bir kişiyi bile bulamazsınız'
diyemezler. Biz biliyoruz. Onların eylemlerini biliyoruz. Şunu
rahatlıkla söyleyebilirsiniz; 'Bu hükümetle hiçbir sorunumuz yok'.
Bunu hala söylemediler. Bu iktidar varsa siz var olacaksınız. Çünkü
biz gelmeden önce hiçbir şeye sahip değildiniz. Biz geldikten sonra
maddi ve manevi her şeye sahip oldunuz. Biz gelmeden önce çete ve
örgüt iddiasıyla neredeyse idama mahkum edileceksiniz. Allah sizi
kurtardı. Bizler daha sonra bırakın böyle suçlamaları, herkes din
ve vicdan özgürlüklerini yaşamaya karar verdi. Bütün topluluklar
için bu geçerli. Onlar bunların kıymetini bilirken, sizin
bilmemeniz eksiklik olur" şeklinde konuştu.
"KABUL EDERSENİZ 5 DAKİKADA KUCAKLAŞIRIZ"
"Televizyonlarınız, gazeteleriniz, STK'lar bu hükümetle sorunumuz
olmadı, hükümeti yıkmak gibi düşüncemiz yok, hükümetin yerine
başkasını getirmek diye bir düşüncemiz yok. Bizim içimizde yanlış
yapanlar varsa, onlarla irtibatımızı kesiyoruz derseniz, bu sorun
bir günde biter" diyen Arınç;
"Dershane konusunun sorumlusu bensem, bu konuda bana teşekküre
geldiniz. 'Bu mesele bitti' dediniz. Sizin derneklerinizin
temsilcileri. Bu yapılanlar nedir ? Yani Gezi Parkı’nda mesele ağaç
ve orman değil diyenler haklı çıktı. Şimdi de mesele dershane
değilmiş diyenler haklı çıkabilirler. Bu kavganın sebebi başka bir
şey. Siz bu kavganın içinde cemaat olarak yer almadığınızı, her
topluluğun içinde yanlış yapanlar da bulunabilir diyerek kabul
etmeniz lazım. Kabul edersiniz, 5 dakika sonra kucaklaşabiliriz.
Yeter ki bu insanlarla irtibatınızı kestiğinizi, böyle bir planlama
içinde olmadığınızı iki cümleyle söyleyin. Bu beddua ve dua
şeklinde olsun demiyoruz. Bu gibi suçlamalarda 'siz yanlış
anlıyorsunuz, bizim böyle bir çabamız yok, biz hükümeti
eleştirebiliriz, ama icraatlarından memnunuz, karanlık bir takım
işler içinde bulunmayacak dediğiniz zaman Başbakanımız sözlerini
bir kenara tutar, sizle kucaklaşır. Biz de bundan memnuniyet
duyarız" ifadelerini kullandı. (İHA)