13 Şub 2009 09:13 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:32

"BUGÜNKÜ HÜRRİYET'E YAKIŞAN BİR YAZAR VAR KARŞIMIZDA!.. RESMEN ATIYOR!.."

Soner Yalçın, Fehmi Koru'yla girdiği polemikte, İngiliz ajanı imasında bulunmuştu.Koru'nun cevabı "At martini debreli Hasan,dağlar inlesin!" oldu.İşte o cevap.

İyi atışlar Efendiler...


"Bizim de sana sorularımız var" başlığını görünce elimin ayağımın birbirine dolanacağını sanmışlar mıdır? Hürriyet'in tam sayfa yazarı Efendi öyle sanmış olmalı...

Geçen pazar 6/7 Eylül olaylarını işlerken 'İngiliz parmağına' da değinmişti Hürriyet yazarı; yazdıklarını ilk ondan okuyormuşuz hissi vererek... Oysa James Bond romanlarının yazarı, İngiliz MI6 casusluk örgütü mensubu Ian Fleming'in o tarihlerde İstanbul'da olduğu 'bilinen' bir gerçek...

İlkin Hürriyet'te Safa Kaplan yazmıştı, ben de taa 2005 yılında o bilgiye burada yer vermiştim...

6/7 Eylül olaylarında 'İngiliz parmağı' olduğu konusu doktora tezlerine geçmiş bir olgu. Aynı dönemde ben de bir yazımı bu konuya ayırmıştım. Tabii, "6/7 Eylülü İngiliz Gladio'su yaptı" türü mantık hatalarına düşmeden... NATO ülkelerinde CIA ve MI6 tarafından kurulmuş gizli ordu örgütleri hep kendi ülkelerinde eylem yaptılar; bazen bir örgüt diğerine lojistik destek verdi, ödünç tetikçi de sağladı; ancak bir ülkenin örgütü diğerinde operasyon yapmadı. Glaido'lar tarihinde yabancı ülkede operasyon yapan bir örgüte rastlamadım.

Neyse...

Konumuz, bu bilgiler üzerine uzun mu uzun yazı yazan kişinin kaynak açıklamaması... "Ben kaynak açıklamam arkadaş" dese mesele bitecek; öyle diyeceğine "Ben Google kullanmam", "O bilgiyi özellikle şu iki yabancı kaynaktan aldım" deyince farklı bir boyuta geçiyoruz. Sözünü ettiği kitaplarda öyle bir bilgi yok çünkü... Resmen atıyor.

Şaşırmadım; Hürriyet yazarının 'çapını' tarihçi Doç. Hakan Erdem çok önceden ölçmüş... "Bildiğiniz gibi..." diye başlayan bir cümlede ifade ettiğini (İki kez İngiltere başbakanı olan D'Israeli'nin ülkesinin isminin 'İsrael' olmasını Parlamento'ya teklif etmesi iddiasını) bütün muteber kitaplarda aramış taramış da bulamamış... (s. 123)

Tam bugünkü Hürriyet'e yakışan bir yazar var karşımızda... "Aman dostlar, biz olmasak Türkiye Cumhuriyeti'ni ekseninden uzaklaştıracak kişilere karşı mücadelemizde bizi destekleyin" çağrısı içerisinde "Yalan-yanlış şeyler yazsak da..." cümleciğinin de bulunduğunu düşünmelisiniz.

Şimdi de bana soruları varmış. Sorsun bakalım!

Uzun bir alıntı yapacağım, ama değer:

"MI6 ajanları denince akla dünya üzerinde gelen kurumlardan biri neresidir biliyor musunuz: Londra yakınlarında bulunan Exeter Üniversitesi. İngiliz istihbarat servisi mensuplarının ana ocağı gibidir burası. Yani MI6 ajanlarının büyük çoğunluğu bu okulda öğrenim görüyor. Bu üniversite sadece İngiltere için değil özellikle Ortadoğu ülkelerine de ajan yetiştirmekle ünlüdür. Ayrıca... Buradan mezun olanların özellikle İslam ülkelerinde önemli mevkilerde (siyasi, ekonomik ve üniversite kadrolarında) yönetici olarak görev yaptığı biliniyor. Üniversite o kadar iyi eğitim veriyor ki okulun kıyısından köşesinden geçenler bile ülkelerinde önemli mevkilere geliveriyor! Örneğin: Exeter Üniversitesi'nin enstitülerinden birinin adı; Arap ve İslami Araştırmalar Enstitüsü. Burada bölgenin tarihi, kültürü ve dilleri öğretildiği için, bölge konusunda uzman olmak isteyenler MI6 ajanları mutlaka buradan geçiriliyor. Enstitü'nün başında; Prof. Dr. Tim Niblock bulunuyor. Bu isim tanıdık; dönemin (2005) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e Exeter Üniversitesi fahri doktora unvanını veren kişi."

At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin!

Abdullah Gül Exeter Üniversitesi'nde okumuş; aynı dönemden (1976-78) Exeter Üniversitesi'nden arkadaşmışız... Exeter'de Müslüman Öğrenciler Birliği yurdunda kalmışız...

Soru sahibi devam ediyor: "Türk öğrencilerin bu üniversiteye gitmesi için destek verenlerden biri olan AKP eski milletvekili Nevzat Yalçıntaş; 14 Mayıs 2002 Salı günü TBMM Genel Kurulu'nda nasıl bir anısını anlatıyordu Exeter ile ilgili:

"Seneler önce, İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Avrupa'da, her ülkeden birkaç kişiyi -herhalde bizi de alakalı gördü- Londra'ya ve güneye Exeter Şatosuna davet etti, bir beyin fırtınasına. Parlamentoda parlamento reformuyla vazifelendirilmiş İşçi Partisi üyelerinden Crossman geldi, dedi ki: 'Biz -çok kısa geçiyorum- endüstriyi, demokrasiyi hallettik; fakat, karşımızdaki problem, medyanın demokrasiyi tahrip edecek çapta girişimlerde bulunması; bunu halletmeye çalışıyoruz. Nerede; İngiltere'de; yani, demokrasinin beşiği bir yerde."

Soruyu bu satırlardan çıkarmam gerekiyor... Tüh Allah, şimdi ne yapacağım ben? İşte yakalandım. İngiltere/Exeter/MI6 ve ben...

İyi de, bırakın Exeter Üniversitesi'nden mezun olmayı veya orada okumayı, hayatımda Exeter'e uğramışlığım yok benim... Bir gün bile... Bir dakika bile...

Başka sorunuz var mıydı?


Taha Kıvanç /Yeni Şafak